• peygamberliği sıradanlıktan ayıran bazı olumsuzluklar varken, bazı güzel imtiyazlar da şımarıklık olarak adlandırılabilir.

    sıradan insanlar belki günde belli bir süre çalışıp gece kesintisiz uyuyup, kamusal alanda tanınmadan rahatça çarşı pazar gezebilir.

    ama peygamberi mahallede herkes tanır. gecesi gündüzü belli değildir, insanlar her meselede onun kapısını çalar ve o da reddetme lüksüne sahip değildir.

    attığı her adım, ağzından çıkan her harf, gömleğindeki düğme sayısı, çarşaf kumaşındaki polyester pamuk yüzdesi gibi her ayrıntı gözlemlenir, yazıya geçirilir, kahvede tartışılır.
    bir kişi, o eve girmeden önce sol ayağının orta parmağına dokunarak çorabını çıkardı, derken diğeri ise, ama geçen hafta çorabını paspasa iki defa sürdü sonra çorabını çıkardı, diye tartışır.

    dönemin pop yıldızıdır. ama o da nihayetinde kusurlu bir insandır. komşusuyla kavga eder, tişörtünün eteklerini pantolonuna sokar, kola ile ayranı karıştırıp içer.
    halbuki kola ile ayranı karıştırıp içen bir mümin, ahirette dili demirle dağlanarak cezalandırılır;
    komşusuna öf bile dememelidir yoksa sevap pointleri melekler tarafından misliyle komşusuna aktarılır;
    tişörtü pantolona sokuşturanlar ise haşa seksenlerdeki cahiliye dönemine özlem duyduğunu ifade eder, mutlaka annesi, annesi yoksa kızkardeşi, o da yoksa mahalle muhtarı, elini pehlivan gibi g.tüne sokmak yoluyla tişört eteklerini mutlaka dışarı çıkarmalıdır.

    e peki peygamber, müminlerinden men ettiği bazı şeyleri kendisinden men etmez? çünkü yüce tanrı, tüm güneş sistemini ve domatesi işbu kişi için yaratmıştır; bazı meselelerde avamdan daha imtiyazlıdır. bunlar küçük şımarıklıklardır.
  • bir tane
    bir yetmez uc tane
    uc de yetmez bes tane
    bes de yetmez yedi tane
hesabın var mı? giriş yap