• (bkz: #22068819)
  • yoksa diyor erich fromm, yoksa yoksa şu bizim psikanalizde 'bilinçdışını bilince çıkarmak', 'hastanın içgörü kazanması' dediğimiz şey ile zen budizm'deki satori(aydınlanma) yaşantısı arasında bir ilinti olabilir mi acaba? tabii bunu ancak 1957'de diyebiliyor erich fromm. zaten kendisi de önsözde belirtiyor: "bundan yirmi yıl önce bir ruhbilimci, meslektaşlarının zen budizm gibi 'gizemci', dinsel bir sistemle ilgilendiğini duysa şaşırır, hatta apışır kalırdı. hele meslektaşlarının çoğunun yalnız ilgilenmekle kalmayıp adamakıllı bu işin içinde olduklarını ve birlikte geçirmiş oldukları hafta içinde dr. suzuki*'yi yakından tanımanın, görüşlerini izlemenin, üzerlerinde en azından son derece uyarıcı ve tazeleyici bir etki yapmış olduğunu öğrenmiş olsaydı, şaşkınlığı büsbütün artardı."
    bununla birlikte, yine gürül gürül akıyor, güzel bağlantılar kuruyor, ilginç geçişler yapıyor erich fromm. zen'e merakımı artırıyor. ayrıca 1957 yılı itibariyle fromm'un kendi 'hümanist psikanaliz' anlayışını görebilmemiz bakımından da faydalı bir kitap olduğu kanısındayım.

    tabii şu da var: 1978 yılında ilhan güngören tarafından dilimize çevrilmiş bu kitap. o dönemin çalkantılı türkiye'sinde kaç kişi okumuştur kimbilir bu kitabı? bazı kitaplar zaman gereksiniyor, bazı toplumlar için.
  • "analiz sırasında neler oluyor? bir kimsenin bilincinde, kendisinin alçakgönüllü, yürekli ve sevgi dolu bir kimse olduğu sanısı varken; ilk defa kendini beğenmişliğinin, korkaklığının ve içinin nefretle dolu olduğunun farkına varıyor; kendini böyle görüvermesi onurunu yaralayabilir, ama bir yandan da bu görüş bir kapı açılmasına olanak verebilir. (...) eğer bu yolda yürümeyi sürdürürse, kendi içindeki bebeği, ergenlik çağındaki delikanlıyı, suç işleme tutkusu olan caniyi, deliyi, ermişi, sanatçıyı, hem erkeği hem dişiyi görüp tanıyabilir; insanlıkla, evrensel insanla daha derin, daha içli bir ilişki kurabilir." erich fromm
  • erich fromm'un harika kitaplarından biri. insan ruhuna iki farklı yaklaşımdan; bunların yöntemleri, nedenleri ve sonunda da benzerliklerinden bahseder. iki yaklaşımdan kasıt: doğuda budist öğretilerden ortaya çıkan ve budizmin aslında bir mezhebi diyebileceğimiz zen-budizm öğretilerinden ve batıda psikoloji alanındaki özellikle 20. yüzyıldaki büyük bulgulardan gelen insan ruhuna yöneliş serüveni ve bulunan benzer bulgular.

    kısa olmasına rağmen, üstadın her kitabı gibi çok şey katar insana.
  • (bkz: zen budizmi)
  • fromm için eski bi entrymde kuru demiştim, şimdi kendimi degilliyorum; bu kitap (ya da makale) yeni capalanmis ıslak ve verimli bir toprak gibi, beğenerek okudum.
    psikanaliz ile hedeflenen "bilinçsiz olan şeyde bilinçlenme ve böylece kişinin bilincini genişletmesi, gerçekle ve -bu bağlamda- hakikatle temas kurma"si zen budistlerinin 'aydinlanma' dediği şeyle aynı olabilir mi sorusu üzerinde bir tartışma yürütüyor fromm, nihai amacından ziyade bu yolda ortaya attığı fikirler ilgimi çekti. aklıma takılan birkaç tanesinden bahsedicem. insanin, doğanın içinde olması ve aynı zamanda kendisinin farkında olmasinin yarattığı celiskiden doğan bir varoluşsal sorusunun bulunduğunu yazmış, "bu soruyu sadece düşünceler yoluyla değil, bütünlük içinde biri olarak cevaplamayi en önemli meselesi haline getiren herhangi bir insan dindar bir insandır, varoluşsal soruya sağır kalmaya çalışan herhangi biri ya da herhangi bir kültür dinsizdir", diye devam etmis, çok sık tartışılan ama bir sonuca ulaşılamayan hayatın anlamı (ya da anlamsızlığına) dair bir cevap var sanırım burda.
    bilincin, bastirmanin ve baskisizlastirmanin yapısı başlıklı bölümde bilinçdışı ile ilgili şöyle bir formül kurmuştu bu da ilginçti: "bilinçdışı, bütünlük içindeki insan eksi insanın içinde bulunduğu toplumla uyuşan parçasıdır."
hesabın var mı? giriş yap