• 16 yıl öncesinde gerçek rakamların yazılabildiğini görmemizi sağlayan paylaşımdır.
  • geçen söylediği dünyanın en büyük 13.ekonomisi haline geldik ((bkz: #85404980) ) gibi doğru veridir ama eksik bilgi içermektedir.

    o dönemde küreselleşmenin, kredi genişlemelerinin etkisi ve finansal piyasaların etkinliklerinin artması ile tüketim tüm dünyada uçuşa geçmiştir (70-80’ler sonrası). incelerseniz; o dönemlerde bütün ülkelerde benzer enflasyon artış oranlarını ve ardından bu oranların düşmesini göreceksinizdir. (aşağıda vereceğim linkten diğer ülkelere bakıp aynı dönemde enflasyon artışları-inişleri yaşadıklarını görürsünüz.)

    *

    mesela abd paul volcker zamanında, hem de reagan zamanında kronik enflasyondan çekmiş, ardından doğru politikalarla kurtulmuştur.
    (bkz: #84133821) inmiş halinde bile mesela g.w.bush dönemine göre çok yüksek enflasyon gözlenmektedir. bu veri, bush denen dallamanın reagan’dan daha iyi ve yetkin olduğunu mu gösterir? (cevabın net hayır olduğunu akp’li zombiler bile biliyordur diye düşünüyorum.)

    https://tr.tradingeconomics.com/…rkey/inflation-cpi (bizim de erdoğan’ın bahsettiği dönem öncesinde enflasyon sorunumuz pek yoktu yani şu anki gibiydi, tabii kendisi bunu söylemez, en absürd örneği verir ki harika gözüksün.)

    ***

    ekonomi böyle bir şeydir işte...
    türkiye’de kimsenin dünyada neler olup bittiğinden haberi olmadığı için küresel trendleri sadece türkiye’ye özgü gibi gösterirler.
    “tek biz enflasyon sorunu yaşıyorduk, onu da biz indirdik” gibi...
    (ve türkiye’nin akp döneminde 3,5 kat büyümesi gibi, halbuki herkes büyüdü; daha fazla büyüyenler de var afrika ülkeleri dahil).

    hiçbir ekonomik veri dünyadaki tüm ülkeler ve onların dönemsel performansları ile sizinkiler karşılaştırılmadan verilmemelidir, yoksa her yerde iyileşen verilerle vatandaşlarınızı kandırmış olursunuz.

    işler kötü gitti mi “dış güçler”, işler iyi giti mi “biz yaptık”... yeni türkiye böyle yalan dolan dolu bir ülke artık.
    kime nasıl laf anlatalım? twitter’da dünyadan haberi olmadan bu veriye katılıp: “evet cumburbaşkanım, bu ülke hain dolu” diyen ilkel ve naif insana mı? siz söyleyin; tüm bunları ona nasıl izah edelim?
  • paylasimdan bagimsiz olarak bir defa daha paylasiminin altinda yandaslar dilenmektedir.
    ulkede dilenci enflasyonunun tavan yaptigini soylemek mumkun.
  • bu hükümet dönemlerinden hangisinde bir parti tek başına 15 yıl iktidar oldu? diye aklıma soru getirmiş paylaşım.
    tek partili dönem hariç.
  • kaynak

    başlarda hedefin yüzde 7 olarak açıklandığı 2018 yılının sonunda yüzde 20'ye hedefi tutturduk denmesinden daha ilginç değildir.

    edit: mükemmel twitter uygulamasının azizliğine uğradığımdan yanlış tanım silindi.
  • erdoğan'ın paylaştığı rakamlara göre 2002-2018 arası ortalama fiyat artışının %327 olması gerekiyor. yani 2002'deki 100 lira harcamanızın bugün 427 lira olmalı.

    (bkz: hesaplayan adamlar)

    2002'deki fiyatları hatırlayanlar, o zamanlarda beyaz eşya, otomobil vs. almış olan yazarlardan fiyat kıyaslamalarını alalım, bi bakalım başkan doğru mu söylüyor?

    bugün istanbul'daki ortalama fiyatlar vs. 2002'de erdoğan'ın rakamlarına göre olması gereken fiyatları da şöyle bırakayım. doğrulaması için ekşi'nin dinazorlarını sahneye alalım.

    (sol - 2018 istanbul fiyatları, sağ - rte enflasyonuyla 2002'de olması gereken fiyatlar)
    1lt süt
    4,05 - 0,95
    1 somun ekmek
    2,35 - 0,55
    1 kg pirinç
    8,47 - 1,98
    12 yumurta
    9,89 - 2,32
    1 kg yerel peynir
    28,46 - 6,67
    1 kg tavuk
    19,25 - 4,51
    1 kg kırmızı et
    61,02 - 14,29
    1 kg elma
    5,15 - 1,21
    1 kg domates
    5,44 - 1,27
    1 kg patates
    4,23 - 0,99
    1 kg soğan
    4,49 - 1,05
    1.5 litre su
    1,89 - 0,44
    1 şişe şarap
    40,00 - 9,37
    50'lik yerel bira
    8,89 - 2,08
    1 paket marlboro
    13,00 - 3,04

    onlar yalanlarla konuşur, biz rakamlarla...

    kaynak
  • kitlesinden yükselen isyan sesleri olduğunu anlamış oluyoruz böylece.
    böyle saçma sapan istatistiklerle sadece kendi kitlesini inandırabileceği için, hedef kitlenin ne olduğunu anlamış olduk. panik artacak iyice, çünkü bizim gibi ülkelerde, hak hukuk özgürlük halkın umrunda bile olmaz. cebine giren para ve çıkan para belirler herşeyi. din ile bir yere kadar sürdürülebilir bu sesleri bastırma olayı, bir yerden sonra din iman para olduğu için, parayı öne alır halk.

    tanım: amatör eğlendirir, kendi kitlesini kandırmak için kesinlikle faydalı bir çalışmadır.
  • sizi ikna etmek için paylaşmıyor o bilgiyi zaten, kendi seçmeni için paylaşıyor. onlar da ikna oluyor. takmayın kafanızı bu tarz paylaşımlara. bu paylaşımla gerçeği bilen insanların fikri değişmeyeceği gibi, gerçeği bilmeyen saflar da sizin yazdıklarınıza inanmaz.
  • buna benzer bir paylaşım 2004-2005 yıllarında yapılsaydı o dönem herkes bu karşılaştırmaya münasip yerleriyle gülerdi. sene oldu 2019, artık 2002 öncesini hatırlamayacak olan genç insanlar aramızda daha fazla, reisin yeni taktiği de o günler için sallayabildiğin kadar salla.

    tanımla başlayalım;
    makroekonomik politika olarak sabit kur rejiminin uygulandığı 1989-2002 dönemi ile dalgalı kur rejiminin uygulandığı 2002-2018 döneminin nominal rakamlarının anlamsız karşılaştırmasıdır.

    2002'den önce uygulanan piyasa rejiminde, döviz kurunun yıllık olarak ne kadar artırılacağına (başka bir deyişle türk lirasının değerinin ne kadar düşürüleceğine) sene başında karar verilirdi. yani döviz kurunun merkez bankası kontrolü dışında değerlenmesine engel olmak için piyasa enflasyonu serbest bırakılırdı. sistem bugünkünün tam tersiydi. ekonomik bozulmalarda önce çarşı pazarda etiket fiyatları artar sonra bu durum mecburen döviz kurunu artırırdı. şimdiki sistemde ise ekonomik bir bozulma olduğunda önce döviz kuru fırlıyor, sonrasında da mecburen enflasyon yükseliyor. kişisel görüşüm, piyasa hedeflemesinin döviz kuru yerine enflasyon üzerinden yapılması, yani şimdiki sistem daha iyi. ancak bunu tartışmıyoruz.

    1989-2002 dönemindeki iktidarlar, piyasa enflasyonu sebebiyle oluşan vatandaş mağduriyetini gidermek için geçici çözüm olarak karşılıksız para basma yöntemine başvurdular. o dönemin ekonomik sıkıntılarına çözüm bulunamadıkça karşılıksız para basma yöntemi kalıcı çözüm haline geldi. piyasa zam yapar, devlet cevap olarak tl'nin değerini düşürür, tl'nin değeri düştüğü için piyasa bir daha zam yapar, tl'nin değeri daha da düşürülür... şeklinde sonsuz bir sarmalın içine düşülmüştü.

    bu koşullarda dahi kıyaslama için bakılması gereken değer nominal değil reel enflasyon verileridir. nominal olarak %68,5 çıkan 2001 enflasyon verisi reel olarak hesaplandığında %18 bulunmuştur (çok eskiden karşılaştığım bir bilgiydi, kaynak bulunca editleyeceğim).

    fazla uzatmaya gerek yok. rte'ye muhalefet etmek isteyen birisi çıkıp 1989-2002 arası memur maaşlarına ortalama zam istatistiği (%50 civarında çıkar) ile 2002-2019 arası memur maaşlarına ortalama zam istatistiğini (bu da %5 civarında çıkar) tablo yapıp paylaşarak reiste mavi ekran oluşumuna sebep olabilir. akp'nin maaş zamlarımızı 10 kat düşürdüğü yönünde propaganda yapılır. "yüzde 2+2 de neymiş? biz 90'larda her sene yüzde 50 yüzde 60 zam alırdık" argümanlarıyla karşı atağa geçilir.

    bu tweet'e ancak böyle muhalefet edilir.
hesabın var mı? giriş yap