• cila diye yorumlanabilecek yontem.. ertesi gun sendromlarina iyi geldigi klinik testlerle kanitlanmistir
  • insanin cebinde ingiliz pasaportu tasıdıgının ayaklı kanıtı bir durum.
  • iyi gelir vücudun mikrobunu kırar.
  • köln'de yapılan fasching festivalinde tanık olduğum durum. uçağımız öğleden sonra kalkacaktı ve firmamızı fuarda temsil etmemiz nedeniyle sipariş edilen şeyleri almayı o güne bırakmıştık. arkadaşımla sabah 8 gibi otelden çıkıp kent merkezine geldiğimizde bütün barların açık olduğunu ve almanların acayip kostümlerle delicesine içtiğini ve yanında da domuz pirzolarını, salamlarını filan yediklerini gördüğümüzde dumura uğradık. o nasıl bir bünyedir be arkadaşım.

    daha sonra köln'de yaşayan akrabamdan öğrendiğim üzere bu fasching zamanında bunlar sabah içmeye başladıklarından, akşama doğru herkesin kafalar kayarmış (özellikle kızlar) ve "kör tuttuğunu öper" teoremi gerçekleşmeye başlarmış.

    maalesef bizim uçağımızın kalkış günü başladığı için bu festivalde ülkemi temsil etme şansını kaçırdım.
  • 20'li yaşlarda yaptığım yaptığım eylem(di).
    şimdi götüm yemiyor artık.
    bundan 2 sene evvel içeyim dedim,
    afedersin ebemin amını tersten görünce, bir daha içmemeye tevbe ettim, hemen bir hac patlattım, arkasından umre, iki tane deve de kestim, rahatladım.
    artık içkili gecelerden sonra, sabahları sadece majezik veya advil içiyorum, ekmek arası domates patlatıyorum, yarım saat daha uyuyorum, sonra kalkıp çay içiyorum.
    yaklaşık bir saat sonra ancak sigara içebiliyorum.
    anladığım kadarıyla mide de tatsızlık oldu.
    evet.
    teşekkürler, iyi günler.
  • hayvanlıktır. sabah kalkar kalkmaz el yüz yıkanır. ondan sonra kahvaltıyla beraber bira içmeye başlanır.
  • bazen mecburiyetten yapıldığı için ızdıraba dönüşen eylem. örnek, 2009'da amerikada iken kaldığım otelin minibarına atıp unuttuğum 6'lı şişe guinness'i dönüş sabahı havaalanına gitmeden önce, aceleyle bavulumu toparlarken bitirmeye çalışmak, sabah 7-8 arasında gerçekleşen bu aşamada sadece 4'ünü içebilmek, geriye kalan 2'sini atmaya kıyamayıp yanına almak, havaalanındaki bir büfeden alınan karton bardağa doldurup oracıkta çaktırmadan içmek. dünyanın en güzel birasını eziyete çevirmek. olsun gene de zevkliydi. o gün bugündür de guinness'e dudağımı değdiremedim zaten.
  • "doğru ya da yanlış diye bir şey yoktur. yalnızca popüler fikirler vardır..."

    neyse ki yaptığımız her işi meşru kılmamıza olanak sağlayan replikler var. yoksa alkol ve sigara konusunda hiçbir prensibi olmayan bünyelerimiz tutunacak bir dal bulamazdı. kahvaltı yapmadan sigara içmemek, güneş batmadan içki içmemek, bir sürü borç varken parayı bunlara yatırmamak vs. gibi mantık diyarlarının merkezinden gelen bu şartlanmalar ekonomik olarak oldukça rahata erdirirdi.

    ayrıca sabahları içiyor olmanın sebebi; yanlış tercihlerle, skandal boyutunda hatalar yapılmış olması ya da vakit kaybından başka bi' işe yaramayan gönül meseleleri olmayabilir her zaman. gece yapılan stoğun bitmemesi ve dolapta 3 tane bira kalmış olması yeterlidir.

    fala inanma falsız da kalma şaçmalığının; "yengeçler, su grubunda bulunan burçlardan oldukları için, alkol tüketimine meyilli olurlar." gibi güzel bi' yanı var neyse ki. elimizde değilmiş yani. bu güzel.
  • pazar sabahı kimi bünyeye iyi gelendir.
hesabın var mı? giriş yap