• “saraçoğlu mahallesi koruma amaçlı imar planı'na ilişkin davamız vardı. biz bu davayı kazandık ve bu plan yargı yoluyla iptal edildi. yeni yapılan koruma amaçlı imar planında bir şeyin değişmediğini görüyoruz. bir önceki planı yargıya taşımamızın en önemli nedeni, altına otopark yapılmasıydı. bu yeni planda da otopark maddesi hâlâ korunuyor. bu durum saraçoğlu’nun varlığını tehdit ediyor. saraçoğlu bütün olarak korunmalı. burası kentsel sit değeri taşıyan ve korunması gereken bir varlık. 'bir kısmını otopark yapalım bir kısmını yeşil ayıralım. diğer kısımları da turizm ve ticaret yapalım' deniyor. saraçoğlu’nun bütünlüklü varlığı tehdit ediliyor.

    saraçoğlu’nun lojman varlığını sürdürürken o güzel bahçeleri kızılay’ın ortasında vaha hissi yaratan bu güzel mahalleyi, turizm ve ticarete açmak istiyorlar. yeni yapılaşmayla birlikte belli kesimler kullanacak. kamusal kullanımın dışına çıkacak ve bir nevi soylulaştırmaya da maruz bırakacak bir plandan bahsediyoruz. saraçoğlu mahallesi’ni yalnızlaştırıp çöküntü alanı haline getirdikten sonra şimdi oraya ünlü markaları turizm amaçlı otelleri getirerek yeniden bir sermaye birikimi sağlamayı amaçladıklarını görüyoruz. koruma amaçlı imar planını da yeniden yargıya taşıyacağız. hukukun tecelli etmiş olmasına rağmen sürekli yargının arkası dolanılması enerjimizi boşa harcamamıza neden oluyor. buranın varlığının korunmasına dönük yeni planları bekliyoruz.”

    nihal evirgen
    https://haber.sol.org.tr/…yeni-talan-projesi-278832
  • “cumhuriyet'in simge yapılarından sayılan ve ankara’nın kalbinde yer alan saraçoğlu mahallesi için yeni bir koruma amaçlı imar planı çevre şehircilik bakanlığı ankara il müdürlüğü’nde askıya çıkarıldı. koruma amaçlı imar plan'nda itiraz ettiğimiz noktalardan bir tanesi, bu alana yeni yapılaşma yapılması ve sonrasında bu alanın altına otopark yapılmasıydı. bu yeni planda da yine aynı şekilde de otopark yapımı öngörülüyor. ankara 6. idare mahkemesi’nin verdiği plan iptal kararında, bu otoparkın yapılmasına ilişkin bu alanın bütünlüğünü bozacağına dair önemli bir not vardı. mahkeme kararlarına aykırı plan notları bu plan değişikliği ile devam ediyor.

    özel sağlık alanı bile tasarlamışlar. ticarete ve konuta açıyorlar. hatta semt konakları gibi anlamı olmayan yapıların yapılmasını bile planın içine koymuşlar. ilginç bir durum daha var. yeni bir plan yaparken kurumlardan görüşler alırsınız. bu planda 2017 yılına ait mustafa tuna dönemindeki görüş kullanılmış. aralık 2019’d, büyükşehir ve çankaya belediyesi bu plan koruma kurulu’nda konuşulurken, büyükşehir ve ilçe belediyesi temsilcileri buna şerh koyuyor. ancak bakanlık planı yaparken 2017 yılında tuna dönemindeki görüşle yeni plan yapıyor. bakanlık büyükşehir ve ilçe belediyesinin varlığını yok sayıyor ve görüşüne önem vermiyor. gökçek döneminin politikalarını devam ettiren tuna döneminin görüşüyle plan yapıyor. bu yeni plan, ankara 6. idare mahkemesi’nin açtığımız dava sonucu verdiği kararlara aykırı planlama süreçlerini yeniden getiriyor. altına otopark yaptığı yapılaşmaya açtığı ve özgün konumunu bozduğu görülüyor. 3 katlı otoparktan bahsediliyor.

    planda saraçoğlu mahallesi’nin bir bütün olarak yeşil alan potansiyeli yok sayılarak, sadece yollardaki ağaçlar korunuyor. evlerin bahçesindeki oluşan bitki örtüsü ve ağaçlar yok sayılıyor. saraçoğlu’nun kendisi bir doğal varlıktır. kendi florasını kendi bitki örtüsünü üretmiş bir varlıkken, planda kırmızı ile gösterilen ve ticaret 1, ticaret 2 denilen yerlerde orta alanda yeni bir yapılaşma öngörüyor. 5000 metrekarelik kütüphane, yurt, kreş özel sağlık alanı gibi yapılar öneriyor. buranın zaten bir kütüphanesi var. kendi özgünlüğünü korumayan, yok eden buraya bir iş makinesi girdiğinde saraçoğlu mahallesi’nin potansiyelini alt üst edecek yeni bir planla karşı karşıyayız...

    koruma kurulu kararına büyükşehir ve çankaya belediyesi’nin şerh koyması bizim elimizi güçlendiriyor. hem bu plan kararlarını ve yargının verdiği iptal kararlarını tekrarlayıp duran planı yargıya taşıyacağız. plan raporunda, 'burası atıl bir alana dönüştü. metruk yapılar var. burayı canlandırmak lazım' diyorlar. saraçoğlu mahallesini atıl ve metruk alana kim dönüştürdü? insanlar orada yaşıyorlardı. insanları kapıları kırarak evlerinden zorla çıkarttılar. orada bir hayat devam ediyordu. orada yaşayan canlıların evlerini yıktılar başlarına. artık orda bülbüller ötmüyor. sincaplar dolaşmıyor. bütün bunları çevre şehircilik bakanlığı ve kültür bakanlığı, idareler ve iktidardakiler yaptı. şiimdi gerekçe olarak burası metruklaştı ve çöküntü alanı haline geldi diyorlar. önce metruk hale getiriyorlar boşaltıyor ve bütün değerleri yok ediyorlar, sonra da 'biz oraya itibar veriyoruz' diyorlar. bu zihniyeti istanbul’daki kentsel dönüşümde, atatürk orman çiftliği’nde halkın kullanımındaki alanları kapatarak, çiftliğe halkın ulaşımını engelleyerek insansızlaştırma ve sonrasında müdahale etme süreçlerinde gördük. mimarlar odası ankara şubesi olarak, ağaçları, alanı ve yapıları ile tescilli kültür varlığı olan saraçoğlu’nun özgün değerini yok edecek planı yargıya taşıyacağız.

    saraçoğlu mahallesi’nin yeniden canlandırılmasında kimlik kapasite ve kalite ana hedef olarak belirlenmiş. prestijli mağaza ve işletmelerin yeniden yer seçmesi gibi alt hedefler koyuyor. alt analizler koyarken önce kentin nasıl çöküntüleştirildiğini itiraf etmiş oluyor. buranın bir cumhuriyet kimliği var. cumhuriyet'in temsil aksından bakanlıklardan ve atatürk bulvarı’ndan ayrı düşünülemez. kendi kimliğinin korunması gerekirken neoliberal bir kimlik verilmeye çalışılıyor. 'yeni kültürel ve sanatsal aks' deniyor, 'kurslar' deniyor. 'trafik analizleri yapıldı' deniyor ama siz buraya 3 katlı otopark yaparsanız kent merkezindeki ulaşım aksını nasıl çözeceksiniz?

    bunların hepsi sorunlu mahkeme kararlarını arkadan dolanan maddelerdir. adaletsiz sürecin saraçoğlu mahallesi’nde tezahürü görüyoruz. bir de çevre şehircilik bakanlığı ile birlikte tek yetkili koruma bölge kurulu görülüyor. bu alana dair belediyelerin de yetkisini elinden alıyor. bu kentin en önemli kentsel mekanından bahsediyorsunuz ve yeni seçilmiş büyükşehiri ve ilçe belediyesini, buradan mahrum bırakıyorsunuz.”

    tezcan karakuş candan
  • eskiden yanından geçmesi beni ürküten fakat son ankara seyahatimde yanında yürürken huzur hissetiren mahalle. tunalı'ya kestirme gitmek için necatibey'in üst taraflarında yer alan yurdumdan çıkıp o müthiş ağaçların hala görkemli olduğu sokaklardan yürürdüm. o garip, ürkütücü görünüşününde ne hatıralar saklıyor kim bilir diye düşünürdüm. sözlükte başlığı olduğunu bilmiyordum. yazarların anılarını okuyunca üzüldüm. hayalet olmayı hak eden bir mahalle değil. cumhuriyetin ankara'sından birkaç parça bir şeyler kalmalı. ankara'yı sevenlerin içinde farklı bir ankara var bence. benim ankaram cumhuriyetin ilk yıllarını 100 yıl geçse de bana hissettiriyor. böyle yapılar daha da çok hissettiriyor. yine özledim ankaramı.
  • eski haliyle türkiye'deki tüm "modern" toplu konut projelerine örnek olması gereken bir mahalle. sadeliği ve yeşilliği sayesinde, çağdaş türkiye cumhuriyeti'nin ilk yıllarını temsil eden bir mekan. yemyeşil görüntüsü sayesinde bilgisayardan bile sokak görüntülerini görmek huzur veriyor insana. planlı yapısı ve eskiden kalma ağaçlandırması ile kendinizi bir an sanki sofya veya plovdiv'de eski bir sosyal konut projesinin içinde hissediyorsunuz kendinizi. saraçoğlu eşitlikçi ruhuyla insana tam bir sosyalist dönem doğu avrupa atmosferi hissetiriyor.

    aslına uygun şeklinde korunması, aynı zamanda erken cumhuriyet döneminin miraslarının birini korumak anlamına gelir(di). ne yazık ki emlak yapı'nın "restorasyon" adı altında son düzenlemeleri bu mahallenin erken cumhuriyet dönemi ruhunu çok bozmuş gibi duruyor.

    benzer zaman diliminde inşa edilmiş ve korunmayı bekleyen erken cumhuriyet dönemi bir kasaba ise alpullu'dur. bambaşka bir zaman dilinde, çok sonradan inşa edilen ve erzincan'da bulunan, benzer nitelikte yeşillik ve sadelik sunan mengüceli mahallesi de insana o cumhuriyet ruhunu yaşatıyor..
  • "davalar devam ederken, mahkemeye bilgi belge göndermeyerek süreci uzatanlar, hukuk süreci tamamlanmadan saraçoğlu’nda inşai çalışmaları başlattılar. bu çalışmalar saraçoğlu mahallesi’ne telafisi mümkün olmayan zararlar verecek. kamusal nefes alanımız olan saraçoğlu’nu rant uğruna tarumar etmeleri an meselesi. iş makineleri ve kepçelerle saraçoğlu mahallesi’ne girmek, züccaciye dükkanına girmiş fil durumudur. ankara 1 nolu kültür varlıklarını koruma bölge kurulu’nu göreve davet ediyoruz. saraçoğlu gözbebeğimizdir. koruma kurulu kentin doğal, kültürel varlıklarını ve kamu yararını gözeterek inşai çalışmaları durdurmalıdır.

    covid fırsatçılığı yaparak, saraçoğlu’nda ağaç katliamı yapanların, tarihi mahalleyi otopark olarak kullanan ve tarihi mahalleyi katletmek için restorasyon işini skandallarla anılan firmaya verenlerin rant ve talan ısrarı devam ediyor. mimarlar odası ankara şubesi olarak mücadeleyi hiç bırakmadık ve bırakmayacağız. saraçoğlu ankara’nın göz bebeğidir. açtığımız dava sonucu daha önce de saraçoğlu mahallesi’ne 'dönüşüm' adı altında otopark yapılmasını içeren koruma amaçlı imar planı iptal ettirmiştik. yeniden plan yaptılar, buna da dava açtık."

    tezcan karakuş candan
    https://sol.org.tr/…racoglunda-insaat-basladi-15462
  • "saraçoğlu mahallesi’nin özgün değerleri ve kültürel birikimi ile korunmasına yönelik hukuksal süreçler devam ederken, yangından mal kaçırırcasına, namık kemal ortaokulu’nun boşaltılması ve taşınması, saraçoğlu mahallesi’nin bütünselliğini yok etmek anlamındadır" dedi. candan şunları söyledi: "kamusal bir alanın sermayeye peşkeş çekilmesi, özelleştirilerek ticari işlev verilmesi kabul edilemez. covid fırsatçılığı işbaşında. saraçoğlu’nu zorunlu tahliyelerle boşaltarak çöküntü haline getirenler, altına otopark yapmak isteyenler, hukuksuz bir inşaat sürecini devam ettirenler, saraçoğlu mahallesi’nin kamusal kullanımını parası olanların kullanabileceği bir işleve dönüştürmek isteyenler, saraçoğlu mahallesindeki yapıları, birer birer, tasfiye ederek, bütüncüllüğü ve özgünlüğünü bozuyorlar. okulun boşaltılması, çocuk seslerinin saraçoğlu mahallesi’nden tasfiye edilmesi, saraçoğlu mahallesinin geleceğini ipotek altına alınması ve kamusal yaşamdan kopartılmasıdır. saraçoğlu mahallesi bir bütündür, dokunmayın."

    tezcan karakuş candan
    https://sol.org.tr/…al-ortaokulu-bosaltiliyor-15819
  • buraya bir şey olmamalı bu kadar güzel ve değerli bir mahalle yeni bir otel+otoparka dönüşemez. bütünü ile korunmalıdır.
  • bu mahalledeki ağaçlara dokunan hükümetin yedi sülalesini sikeyim.
  • cumhuriyet döneminin ilk toplu konut projesinin yapıldığı, ankara’da yemyeşil bir vaha - idi.

    şimdi ise süren davalara rağmen otopark, cafe, restoran ve avm yapılması için yıkılıyor ve ağaçlar kesiliyor.

    bir şehrin hafızası yok ediliyor.

    başka zaman olsaydı yer gök inletilirdi. şimdi ise kimsede çıt çıkmıyor. çünkü muhalif görünen beyaz yakalılar da bu ranta ortak.

    şu güzellik yok oluyor.

    allah belanızı versin.
  • "pandemi vesilesiyle bütün dünyada nasıl bir mimari tartışmaları yapılıyor, mimarlar bu konuda çeşitli mesajlar veriyor. burada öne çıkan, nefes koridorlarının olduğu bir kent politikası. saraçoğlu da tam da böyle bir planlamanın ürünü. bu nedenle 5 ekim dünya mimarlık günü’nde de saraçoğlu’nda olacağız ve açıklamamızı burada yapacağız.

    tam bir soylulaştırma projesiyle karşı karşıyayız. burada ticari ağırlıklı bir bölge oluşturmak isteniyor. çankaya belediyesi, özgün değerlerin korunması kapsamında restorasyon ruhsatı verdiğini iletti. bu önemli ama şu anda içeride, 95. sokaktaki evlerde nasıl bir çalışma yapıldığını bilemiyoruz. bu konuda gerekli bilgilendirmeler yapılmıyor. emlak konut’un sayfasına baktığımızda, saraçoğlu’nun tamamen rant odaklı olarak sermayeye peşkeş çekilmek istendiğini görüyoruz. proje sonrası halkın buralara erişemeyeceği, yapılan otellerin günlük ücretinin yüzlerce dolar olacağı bir çalışmadan söz ediyoruz.

    yıkım olmayacak, tahribat olmayacak deniyor. ancak plan ortada, bu plana karşı iptal davası açtık ve dava sürüyor. orada saraçoğlu’nun bütün adalarının altının otopark olarak kullanacağı notu var. üstelik koruma literatüründe sadece binaların korunması, restore edilmesi diye bir şey yok, yaşam kültürünün de korunması gerekiyor. hamamönü’nde binalar restore edildi, tarikatlara teslim edildi, orada bir hayat yok şu anda örneğin. saraçoğlu’nda da sermayenin kendisini ifade ettiği, halkın oradan uzaklaştırıldığı bir süreç izlenecek.

    projeyle binalar ayakta kalsa da saraçoğlu’nun ruhu katledilecek. giren iş makineleri nedeniyle burada hepsi tescilli olan ağaçlar da tahrip olmaya başladı. ağaçlarda çok ciddi bir rahatsızlık olduğu da görülüyor, hastalık olduğunu görüyoruz. ziraat fakültesi’ne yazdık, bir rapor hazırlanmasını talep ettik. bu sürecin sonuna kadar takipçisi olacağız.

    saraçoğlu alman mimar paul bonatz’ın imzasını taşıyor. yani burası ortak bir kültürel miras. tek başına ‘milli mimari’ deniyor, mahallenin mimarından söz edilmiyor bile. burada bu ortak kültür de yıkılmak isteniyor”.

    tezcan karakuş candan
    https://sol.org.tr/…cin-soylulastirma-projesi-15911
hesabın var mı? giriş yap