• sarhoşken araç kullanmaktan farksızdır. kazaya sebebiyet verebilirsiniz.
  • hiç öyle "harika bir his" "insan kendini özgür hissediyor" "çok eğlenceli" gibi romantikliklere gerek yok. 10 gün önce kadar moda'dan bostancı'ya çok alkollü bir şekilde bisikletle gitmeye çalıştım ve neredeyse ölümüme neden olacak bir kaza yaptım. kafamı çok kötü yere vurdum ve beyin kanaması geçirmediğim için kendimi şanslı hissediyorum. sonrasında kaldırımda hareketsiz, acaba belim kırıldı mı düşüncesiyle ve yarı bilinçle ambulans beklemek hiç hoş bir şey değil arkadaşlar. bu saatten sonra alkollüyken eğilip ayakkabımı bile bağlamam.

    yatırım tavsiyesidir kask falan takmayı unutmayın.
  • sarhoşken herhangi bir şeyin sürülmemesi gerekliliğinin bisiklet versiyonudur.
  • bir joint’in üzerine bisiklet sürmek kadar keyifli olmayan eylemdir.
  • iki gün önce sabah 5'te 5 biranın üstüne eve döndüm bisikletle. yorgunluk, sarhoşluk derken insan gözünü dört açıp ayılıyor. yollar bomboş ve sabah serinliği falan güzel bir deneyimdi. ama tabi adım atacak halde değilken bisiklet sürmek çılgınlık olur. trafik kurallarına uyalım, uymayanları uyaralım.
  • düşme garantili eylem. 20 sene sonra ilk kez bisikletten düşmeme sebep oldu.

    beterin beteri var ön iki dişini kırmış tanıdıklar biliyorum
  • neşeli bi gecenin sonu, hafif alkollüyken iki tekerleknen seyir halindeyim, yanımda geceden saz arkadaşlarım abim ve onun bir ev arkadaşı var.

    bisikletlilere ayrılmış yoldan ufak bi sapmayla tramvay yoluna geçip, tekerleklerin rayların arasına sıkışması suretiyle neredeyse takla atarak yere kapaklanmam, benim için akollü motorsuz arac kullanmanın tanımı ve dahi pratiğidir sevgili format bekçileri.

    tanım sonrası yersiz detaylar için şöyle alalım.
    abim henüz kaza mahaline varmamış (temkinli ve yavaş bi sürücüdür), ben can havliyle etrafa bakınıyorum 'eyvah bu saatte tramvay geçmez umarım' diye (ki geçer), üçüncü eleman napmış dersiniz, manyak gibi karşımda kahkaha atıyordu (usa'lıların deişing bi espiri anlayışlarının olduğunu kavramam için en yersiz yerdeydeydik oysa). şehrin tam ortasındaki en kritik noktada düşmüşüm zaten rayların arasına, ödüm infilak halinde, acayip misin sen deyip sarhoşluğuna verdim ve küfür etmeyi bi sonraki level'a öteledim (zira duruma uygun edebileceğim kallavi bi ingilizce küfür bilmiyordum). sinirimi kendisine iş paslamakla, "ne gülüyon lan bisikleti kaldırmaya bi el atsana lavuk" minvalli el, kol, sözcükler ve olaydan sapasağlam çıkmış bisikletim aracılığıyla ifade ettim. o anda saçmaladığını anlamış olmalı ki, hızlıca olay yerini kişi (bkz: ben) ve araclardan (bkz: bisikletim) arındırdı.

    ha sonra noldu, iki dakika otuz sekiz saniye öncesinden ders çıkaramamış bir anadolu insanı olarak pedallamaya devam ettim ve fekat bu kez daha bi seriyim, eve bir an önce ulaşırsam kaza riskim de azalacak diye düşündüysem demek ki o kafayla ve gençliğin umursamazlığyla. neyse ki trajediye dönüşmedi o saçma vurdumduymazlık hali.

    demem o ki, içip içip piskilete binmeyin, sonra düşerken güldüğünüz arkadaşların kalbi acıyor.
    ayrıca abinizin yedek bisikletiyle yollarda artizlik de yapmayın.
  • daha iyisi; bir joint üzerine sürülen motosiklettir.

    ölümle sonuçlanabilir.
  • taşak geçilmeyecek hadisedir.

    yer: izmir bisiklet yolu,mavişehir sasalı istikameti
    alkol türü: iki şişe şarap üstü efes ekstra bira (evet genelde ağzımla içmem)
    araç: izmir belediyesi'nin kiralık bisikletlerinden biri
    hız: bir bisikletin çıkabileceği en yüksek hız

    sasalı yönünde yolu yarılamışım bu kadar yeter düşüncesiyle tekrar mavişehir'e dönüş yolundayım. delicesine bir enerji patlaması yaşıyorum allam pedallar ayaklarıma yetişemiyor öyle bir enerji. bisikletin ön sepetinde de halen içilmekte olan alkol şişeleri lambur lumbur sallanmakta. uçtum uçucam, öyle çılgın bi hıza ulaştıktan bir kaç saniye sonra birşey oldu. çınnn... " o neydi gız?! " demeye kalmadan uçak gibi yüzüstü bir halde hızla asfalta indim ve suratımda biryerler sürtüne sürtüne asfaltta kaydım. acı yok nasıl uyuştuysam artık. ayağa kalktım, baktım ilerdeki güvenlik klubesinden iki adamcağız bana doğru yardıra yardıra koşuyor. dedim "nooğldu yeaaağ? " sırıtıyorum bir de ucube gibi. o sırıtan ağzım var ya , o sırada üst dudak , bıyık bölgesi buruna kadar yırtıkmış. kan revan heryer.
    sonrası hastane, dikiş,ayılma, pişmanlık ,istiklal marşı ve kapanış.
    neyse elleri dert görmesin o ağzı güzelce topladı doktorlar ve ince bir izle paçayı sıyırdım ama bu kadar şanslı olmayabilirdim.

    özetle yapmayın dostlar.
hesabın var mı? giriş yap