• sorun aslında güçlü görünmek. yani efendi uslu adam güçlü görünmüyor olabilir. fakat bir kriz ya da felaket anında soğukkanlılığını koruyabilir. asıl güç budur. yani şovunu yapmak değil.

    kadınların güçlü erkeklerden hoşlanma güdüsü, onları aslında serseri ve maço olan fakat güçlü görünen erkeklere itiyor. efendi uslu adamlar ise sümsük gibi geliyor.

    kadınların hayatın yükünü erkeklere yükleme olayından vazgeçmesi lazım. herkes aciz bir insan sonuçta. bir erkek sırf kadınlara karşı güçlü görünmek için rol yapmak zorunda kalmamalı. hayat bir paylaşımdır ve zaman zaman erkek tökezlediğinde kadın güçlü olmalıdır. sürekli erkeğe sığınmamalıdır.
  • kavun değil ki götünü koklayıp alasın. mis kokulu kavunun bile içi çürük çıkabiliyor zaten.
  • gecenin şu saatinde sinirimi bozacak ne olabilir derken karşıma çıkan başlığa bakın! yaşadığımız ülke türkiye, kadına şiddetin her gün arttığı ülke yine türkiye ama alkışlanan başlık bu. bravo doğrusu!

    nasıl bir düşmanlıkla yazıyorsunuz bu yazdıklarınızı, nasıl bir öfke ve nefretle dolusunuz bilmiyorum ama şiddet gören herkesin, kadın-erkek hiç fark etmez, herkesin sesini çıkartma, başlıktaki tabirle zırlama hakkı vardır. serserilerle evlendikleri için şiddeti reva gördüğünüz o kadınların bu evliliği hangi koşullarda ve neden dolayı yaptığını bilmiyorsunuz. evlilik öncesi ile sonrasının bir olmadığı binlerce örnek var, kendi çevrenizde dahi arasanız en az bir örneğini bulursunuz. serseri diye nitelendirdiğiniz adamlar, evlilik öncesi yarattıkları bu serseri imajının içine şiddeti dahil etmiyor olabiliyorlar fakat varsayalım ki etmiş olsunlar; kadının biri kendisine şiddet uygulayan bir serseriyle evlenmiş olsun, bu onun ses çıkartma hakkını elinden alır mı? siz o kadının hangi psikolojiyle o evliliği yaptığını, geçmişini, böyle bir adamla evlenecek kafa yapısına nasıl getirildiğini biliyor musunuz? hayır.

    burada hak verdiğiniz şeyler bizi bir adım ileriye taşımıyor, şiddete de o "kendi düşen ağlamaz" dediğiniz kadınlara da bir fayda sağlamıyor. sadece birikmiş nefretinizi kusuyorsunuz buraya gelip. bahsettiğiniz kadın eğer şiddeti görerek, bilerek evlenmişse belli ki kişiliği oturmamış bir kadın ya da bu evliliği isteyerek yapmamış bir kadın. girdiği yanlış yolun ya da yaptığı hatanın farkına varıp da bundan kurtulmaya çalışmak yerine susup ölsün mü? öyle bir durumda burada başlığını açıp altında o çok suçlu bulduğunuz kadın için üzüldüğünüzü belirten, kadına şiddete lanetler okuyan yazılar yazacaksınız. bu şiddete destek olan siz değil misiniz bu açtığınız başlıklarla? açtığınız her cinsiyetçi başlıkla kadını sindiren, erkeği bileyen siz değil misiniz? erkek şöyle olmalı, kadın böyle olmalı diye insanların cinsiyetleri üzerine etiketler yapıştıran, güçlü olmayan erkeği ezik, istediğinizi vermeyen kadını kezban ilan eden, insanları sınıflandıran siz değil misiniz? bir davranışta bulanan herkes hakkında bilip bilmeden kalıp yargılarla konuşan siz değil misiniz? "acaba neden böyle olmuş" demeden "oh, ona müstahak" diyen siz değil misiniz? insanlar hakkında o kadar kolay konuşuyorsunuz ki burada ne kadar dil döksem de bazılarınız bir tek cümleme bakıp beni etiketleyecek. hiç önemli değil; yapın.

    tanımadıkları bir insanın yaptığı tek bir hataya, kıyafetine, duruşuna bakarak burada başlık açıp altına o hiç tanımadıkları insanla ilgili son derece acımasız yorumlar giren, aşağılayan, dalga geçen, nefret kusan insanlarla dolu bu sözlük. ben bir kişi ya da belli bir grup insan hakkında açılmış başlıklara entry girerken iki kez düşünüyorum. yazdıklarım birinin haksız yere canını sıkar mı diye iki kez düşünüyorum. kadına şiddet kadar hassas bir konuyu böyle çirkin bir başlığa taşıyarak "şöyle olursa hak etmiştir, şikayet etmeye hakkı yoktur" gibi cümlelerle, neden şiddeti hak ettiğine dair gerekçelerle mantık dahilinde vermeye çalışıyorsunuz. gerçekten ikiyüzlüsünüz.
  • serseri kavun değil ki koklayasın, bi hatun arkadaşım vardı, çok sevdiği bir akademisyen, kibar bi beyle evlendi, ve bir kızı oldu fakat kızı büyürken adamın değişik tavırları oluşmaya başladı, arkadaş iyi bir maaş alan güzel bi hatundu yani para desen var, kariyer, güzellik var...

    ama adam eskisi gibi değil, hem parasal hem ruhsal arkadaşın hayatını kararttı, kızın kartlarına el koymuş, 5 parasız bıraktığı yetmiyormuş gibi, zorla silah kullanacaksın diyede üzerine yürüyormuş, pek anlam veremesede öğrenmek zorunda kalmış silah kullanmayı...

    ve sıkı durun bi gece eve gelmiş zil zurna sarhoş, o kullanmayı öğrettiği silahı kıza veriyor ve beni öldür, beni öldürmezsen ben seni öldürürüm diyor...

    kız şok...

    uzun bir süre ne yapacağını bilemeden duruyor ve adam silahı elinden alıp seni denedim diyor!

    ve bunun gibi bir sürü olay yaşamış, artık tak etti demiş ve o cesareti gösterip seni istemiyorum artık diyebilmiş,
    şimdi ayrı yaşıyorlar ve yakında boşanacaklar, ama kızımız çok korkak bi türlü mahkemeye gidip dava açamadı...

    sürekli bi tırsma durumunda, yalnız kalınca herkes bana asılır mı? çocuğuma kötü davranırlar mı? bana boşanmış kadın, çocuğuma babasız derler mi diye diye kendini yedi bitirdi... nasıl bi toplumuz ki, bir kadını bu kadar korkutup sindirmişiz...
  • kimse şiddet görmeyi hak etmez
  • 2 okşayınca normale donecek olandir. ama duzgun bi adam sesini yukseltse 1 hafta trip yapar bu tipler.
  • bazıları bilerek evleniyor ama bazıları evlendikten sonra anlıyor adamın serseri olduğunu. (bkz: maço erkek)
  • umut vakfının verilerine göre;
    "2016 yılında ulusal ve yerel gazetelere 317’si silahlı toplam 397 kadın cinayet olayı yansıdı.
    bu cinayetlerde toplam 367 kadın ve aile bireyi öldürüldü. 109 kadın ve aile bireyi de yaralandı. kadın cinayetlerinin yüzde 85’ini kocalar, sevgililer, eski kocalar, ayrılınmak istenen sevgililer işledi.
    eşini ya da eski eşini, annesini, babasını, eşinin kardeşini öldüren kızgın erkeklerin 66’ı ise sonrasında intihar girişiminde bulundu. bunlardan da, 55’i öldü.
    bilimsel araştırmalara göre türkiye’de her iki kadından biri eşinden veya birlikte yaşadığı erkekten şiddet görüyor. türkiye istatistik kurumu’na göre ise ortalama 10 kadından dördü erkek şiddetine maruz kalıyor.
    kadın cinayetlerinin 96’sı tüfeklerle, 90’ı tabancalarla, sekizi beylik silahlarıyla, 123’ü de bıçak, satır, balta, keser gibi kesici aletlerle olmak üzere 317’si yani yüzde 80’i silahlarla işlendi. yüzde 20’sinde ise yani 80 kadın ise dövülerek, boğularak, yüksekten atılarak katledildi."

    gerçeklerin bu olduğu bir ülkede şaka yapacağım diye ya da radikal fikir bildireceğim diye bu başlıklar açılmamalı.
  • kesinlikle, piçle ilişkiye başladı aldattı diye ağlıyosun, it kopukla evleniyosun evine sahip çıkmıyor diye ağlıyorsun. ben mi evlendirdim seni, sen tercih ettin. senin tercihinin cezasını da çekmem, acısını da paylaşamam kusura bakma.
hesabın var mı? giriş yap