• "ben oranın sahibi değil, bekçisiyim"
    ferhan şensoy.
  • gitmeyenler varsa ferhan şensoy ölmeden gidip görsün.

    ya da bekleyip yerine yapılacak avm'de alışveriş yapsın.
  • havalandırma probleminin olması, yanlış bilmiyorsam tiyatronun tarihi eser olması nedeni ile, havalandırma sistemi inşaa edilememesinden kaynaklıdır. 1989 yılında ferhan şensoy'un çeşitli şehirlerde, beldelerde oynadığı oyunlardan elde ettiği gelirlerle, aslının aynı olarak çelik konstrüksyon üzerine yenilenmiştir. aynı yıllarda, fiskobirlik, ingiltere'deki shakespeare tiyatrosunun tabanının yenilenmesi amacıyla, ingiltere'ye 75.000 kilo fındık kabuğu göndererek destek olmuş, ülkemizdeki tarihi tiyatroya, tiyatro izleyicisinden başka kimse destek olmamıştır. falınızda rönesans var isimli kitabında, ferhan şensoy söz konusu olayı, ve söz konusu olayla ilgili sitemlerini dile getirmiştir.
  • 1885 yılında mimar campanaki tarafından yapılmıştır. 87 yıl tiyatro, 17 yıl da seks sineması olarak hizmet verdikten sonra 1989 yılında ferhan şensoy tarafından alınarak tekrar tiyatroya çevrilmiştir. münir özkul'un profesyonel olarak çıktığı ilk sahnedir ve usta, aynı sahneye yıllar sonra, 1989 yılında soyut padişah oyunu ile geri dönmüştür.
  • türkiye' nin son özel/muhalif tiyatro salonu. sahibi de öyle.
  • değerinin her daim bilinip, yıllar boyunca daha da güçlenerek ayakta kalmasını dilediğim tiyatro.

    kısıtlı zamanda istiklal'e işimi düşürüp kapalı olduğunu bile bile gittim, kapısından içeri şöyle bir bakıp boğazımın düğümlenmesi ile birlikte ne yapacağımı bilemedim. ağlaya ağlaya çıktım halep pasajı'ndan.

    nasıl alışacağız, aklım almıyor.
  • tarih coşku uyandırır, goethe demişti sanırım. ben tarih sevmem, ses'in tarihi dışında. ses tiyatrosu bende hep coşku uyandırır.
  • istanbul'un en talihli, yine en talihsiz tiyatro salonlarından biridir ses 1885.

    tarihi bir salonun yaşayabileceği en metruk halleri de görmüştür, türk tiyatrosu'nun kendisine aşık olan en büyük isimleri tarafından kurtarılmıştır da.

    cumhuriyet dönemi tiyatromuzun 3 temel direği vardır: muhsin ertuğrul, haldun dormen, ferhan şensoy.

    ne talih ki bu üç büyük tiyatro adamının da yolu buradan geçmiştir. genç haldun dormen ve genç ferhan şensoy tiyatro patronluklarını bu tiyatroyu metruk halden kurtatarak, bu salonda hayaller kurarak gerçekleştirmiştir.

    inşaası 1885 olsa da, ses'in tiyatro haline gelişi 1904'tür. cumhuriyet'ten önce kel hasan efendi'nin gösterileri olmuştur burada. arkasından muhsin ertuğrul o tarihi othello'sunu burada sahnelemiştir.

    40'lardan sonra ilk avni dilligil burada kendi tiyatrosunu kurup 15 yıl kadar işletmiştir.

    sonrası abuk subuk avrupai revü gösterilerinin düzenlendiği bir yere dönüşmüş, yıllarca bakımsız kalmaktan farelerin döşemelerin altında cirit attığı, tavanının o eşsiz süslemelerine badana çekilen, yıkılıp fuayeye dahil edilen bölümleri ile akustiği bozulmuş bir yaşayan harabeye dönüşmüştür.

    işte talihi ilk burada döner ses 1885'in. haldun dormen yeni kurduğu tiyatrosunu buraya taşımaya karar verir. salonu geniş çaplı bir tadilattan geçirtir kısıtlı imkanlarıyla. bu esnada aslına uygun şekilde, yıkılan yerleri de tekrar salona dahil edip akustiği tesis eder.

    60'lardan 1972'ye kadar o efsane haldun dormen tiyatrosu'nun ilk macerası burada cereyan eder. gülriz sururi bu sahnede ırma olur. cemal reşit rey emekliliğinden bu salonda sahnelenecek yaygara 70 için döner.

    sonra parasal sıkıntılar, dormen tiyatrosu'nun kapanışı ve ses tiyatrosu'nda "2 film birden" yılları.

    ses 1885'i düştüğü yerden kaldıran bir diğer abide ferhan şensoy olur. ses'i kurtarmakla kalmaz, ona ömrünü de adar şensoy. şahları da vururlar ile başlar, sayısız efsanevi oyunla devam eder onun ve ses'in birlikteliği. (burada yapılan son gösteri de şahları da vururlar'ın 40. yıl yeniden sahnelenişi öncesi seyircisisz genel provasıdır.)

    şimdi ferhan şensoy vefat etti belki ama, (tam onun arzu ettiği gibi olmasa da) ses 1885'in artık eski metruk haline dönmemesini temin ederek aramızdan ayrıldı desek yeri var.

    son yıllarda sağlığı bozukken dahi şensoy sahneye çıkmasının sebebi olarak, ses'i koruması gerektiğini, bunun için de ölene kadar sahnede kalacağını söylüyordu. kendisinden sonra da bu tarihi yapıyı ortaoyuncular'a miras bırakacağını, onların ses'e sahip çıkmayı sürdüreceğini ifade ediyordu.

    gerçekçi olmak gerekirse mevcut ortaoyuncular kadrosunun bu tiyatroyu ayakta tutacak kadar kazanacak ne oyuncu kadrosu var, ne de içlerinde haldun dormen gibi, ferhan şensoy gibi dev tiyatro insanları var.

    fakat ferhan şensoy yıllardır her röportajında ses 1885'in değerini o kadar güzel işledi ki, artık burada ortaoyuncular olmasa da kimsenin bu tiyatroya zarar vermesine izin verilmeyecektir. tiyatroseverlere bu bilinci aşılayıp gitti şensoy.

    kenter tiyatrosu'nu kurtardığı gibi ibb zamanı geldiğinde ve gerek olduğunda burayı da kurtaracaktır diye düşünüyorum.

    kurtarılacaktır kurtarılmasına da, bu tiyatrodan artık bir muhsin ertuğrul'un, bir haldun dormen'in, bir ferhan şensoy geçmeyeceğini bilmek üzücü.
  • avusturyada bir ikizi olan güzide tiyatro salonudur.

    bende yeri ayrıdır. çok sefer kapısından dönmüşümdür şu son bir kaç ayda. çok bileti heba etmişimdir.

    içeri girip defalarca okuduğum kafamda canlandırdığım oyunu ferhan şensoysuz izlemek içimden gelmedi.

    (bkz: şahları da vururlar) oyunu tekrar sahnelecekti. eski kadrodan hayatta kalanlar ve yeni gelen oyuncular ile. sonra provalar başladı diye haber geldi.

    pandemi sebebi ile ertelendi oyun tarihi.

    sonra (bkz: rasim öztekin) gitti ardından (bkz: ferhan şensoy).
    oyunu yine de sahneleyecekler dediler.

    o zamandan beri doğru zamanı bekledim. hiç bir özelliği olmayan bir günü seçtim ve bu sefer kararlıyım o kapıdan gireceğim.
hesabın var mı? giriş yap