• beşiktaş sokak kahvesinde bizzat şahit oldum.

    kadın: (ağlamaklı bir sesle) bunu nasıl yaparsın yaa?
    erkek: ne yaptın ki? ne var bunda?
    k: senin yatağında nasıl yatar o kız.
    e: e nerde yatacaktı. hüseyinle mi yatsaydı?
    k: bana ne kiminle yatarsa yatsın?
    e: ya kızım ben hüseyinle yattım o da benim yatağımda yattı ne var bunda?
    k: ertesi gün sen de aynı çarşaflarda yattın ama di mi utanmadan?**
    e: kızım ne olcak yılbaşı ertesi bi de çarşaf mı yıkayacaktım?
    k: zaten ben onu da kankasını da bir daha görmeni istemiyorum.
    e: e rıfatın arkadaşları. ne diyiim şimdi. 'rifat abi nilgün kıskanıyo arkadaşlarını bi daha eve çağırma' mı diyeyim.
    k: ne kıskanması yaa. ben onları görmeni istemiyorum işte.
    e: peki tamam.

    adam gayet ciddiydi kabul etti ve ileride bir ara özür bile diledi kızdan. o ana kadar hatuna kızan bizler adama kızmaya başladık için için ama en sonunda uzlaştık:

    (bkz: tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş)
    (bkz: bok boku kenefte bulur)
  • kişinin birden fazla sevgiliye sahip olması halinde, bu durumdan haberdar olduklarında, bahsi geçen sevgililer arasında yaşanacak olan arbededir.
  • erkek sevgili: senin götün çok fena kalktı.
    hatun kişi: benim götüm hep kalkıktı ama eskiden sen bununla basedebiliyordun simdi altında eziliyorsun.
  • benim için tekil olan durumdur. ikinci kavgayı edebildiğim hatuna basıcam nikahı o derece yani.
  • monolog şeklinde olabilir. karşınızdakini cimcik mi çimcik mi neyse ondan yaparak duvar olup olmadığını test ediniz kavgadan önce.
  • - niye açmıyorsun
    - niye konuşmuyorsun
    - o adamla kaç kere oldun
    - o adamın adı ne
    - bana sayı ver
    - sakın kapatma telefonu
    - olga kim var orda
    - bana cevap ver
    - sakın kapatma
    - sen benim tanıdığım bir adamla defalarca oldun

    bir maç izleyeceğiz, fenerbahçe’nin kabız oyununa mı daha gıcık olayım, yanımdaki masada oturan bu eşsek kadar adamın yarım saattir bitmeyen bu saçma sapan konuşmalarına mı karar veremedim.
  • hayatımda görmediğim ama şahit olduğum eğlenceli kavgadır.

    bazı kişiler vardır, çok iyi tanıdığınız. bu kişilerin de bazı anları vardır, orada olmasanız da anlattıklarında sanki birebir şahit olmuşçasına olayı resmen yaşadığınız.

    kadın arkadaşımızın adına kadınsu, erkek arkadaşımızın adına da adamcan diyerek sizleri de şahit edeyim olaya.

    kadınsu, gerçekten su gibi güzelliği olan, bu güzelliğinin altında haklılık payı çok yüksek hırçınlıkları da yaşatan, zeki ve kültür yumağı bir arkadaşımız. adamcan ise başarılı, sakin ve sevimli bir arkadaşımız. yine bir kavgalarında kadınsu inanılmaz sinirlidir, adamcan ise gayet sakin ve ee ne olmuş yani tavırlarıyla sinirden oluşan bir alev topuna odun değil adeta benzin dökmektedir. kadınsu tabi ki çıldırır. adamcan'ın sakinliğine daha da çok çıldırır. aslında gayet insani olarak beklediği şey nispeten agresif bir tavır ya da cevap ve akabinde tartışarak çözülmesi beklenen olay... (kavga ederek çözebileceğiniz sorunları konuşarak uzatmayın - * ) en sonunda kadınsu çıldırır ve evde ne varsa kırıp parçalamaya başlar. çerçeveler, tabaklar, bardaklar... hırsını alamayan kadınsu duvardaki kocaman televizyonu iki yanından tutar. adamcan'ın benzin döküp parlattığı o siniri, televizyonu yere fırlatıp parçalayarak söndürmek ister kadınsu. ama... televizyonu kavradığı anda, saliseler içinde aklından geçen bir takım bilgiler vardır. televizyonu yeni almışlardır ve aşırı pahalıdır. atmaması gerektiğini düşünürken yahu artık fırlatacak şekilde kavradım bile televizyonu geri adım atamam diye de içindeki yiğitsu'yu desteklemektedir. fakat ok yaydan fırlamıştır ve bir şey yapmalıdır. iki yanından kavradığı o pahalı ve yeni televizyonu parçalamamak için, ekranını aşağıdan yukarıya kadar sinirle yalar. hayır klavyem sürçmedi, yaladı evet. bu saçma eylemin akabinde kahkaha ve barışma ile mutlu son ikisini beklemektedir. ya da yepyeni kavgalar.
  • geçmişinizle sizi yargıladığı anda kavgayı ve ilişkiyi bitirmek şart. geçen her saniye kayıptır o andan itibaren.
hesabın var mı? giriş yap