• birbirinin ruhuna yolculuk etmektir, haritalarda yeni hatiralar kesfetmek..
    elleri avuclarinda kalplerini kucaklamis iki ruhun gozlerindedir yollar. su gibi suzulur zaman.
  • otobusteki yolcular sizden cok uzak, herbiri manasizlasir koltuklarinda. bir bakmissiniz elinizde uyuyakalmis, boynu dusuvermistir one, hemen duzeltmek yerine birkac saniye daha o masumlugunu gorebilmek icin kendinizi tutmaya calisirsiniz, en guzel anlarindan biri de siz camdan agaclari izlerken aslinda onlarin sizi izledigini farkettiginizdir. yok o kakaolu kek sevmez, bunun visnelisi var mi..
  • sevgilim uyusun diye beklediğim, hiç uyumadığı için eninde sonunda uykuya yenildiğim en bir güzel şey... bir de bir arkadaşım hep üç günlük yol, üç paket tuz lazım derdi bir insanı tanımaya.
  • kafa kafaya verip sarılarak uyuyarak, uyandıkça acaba rahat mı diye kontrol ederek, rahatsız duruyorsa yastığını düzeltmeye çalışarak geçen ve ona bakarak ne kadar güzel, tatlı olduğunu yeniden keşfetmeyi sağlayan güzel olay.
    o yolun bitmemesini istersiniz, bittiğinde onu evine bırakmak istemezsiniz, onu kaçırıp yanınızdan ayırmamak istersiniz...
    yolculuğun sonunda fark ettiğim herşeyin ne kadar da güzel olduğu ve bir gün bir yolculuk sonrası herşeyin çok daha güzel olacağıydı
  • ilk geceleri şehvet, ihtiras, pembe romantizm dolu ve aşk kokulu,
    ortaları küçük tartışmalarla süslenmiş yine de ehven i şer,
    sonları -ayrılmalıyız aslında biz- içsesleriyle geçmesi muhtemel zaman dilimi.
  • araba kullanirken gozunuze cok seksi gelebilir.*
  • insanı gezgin olmaya heveslendiren eylem. hep gidilsin, hep görülsün, hiç eve dönülüp ayrı ayrı evlere girilmesin diye geçirilir içten..
  • damakta bıraktığı tat ve yürekte bıraktığı iz tamamen sevgili olma durumunun ne kadar eski olduğu ile alakalıdır.
    yeni başlamış, ya da yol esnasında başlamakta olan bir ilişki ise, nabız atışı her virajda bedenlerin yakınlaşması ile çıldırır... nazlı yarin uyurken omuza göğüse başını dayaması insanın ömrünü uzatır, hayattaki en güzel anlar arasındaki yerini alır...
    sevgili eskidikçe o heyecan yerini huzura bırakır, beraber en ufak bir korku duymaksızın uyunur... öyle ya, bir kaza olsa ve ölseler bile umursamazlar...
    *
  • yolculuk edilen guzergaha ve araca dikkat edilmesi gereken bir hadisedir. ulusoy'un e.t. misali koltuk arasindan cikan lambasi butun ambiyansi bozabilir. sevgilinin kasli bir kolda uyuma rahatligini elinden alabilir. 5 saniyede uykuya dalan sevgilinin huzur veren halini bir lamba yuzunden goremez olursunuz. dikkat edin derim e.t.'ye. ibne.
  • başınızı nereye koyacağınızı dert etmeden yapacağınız yolculuktur. 2 kişilik koltuk almış gibi davranabilirsiniz, sevgiliyi koltuk, yastık hatta battaniye gibi görebilirsiniz. sonra, bir ara o sizin suratınızı okşar, siz gözünüzü açıp saate bakarsınız, git git bitmeyen yolun büyük kısmı hiç hissedilmeden gidilmiştir, çok koyar o an. ayrıca molalar da şahane olur, hem yolun yorgunluğu hem etrafın tanıdık olmayışından dolayı sevgili hep size bakar, bakar, bakar..
hesabın var mı? giriş yap