• 90'lara damgasını smaçları ve ribaundlarıyla vurmuş basketbolcu. shawn kemp'in reebok ayakkabılarının * meşhur olup kapış kapış satıldığı zamanlar da bu yıllara tekabül eder. ne var ki nba'de parladığı seattle ile kontratı nedeniyle anlaşamamış ve cleveland'daki ilk yıllarında all starlık ortalamalar tuttursa da gary payton'lı günlerini aratmıştır.

    bu adam lisede concord high school'da oynarken bir indiana pacers pivotu kente gelmiş, murat murathanoğlu'na göre stuart gray, adam nba oyuncusunu maymun etmiş üzerinden smaçlar falan 9. sınıftayken.

    ncaa'de oynamamış, liseden sonra nba draftlarına girmiştir. fundementalının zayıflığına ve mental eksikliklerine rağmen fenomen olduğu bir 5-6 sezon var sonuçta.
  • kendisiyle seviyeli bir ilişkimiz var.

    dün rüyamda uzun zamandır sıkıntılı olan banyodaki tesisat sorunu çözüyorduk. ordan da kalkıp bayram namazına gittik.

    hırçın mırçın ama iyi arkadaşımdır.
  • problemli bir abimizdi. yaşadığı sıkıntıları, sorunları gerek kokoyla gerekse de vurduğu sinir krizi dolu smaçlarla başından defederdi. gelmiş geçmiş en sevdiğim 4 numaradır kendisi.
  • nba tarihinin en acımasız ve pis smaçlarını basan adam gibi adam.
  • bu adamın yaptığı smaçları izlemek bana çok keyif veriyor. başka hiçbir oyuncunun smaçlarını izlemek ( vince carter da dahil) bana aynı keyif vermedi. bunun sebebi bu adamın smaçlarının hayvani olması ve sonrasında birini yere yıkması , onunla dalga geçmesi, izlerken böyle sanki ben de benchteymişim gibi kendimden geçiyorum. smaç yapabilen biri olsam boşken istersem 500 derece dönüp smaç vurayım , bana bir savunmacının üstünden ezerek smaç vurmak gibi keyif veremezdi.
  • karl malone ile beraber zamanının en iyi 4 numara larından biriydi...
  • nam-ı diğer the reignman. rakiplerinin üstünden, analarına söver gibi smaç yapardı.
  • 90'larda gelmiş en iyi dört beş power forwarddan biridir. çok sorunlu bir abimizi o ayrı.
  • çocukluk kahramanımdır.
    90'lı yılların en spekteküler smaçlarına imza atmış, gary payton ile birlikte müthiş bir ikili olmuştur. emekliliklerine kadar birlikte seattle supersonics'te izlemeyi arzu ederdim. yıllar geçti, bir yerlerde 40 sayısını gördüğümde hüzünle anarım üstadı. 40 demek benim için shawn kemp demektir.
  • reebok'un adına ürettiği ayakkabisina sahiptim çocukken. anasini aglatmistim. bilsem hiç giymez, toz bile kondurmazdim.
hesabın var mı? giriş yap