• (bkz: wrong number)
  • 1948 yapımı amerikan gerilim filmi. lucille fletcher'ın 1943 yılında yayımlanan radyo oyunundan uyarlanmıştır. telefondaki sesler adıyla türkçe radyo tiyatrosu da var.

    film, leona stevenson adındaki kadının telefonda bir cinayet komplosuna kulak misafiri olmasıyla başlar. flashback'leri saymazsak bütün film tek odada geçer.
  • 1948 yapımı gerilim filmi. başrolde femme fatale karakterlerle ünlenen, bu karakterlerin hakkını her daim veren barbara stanwyck yer alıyor. ona usta aktör burt lancaster eşlik ediyor. henüz izlemeyenler filmin başına konuyu dahi bilmeden otururlarsa eminim filmden daha fazla zevk alacaklardır. yönetmen anatole litvak ve senarist lucille fletcher gerilimli öykülerini lineer anlatıyı bozarak, flashbackler ve flashforwardlarla, ustaca anlatmışlar. dedektiflik filmlerindeki gibi neler olduğunu, kimin neyi amaçladığını ancak son 15-20 dakikaya girildiğinde öğreniyoruz. fakat yönetmen çözüm bölümüne girildiğinde dahi heyecan ve gerilim dozunu düşürmüyor. hitchcock gibi filmin finali yaklaştıkça gerilim de artıyor. bu eski filmlerin en sevdiğim tarafı da gerilim zirveye çıktığında filmin bitivermesi, sonrasında gereksiz ajitasyonlara girişilmiyor. yönetmen ve senarist ikilisinin bu öyküyü flashbacklerle anlatmaları filmi daha etkileyici kılmış. hatta bir ara flashback içinde flashbacke yer verilerek daha da tatmin ediyor. "wrong number" ile öyküsünü başlatan senaristin filme adını veren "sorry, wrong number" ile bitirmesi de enfes, etkileyici idi. stanwyck ile lancaster'ın oldukça iyi oynadıklarını da belirtmek gerek. özellikle filmin gerilimi artıkça stanwyck'in performansı da yükseliyor. neticede etkileyici bir gerilim filmi...
  • suspense janrının zirvelerinden müthiş bir gerilim filmi. böyle bir climax yok! hitchcock bayağı kıskanmış olmalı. bu tür filmlere hitchcock'un çekmediği en iyi hitchcock filmi denir *
  • sayısız kez dinlediğim telefondaki sesler isimli radyo tiyatrosundan uyarlanan gerilim filmi.
    babaanneme de dinletmişliğim çok, her defasında büyük bir keyif ile dinleriz. iki yıl önce babaannemin “acaba filmi yok mudur?” demesiyle bir anda filmi izlerken bulduk kendimizi. tabii kendisinin okuma yazması yok. filmin dublajı da olmadığından ben altyazılı izlerken o da başından sonuna kadar, büyük bir keyifle pür dikkat izleyerek bana eşlik etti. zaten konuya çok hakimdik. sonunu bilmemize rağmen sonlara doğru aşırı gerildik ikimiz de. radyo tiyatrosu versiyonu da aynı etkiyi yapıyordu ama izlerken çok başkaymış.

    bu filmin yeri bende hep ayrı olacak.
  • izlediğim en iyi (bkz: hitchcockian) filmlerden biri. 1948 yılında çekilmiş bu film, dönemine göre sıradışı birçok özelliğe sahip. filmin neredeyse tek bir mekanda geçmiş olması, "flashback"lerin fazlaca kullanılmış olup düz anlatımdan çoğunlukla kaçınılmış olması, flashback içinde flashback ile adeta inception havası yaratması bunlardan bazıları. ayrıca, phone booth, cellular gibi telefon araması üzerine tesis edilmiş korku/gerilim filmlerinin ilk örneği ve yaratıcısı olarak kabul edilebilir.
    edit: düzeltme
hesabın var mı? giriş yap