• benim için ülker napoliten çikolatayı "bitecek!" korkusuyla değil, rahat rahat geniş geniş, istediği kadar yiyen insan zengindir kardeşim, net.
  • vatandaşlıktan çıkmak istemem durumunda arayıp vazgeçirmeye çalışmaları...
  • çocukken ışıklı ayakkabıya sahip olanların fazlasıyla zengin olduğunu düşünürdüm.
    bir gün babama ne zaman zengin oluruz dedim, yarın dedi.
    inandım, yemin ederim inandım.
    sabah kalkarken zengin olacağımızı düşünerek uyandım güne.
    belki dedim ışıklı ayakkabım olur.
    olmadı, hiç bir şey değişmemişti.
    iki katlı bir evde oturuyorduk, müstakil bir ev.
    evin tek erkek çocuğu olduğum için şımartılmam gerekiyordu ama durumumuz yoktu.
    bende kendimi şımartmak için, alt kattaki odaya taşınıp, kendime genç odası yaptım
    yalnız ne oda ama..
    öyle ferrari genç odası takımı yok, somya üzerinde uyuyorum.
    oyuncaklarım yok ki, somyanın altındaki mavi leğene doldurayım.
    gazeteden kuponla elektrikli bir soba biriktirmiştim, yalnız çok şaşalı ha..
    odun maketleri vardı, şömine havası yaratıyordu.
    velhasıl uzun bir aradan sonra babama aynı soruyu tekrar sordum, baba dedim ne zaman zengin oluruz?
    odama baktı, bana baktı, sobaya baktı.
    kaloriferli bir evde oturursak o gün zengin oluruz dedi.
    askere gidip geldim yeni bir eve taşındık, güneş enerjisi var kaloliferi var..
    gittim yanına, can alıcı soruyu sordum..
    baba dedim zengin olduk mu?
    ev bizim olsaydı zengin olurduk dedi.
    babam sanki bilge bende öğrencisiyim, sürekli beni cevapları tokatlıyordu. zaten ışıklı ayakkabıda alamamıştık.
    otuzuma yaklaşırken, ev aldı babam.
    inşaat halinde, onunca katta bir daire, haftada bir gün çıkıp eve bakıyoruz.
    babam bakıp seviniyor, ben çıktığım merdiven basamakları nedeniyle söyleniyorum.
    baba dedim zenginlik zormuş, fakirken iyiydi..
    gel zaman git zaman evimize taşındık, kendi evimiz.
    kendi odam, baza üzerinde uyuyorum, gençliğimin rüyası masaüstü bilgisayarım ayrıca elbiselerimi koyacağım şahsıma ait dolabım var.
    baba dedim, zengin olduk mu ?
    bilge vermiş cevabını ; oğlum biz zaten hep zengindik.
    biz gerçek bir aileydik, hayallerimiz vardı, mutlu bir dünyamız.
    her şey çok zordu, ama bir o kadar güzeldi.
    baba dedim gariban edebiyatı yapma,
    şimdi biz zengin miyiz değil miyiz?
    ben direndim o devam ettirdi,
    kendi evin olsun, zengin olursun dedi.
    babamı trafik kazasında kaybettim, trafik sigortası kaza nedeniyle tazminat ödedi.
    annem aldığı tazminatı bana verip kendime ev almamı istedi.
    şimdi bir evim var,
    ama zengin olduk mu diye sorabileceğim babam yok.
    benim zenginlikten anladığım, vallahi de billahi'de beraber gülebileceğin bir ailem olmasıydı.
    küçük dünyanızda mutlu olmaktı, bağlılıktı ve sevmekti en fazla.
  • bunun objektif bir ölçütü varsa o da yerde görülen 50 tl sonrası oluşan nabız değeridir. 120 den aşağıysa o adam zengindir abi.
  • kütüphane olup olmaması
    kütüphanedeki kitap sayısı
    kütüphanede olup da okunan kitap sayısı
    son olarak yoksulluk sınırının üstünde bir ücret...

    dördünün logaritması, parabolü, bileşkesi, integrali, türev..ve daha bilumum ne varsa o şeysi...
  • çalışmaya ihtiyacı olmamak..bu kadar basit amk..
  • işe taksiyle gitmek
  • genelde forum tadinda entrylere girmem..ha boyle baslayinca da ergenler donup bu sekilde baslayip dalgalarini gecip super egleniyorlar..ıki arda bir derede kaldim..neyse..
    seneler once tifil boklar olarak amerikaya okumaya geldigimiz zaman mecburen cogumuz araba aldik..benim ilk arabamdi..turkiyede okurken hicbir zaman babamdan arac talebim olmadi..calismiyordum da..ınsan evladi gibi otobusumle gidip geliyordum..bu aciklamayi sundan yapiyorum okula baska gidip gelinmiyor..benim arabam mesela siki bir pazarlikla $800 a aldigim emektar mazdamdi..hani biraz daha parali doktora ogrenciler ikinci el sanayide "cakal kasa" tabir edilen bmwlerden falan da alabiliyordu..zengin asyali ogrenciler zaten porsche vs yi ilk gunden cekiyordu..

    neyse marketing dersinde hoca bir kac marka soyledi..biz iclerini doldurmaya basladik..dondu dedi ki bunun maliyeti sudur..siz belli bir paranin uzerinde imaji satin aliyorsunuz..onu alabildiginizini dunyaya honkuruyorsunuz meailinde maska bir seyler soyledi..konu zenginlige hayattaki basariya geldi..yunanistandan bir arkadas bizde araba cep telefonu cok onemlidir burda onlara cok kolay ulasiliyor dedi..icimden medeni cesaratinden dolayi sevgili malakayi tebrik ettim daha yeni geldigim icin turkiyeye hala bok surdurmeyen necip sevimli adam modundayim..poczter dondu..amerikada uc sey onemlidir..adamin zenginligini olcen..
    oturdugun zip code
    universiteden mezun oldugun okul ve yaptigin is..

    saatlerce bunun karsi argumani gelistirilebilir ama ben cok az istisna disinda bunun cuk oturdugunu gordum..amerika icin..sadece amerika icin..
  • çok yüksek değildir. anlatayım;

    batman serisinin hangi filmi hatırlamıyorum, bizim bruce wayne oteli satın alıyordu, o kadar zengin, burayı herkes biliyor. otel kapısından çıkarken çalışana aşırı yüklü bir bahşiş bırakmıştı, o an bruce wayne olmayı hayal edemedim, hayal gücüm el vermedi, çalışan çocuk olmak istemiştim. o kadar acıklı yani.
  • etrafımda görüp zengin olduklarını düşündüğüm insanlar şöyleydi:

    ilkokuldayken;

    kornet yiyen insan

    ortaokuldayken;

    magnum yiyen insan
    apartman dairesinde oturan ve eşyaları yeni/güzel olanlar
    kinetix-m.p.'den ayakkabısı olanlar

    lisedeyken;

    magnum yiyen insanlar
    zara-mango'dan giyinen insanlar
    adidas-nike ayakkabısı olanlar

    üniversitedeyken;

    yurt yerine evde kalanlar

    şimdi;

    çalışmasına gerek olmayacak kadar varlığı olanlar.

    ama bir şey var ki duyduğumda nutkumun tutulduğu... bugün bir tanıdığımın milyon dolarları olduğunu öğrensem o kadar şaşıramaz, o kadar hülyalara dalamazdım.

    ilkokuldaydım. bir gün bir yere misafirliğe gittik; kapıyı açtığında ev sahibi kadının elinde bir bardak kola vardı. içeri girdik, buzdolabını açtı -oley bize de ikram edecekk- bir sürü kola şişesi. "suyun tadını sevmiyorum onun yerine kola içiyorum" dedi.

    cümle zihnimde bir kaç kez yankılandı.

    su içer gibi kola içmek? bu nasıl bir zenginlik?? böyle bir şey olabilir miydi?? olmaz ama, acaba bir gün ben de su yerine kola içebilecek kadar zengin olabilecek miydim?

    bugün bu kadar kola içiyor oluşumun temelleri o gün mü atılmıştı?
hesabın var mı? giriş yap