sözlükçülerin şu ana kadar aldığı en kötü hediye

• love seat diye tabir edilen koltuklarda yeri ayırtılmış olan bir çift sinema bileti.
  tabiki gitmedim ve hemen çarptım suratına. amaç belli.
• g.i. joe defter kabiyla paketlenmis ayakkabi.
  
  al gotune sok.. amcik ne diye g.i. joe kaplayi insani heveslendiriyorsun. bir de kutu amk, dedim taam g.i. joe humvee var icinde kesin, bildigin siyah okul ayakkabisi cikti nike mayk bile degil. al gotune sok sen onu.
• 1.yıl dönümü hediyesi olarak sevgili tarafından hediye edilen mısır patlatma makinesi ...
• (bkz: kırmızı gül)
  
  sevemedim. arizayim kabul, sevemiyorum gül denen bitkiyi. olmamisim ben.
• şimdiye kadarki en kötüsü benimkidir. (bkz: ders notu fotokopisi)
• (bkz: aşkın gözyaşları)
• vücut çorabı.
  
  kendisi şu an bana hediye edip giydiremediği vücut çorabına girmek adına azimle kilo veriyor, yakında o çoraba girebilecek kıvama gelecek allahın izni ve inayetiyle. muck.
• (bkz: tuzluk)
  
  arkadaşlığımızı samimi diye nitelendirebileceğim evde kalmış kompleksine sahip bir hanım kız arkadaşa zamanın birinde pahalı bir parfüm hediye etmiştim doğum gününde.
  
  benim doğum günüm geldiğinde 1 milyoncularda satılan 50 kuruşluk plastik tuzluğu janjanlı bir hediye poşeti içinde sundu arkadaşımız bana.
  
  anlamadım ama hediyedir dedim kaldırdım. sonra da evde çocukların oyuncaklarının arasına salladım. "tek başına kullanmak imkansız. insan bari 2 tane alır. diğeri de karabiberlik falan olur" diye saf salak düşüncelerle...
  
  gün geçti zaman geçti (2 ay kadarcık bir süre işte).
  
  biri laf getirdi bana, pardon tuzluğun hikayesini:
  
  aldığım parfümü arkadaş öyle bir tarafından anlamış ki; güya ben ona şunu demek istemişim:
  "sen kötü kokuyorsun, al bu parfümü sür, kullan, kokma!"
  
  hah işte bu arkadaş da "ben seni tuzlayayım asıl da sen kokma!!" diyesiymiş.
  
  bir yaşıma daha girmiştim doğum günümün 2 ay sonrasında.. :)
• (bkz: fesleğen)
• mendildir.
  aslında insanın hediyenin iyisi kötüsü olmaz diye çıkıntılık yapası geliyor.
  ama olur kardeş olur, benimkisi kenarları işli bir mendildi yengemin hediyesi, düşününce el emeği göz nuru ama beş yaşındaydım lan.
  kurabiye yapıp verse kraldı halbuki öyle de masraflı bir bebe değildim yani.