• gazetede cikmiş bir olay:
    bir bankada kasadan para calinmiş. polis calisanlar arasinda anket duzenlemiş. sorulardan biri de "bankadan calinan paranin calisanlardan toplanmasi konusunda ne dusunuyorsunuz"
    istisnasiz herkesin cevabi "kesinlikle katilmam" olurken polisin supheli bulduklarindan biri "herkes kadar ben de veririm" olmus. tek farkli cevabi veren bu sahis sorguya alinmis, adam da ötmüş...
  • görebildiğim kadarıyla agresifliği tetikleyen en önemli etken suçluluk duygusu. yanlış bir şey yaptığı ayan beyan belli olan ve mağduriyetine sebebiyet verdiği kişi veya topluluğa karşı hiçbir argüman üretemeyecek noktaya gelen insanlarda kontrol edilemez yüksek agresiflik hasıl oluyor. insanlar bu durumda büyük bir telaşla aslında kötü biri olmadığını kendine veya çevresine ispat etme arayışına giriyorlar. yansıtma yoluna tevessül ediyorlar. özellikle kadınlarda çok oluyor bu.

    bir yalanları veya çiğlikleri ortaya çıkınca ve bunun üzerine reaksiyon görünce, dahası karşı tarafın ilişiği kesmeye meyletmesi üzerine birden mağdur bir kişiliğe bürünüp şiddetli bir tonla o mağduriyetini dillendiriyor ve en fenası kendisi de buna inanıyor. özellikle sosyal medyadaki hırçın paylaşımların izini sürdüğünüzde bu tarz psikolojik vakalarla karşılaşmanız olası. siz "şimdi bu durumda kendisini nasıl savunacak? bu ayıbı nasıl temizleyecek?" diye düşünürken tam tersi aşırı bir şiddetle kendini savunan, sizi suçlayan veya sosyal medyada mağduru oynayan bir insan gördüğünüz oluyordur sizin de.

    sadece ilişki özelinde gözlemiyorum bunu. odtü'lüden diye bi facebook sayfası var, okuldaki öğrenciler 2. el bisiklet alım satımı yapıyor. dün bi bisiklet aldım oradan. kız bisikleti 2 kilidiyle 300, kaskını da 50 liraya vereceğini söyledi. öğrenciyim diyince fiyatı da azaltmaya çaba göstermedim. aldım, alırken de bak öngöremediğim bir sorunu olursa veririm dedim. tamam hocam dedi. bugün kaskı geri vereyim kafama küçük geldi dedim. tamam hocam ama 25'e alırım demesin mi? şaka yapıyorsun herhalde dedim, kask için 50 tl istediğini gösteren konuşmaların capsini attım. biliyorum hocam ama ben orda yanlış hesaplamışım kask 30 tlydi falandır filandır yazdı. ya dedim sen nasıl bir insansın 2 kuruş için bu yapılır mı? ve hala kendisini savunuyor hiddetle. sonra çabuk getir kaskı 50 tlni verecem, hadi getir çabuk getir bekliyorum diye 7-8 defa tekrar edip sonra da beni engellemiş.

    böyle durumlarda benimsenmesi gereken şöyle bir davranış olduğu kanaatine vardım sonra. eğer karşı taraf gerçekten hiçbir şekilde kendisini savunamayacak bir duruma geldiyse onu köşeye sıkıştırmamak ve ahlaksızlığını yüzüne şlap diye vurmamak lazım. kaçabileceği bir alan bırakmak lazım. çünkü öngörülemeyecek yükseklikte anksiyeteye sebebiyet verebiliyor bu tür köşeye sıkışmalar. yani bisiklet örneğinde mesela, kızı orada fazlaca sıkıştırdım sanırım. "sen nasıl bir insansın?" gibi bir çıkışa gerek yok. o öyle bir insan işte, sen de böyle bir insansın. period.
  • işlediği suçun farkında olmayı gerektirir. hiçbir suçunu kabüllenmeyen bünyelerin sayıca çokluğu göz önünde bulundurulursa, suçluluk psikolojisinin kavramsal ömrünü tüketmek üzere olduğu söylenebilir. ne de olsa ortada işlenen bir suç yoktur ve her naneyi yiyen kişioğlu da kendisini sütten çıkma ak kaşıkla vaftiz edilmiş melek zannetmektedir.
  • insanlarda gereksiz şeyler için bile iletişim kurma arzusuna yol açar.
  • ilişkilerde ama sende şunu şunu yaptın, şeklinde geri bildirimle açığa çıkanlari mevcut olup, asla doğru diyorsun, senin şu yaptığın da sen fark etmesen de beni üzmüştü, benzer hatayı bende sana yapmışım olarak gelmez.
  • suçlu olmasan da bi anlık baskıyla gerçekten suçluymuş gibi davrandığın da olur.
    mesela bugün minibüs tarzı bir dolmuşa bindim. oturacak yer olmadığından ve de ayakta durmayı beceremediğimden şoför koltuğunun yanındaki ikili koltuğun baş kısımlarına koala gibi yapıştım. o yolculuktaki en büyük zevkim denizi izlemek ve deniz bugün o kadar güzel o kadar hırçındı ki can attım bildiğin bir nebze olsun görebilmek için. görebildiğim tek yer en ön ikili koltuğun camı olduğu için de iyice yapıştım koltuğa, kıvrandıkça kıvranıyorum. ön koltukta telefondan mesajlaşan adam da bu kıvranışımı farketmiş olacak ki "neye çabalıyo bu, mesajımı mı okuyo?" diye bana bakmaya yeltendi. benden kuşkulandığını anlayan ben naptım peki? adamla tam göz göze geldimiz anda o psikolojiyle telefonuna baktım. ulan yok umrumda değil ne yaptığı ne konuştuğu ama o an o baskı, o heyecan, o suçluluk hissiyatıyla adama bildiğin "ulan yenge de güzelmiş hee, aşkımlar falan, vaaay çapkınnn yakışır abime" dedim telefona bakışlarımla. adam da telefonunu saklaya saklaya konuştu ondan sonra. senin kıçıkırık mesajlaşmana kaldım sanki.

    bir de bu durumu şeyde çok yaşıyorum: karşı cinse yanlışlıkla dalmış bakarken gözlerini yakalaması sonucu "kestiğimi düşünecek yaa" diye aceleci heyecanla gözlerini kaçırırken iyice kestiğin izlemini vermek <3

    çok korkuyorum sözlük. bir gün yanlışlıkla bir olaya karışıcam da sorgudayken suçluluk psikolojisiyle saçmalamam sonucu boktan yere yıllarca yatıcam diye çok korkuyorum.
  • insanı saldırganlaştırır.

    nerde suçlayıcı bir eda, karşı tarafı kötü hissettirme, mağdur edebiyatı, öfke ve çirkeflik var, orada suçlu ya da en azından vicdanen öyle düşünen ama yiğitliğe de toz kondurmamaya çalışan bir adam/kadın var demektir.

    hani kavga anında ilk hamleyi yapan kazanır derler ya, bu da böyle bir şeydir. kafayı aniden gömeceksin ki karşıdaki dalağını alamasın.
  • yalan söylemeye meyilli bir psikolojidir. gerçeklerle yüzleştirilmemek adına işkembelerine paso fazla mesai yaptırırlar. bedel ödemeye hazır olmadan suç işleyenlerde görülür bu genelde.
  • filmlerde sıkça rastlanan bir örneği vardır: kişi(ler) bir suç işlemiştir veya işlediklerini düşünmektedirler. fiilin üzerinden henüz dakikalar geçmiş, güvenlik güçlerinin olaydan haberi olmamıştır. ama failler bu andan itibaren gördükleri her üniformalıdan korkarlar, kaçarlar. çünkü içinde bulunduğu eyleme kendini hazırlamamamış, yaptığının yasal olmasa bile meşru olduğuna kendini inandıramamıştır. böyle olunca da gündelik hayatında gayet rahat yaptığı hareketlerin işlediği "suç"la ilgili bir ipucu verebileceği korkusuyla elleri ayaklarına dolaşır, tanınmamak için gözlük takan penguen* gibi saçma davranışlar sergilerler.
hesabın var mı? giriş yap