• kesinlikle talep edilemez. sulh ceza hakimliklerinin idari para cezasına itirazları karara bağlama görevi haricinde yetkisi soruşturma süreciyle kısıtlıdır. yani bir soruşturma olmadan sulh cezanın yetkisi başlamaz. dava açılmadan veya soruşturma sürecinde bile taraflardan biri değişik iş olarak delil tespiti talep edemez. savcılıktan arama, el koyma, iletişimin tespiti vs. talep edersiniz, savcı uygun görür şartları oluşursa gecikmesinde sakınca bulunan haller dışında savcı sulh ceza hakimliğinden talepte bulunur. sulh ceza hakimliği de karar verir.

    istisna: savcıya ulaşılamıyor veya savcının iş yükünün aşan ve gecikmesinde telafisi imkansız zarar meydana gelebilecek durumlarda talep halinde veya resen sulh ceza hakimi savcı yerine geçerek arama el koyma emri veya iletişimin tespiti emri verebilir. ancak unutulmamalıdır ki kendisi bile yapsa sulh ceza denetimi gerektiren kararlarda nöbetçi sulh cezaya başvurmak zorundadır.

    sonuç: hukuk değişik iş dosyası gibi sulh cezadan değişik iş dosyası olarak delil tespiti talep edilemez.

    edit: ilk entryde delil tespiti için asliye hukuk denmiş ama öyle değil. delil tespitinde genel görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesidir. ancak görevli mahkeme farklıysa orada dava açılabilir. yani asliye ticareti ilgilendiren bir dosyada gidip asliye hukuktam delil tespiti isteyemezsiniz.
  • görev ve yetki bakımında hmk 401:

    görev ve yetki
    madde 401- (1) henüz dava açılmamış olan hâllerde delil tespiti, esas hakkındaki
    davaya bakacak olan mahkemeden veya üzerinde keşif yahut bilirkişi incelemesi yapılacak olan şeyin bulunduğu veya tanık olarak dinlenilecek kişinin oturduğu yer sulh mahkemesinden istenir.
    (2) noterlerin, 18/1/1972 tarihli ve 1512 sayılı noterlik kanunu uyarınca yapacağı vakıa tespitine ilişkin hükümler saklıdır.
    (3) esas hakkında açılan davada, delil tespiti yapan mahkemenin yetkisiz ve görevsiz
    olduğu ileri sürülemez.
    (4) dava açıldıktan sonra yapılan her türlü delil tespiti talebi hakkında sadece davanın görülmekte olduğu mahkeme yetkili ve görevlidir.

    --- spoiler ---

    "hukuk dili ve adli yazışmalar" kitabı sayfa 56:

    geçici hukuki korumalar
    kavram ve geçici hukuki korumaların özellikleri

    hukuk muhakemeleri kanunu’nun 389 ila 406. maddeleri arasında geçici hukuki korumalar düzenlenmiştir. hukuk muhakemeleri kanunu’nda düzenlenen geçici hukuki koruma türlerinden başlıcaları, ihtiyati tedbir (hmk m. 389 vd.) ve delil tespitidir (m. 400 vd.). hukuk muhakemeleri kanunu dışında da diğer kanunlarda geçici hukuki koruma tedbirleri düzenlenmiştir. örneğin, icra ve iflas kanunu’nun 257 ve devamı maddelerinde düzenlenen ihtiyati haciz de diğer kanunlarda düzenlenen geçici hukuki koruma türlerinden biridir. bunun dışında örneğin, aile hukukunda da geçici hukuki korumalar ayrıca düzenlenmiştir.

    geçici hukuki korumaların amacı, davacı nihai korumaya ulaşıncaya yani dava veya icra takibi sonuçlanıncaya kadar dava konusunu veya borçlunun mal varlığını mevcut hâliyle korumaktır. ihtiyati tedbire ilişkin düzenlemede de mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir
    denilerek bu amaç açıklanmıştır (hmk m. 389/1).

    hukuk muhakemeleri kanunu’nda düzenlenen delil tespitinde ise amaç, ileride açılacak davada veya açılmış davada henüz incelenme sırası gelmemiş olan delilin mevcut durumuyla tespit edilerek sonradan kullanılabilmesini sağlamaktır. bu
    sebeple delil tespiti istenebilmesi için hukuki yararın varlığı gerekir. kanunda açıkça öngörülen hâller dışında, delilin hemen tespit edilmemesi hâlinde kaybolacağı yahut ileri sürülmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ihtimal dâhilinde bulunuyorsa hukuki yarar var sayılır (hmk m. 400/2). taraflardan her biri, görülmekte olan bir davada henüz inceleme sırası gelmemiş yahut ileride açacağı davada ileri süreceği bir vakıanın tespiti amacıyla keşif yapılması, bilirkişi incelemesi yaptırılması ya da
    tanık ifadelerinin alınması gibi işlemlerin yapılmasını talep edebilir (hmk m. 400/1).
    geçici hukuki korumalar nitelik itibarıyla “dava” olmadığı için “talep” teriminin tercih edilmesi, dava açılmadan önceki taleplerdeki dilekçelerde de davacı ve davalı terimlerinin kullanılmaması gerekir. bu sebeple örneğin, delil tespiti taleplerinde, “delil tespiti talep eden” ve “karşı taraf ” terimleri tercih edilebilir. ihtiyati tedbir taleplerinde ise örneğin “ihtiyati tedbir talep eden” ve “karşı taraf ” terimleri kullanılabilir. ihtiyati haciz talepleri için “ihtiyati haciz talep eden (alacaklı) ve “karşı taraf (borçlu)” terimleri uygun olabilir.

    geçici hukuki korumaların özelliği ve davadan farkı, kural olarak geçici hukuki korumalarda tam ispatın aranmaması, yani hâkimin yaklaşık ispatla yetinmesi (örneğin ihtiyati tedbir için bkz. hmk m. 390/3) ve karşı taraf dinlenmeden de karar verilebilmesidir (örneğin ihtiyati tedbir için bkz. hmk m. 390/2). geçici hukuki korumalar, dava veya icra takibinden önce talep edilebileceği gibi dava veya icra takibi sırasında da henüz karar kesinleşmeden veya takip sonuçlanmadan önce de talep edilebilir.

    hukuk muhakemeleri kanunu’nun 402. maddesinin 1. fıkrasına göre, delil tespiti talebi dilekçeyle yapılır. dilekçede tespiti istenen vakıa, tanıklara veya bilirkişilere sorulması istenen sorular, delillerin kaybolacağı veya gösterilmesinde zorlukla karşılaşılacağı kuşkusunu uyandıran sebepler ile aleyhine delil tespiti istenen kişinin ad, soyad ve adresi yer alır. tespit talebinde bulunan durum ve koşulların imkân vermemesi nedeniyle aleyhine tespit yapılacak kişiyi gösteremiyorsa talebi geçerli sayılır.

    --- spoiler ---
  • hmk 401. maddesinde gösterildiği üzere “henüz dava açılmamış olan hâllerde delil tespiti, esas hakkındaki davaya bakacak olan mahkemeden veya üzerinde keşif yahut bilirkişi incelemesi yapılacak olan şeyin bulunduğu veya tanık olarak dinlenilecek kişinin oturduğu yer sulh mahkemesinden istenir.” buna karşılık dava açıldıktan sonra yapılan her türlü delil tespiti talebi hakkında sadece davanın görülmekte olduğu mahkeme yetkili ve görevlidir.
hesabın var mı? giriş yap