• danny boyle filmi; hem kendi hem muzikleri harika
  • film müzikleri iyi olan ama teaserından kullanılan touched şarkısının albümde yer almadığını görünce üzüldüğüm ve bu sebeple albümünü satın almadığım fakat daha sonra albüm şarkı listesine yerleştirilmeden albümün bir yelerine şarkının yerleştirilmiş olduğunu öğrenip bana olaz ki kardeşim dedirten, kitap iyi ama filmi olmamış dedirten sinema eseri.
  • hippiler ve 68 kusagi sonrasinda, modern hayattan kacarak / bunalarak / macera arayarak birbirlerini bulan batili bir grup genc insanin doguda* daha saf, daha dogal, daha kapali bir cennet arayislari ile baslayan bir komun yasami hikayesi.

    kitap '70 dogumlu alex garland tarafindan 1996'da yayimlanmis; 2000 yilinda ise danny boyle'un yonetmenliginde filme cekilmistir. hikaye, 70lerin komun anlayisina gore cok daha bireysel yolculuklarla basliyor. daha yalniz, daha karamsar ve daha korumaci / kapali bir komun yapisi, nintendo gameboy'lar ve silahlarla daha da acimasizlasabiliyor.
  • kitabi filme gore cok daha etkileyiciydi.
  • guillaume canet ve tilda swinton için izlenebilecek, aslında çok güzel olabilecekken bir şeyler eksik kalmış da olmamış hissi veren film. yine de etkileyici..özellikle de müzikleri. ve öyküsü nedendir bilmem das parfum etkisi yapmaktadır bende.
  • filmin ortalarına gelene kadar okuduğum the beach in uyarlaması olduğunu anlamadım. özgün bir film sandım. ta ki ne zaman cennet'e geldiler, cennet ortamının lezizliklerinden bahsedip komün bir yaşam düzeninden dem vurmaya başladılar, o vakit anladım kitap uyarlaması olduğunu. yani demem o ki, koca kitabın sadece 5/10 sayfası filmde yer almıştır sadece, geri kalan ise senarist grubunun hayaliyle oluşturulmuştur. bi' de richard önüne gelenle sevimiştir filmde, ilgisi yok.
  • kitapta ne resim ne de sevişme vardı. hemen her karakteri de salak gelmişti bana.
    madem filmde sevişme bolmuş, filmini tedarik etmek lazım.
  • "if i'd learnt one thing from travelling, it was that the way to get things done is to go ahead and do them. don't talk about going to borneo. book a ticket, get a visa, pack a bag, and it just happens." der kitapta. çok da haklıdır.
  • richard isimli amerikalı horozun önce fransız filmlerini andıran bir üçlü ilişki içine girip sonra girdiği komün kafesinde önüne geleni şeedip, kahramanlıklar yapmasını, en son da golluma dönüştüğünü izlediğimiz film. dur sileyim de yer kaplamasın.
  • bir gun tayland'a gidecek olursaniz filmin kahramanlarinin "the beach"i bulana kadar yasadiklarini birebir yasayabilirsiniz. richard'in bangkok'a ilk giris noktasi patpong'ta yururken "cheap for you" tacizlerine ugrayabilir, khao san road'ta kaldiginiz hostel odasinda yatagin altindaki boceklerden tiksinebilir, kafayi cekmis bir backpacker'in duvarlari tekmelemesini dinleyerek uyumak zorunda kalabilirsiniz. bangkok-surat thani-na thom-chaweng rotasini 400 bahta (20 tl) satin alabilir, ansizin bastiran muson yagmurunda sirilsiklam islanabilirsiniz.
hesabın var mı? giriş yap