• gectigimiz edinburgh film festivali'nde premieri yapilmis olan keira knightley'i yine atonementvari bir rolde seyredecegimiz, kendisine diger bir genc ingiliz sienna miller'in eslik edecegi film. cillian murpy ve matthew rhys da bu iki hanima eslik edecek isimler. filmin senaryosunu da knightley'nin annesinin yazmis oldugunu belirtelim.
  • bir çeşit aşk üçgeni ve hatta aşk beşgeni filmi.
  • ilk yarı harika ilerleyip ikinci yarıda batırmış filmdir. ayrıca sözlükte hakkında bu kadar az entry girilmesine de inanamadım.
  • dylan thomas, ona aşık iki kadın ve bir de asker kurgusunu (aşk dörtgenini); ii. dünya savaşı londra'sı ve savaş sonrasında galler mekanları ile anlatan durgun ama iyi bir film. yazarlardan esinlenmiş filmlerde gelende görüldüğü gibi, yine bir bohem yaşam biçimi anlatımı söz konusu. bu yaşama kenarından takılan keira knightley bir eksen oluşturarak temaları birleştiriyor. film dylan thomas şiirleri fonunda geçiyor olsa bile, savaş ve pasifistler ikileminde, biraz savaş kahramanları eğrisine doğru kayan bir anlatımı var.
  • üzerinden dört yıl geçtikten sonra seyrettim..
    ama ekşi sözlük'e girdiğimde (ne yazmışlar, bakmak için) nasıl şaşırdım, anlatamam..
    en aşufte filmlere bile yüzlerce entry girilirken, the edge of love için 4 entry bayağı ayıp oluyor..
    dörtlü bir ilişkiyi savaş sosunda, fena halde bohem ve geniş işliyor, doğru..
    ama hiçbir şey değilse bile adeta bir tuvalden fırlamış gibi duran sienna miller daha fazla entry'yi hak ediyordu..
    sadece onun için izlenir bu film..
    iki kadını birarada idare etmek isteyen, ikisinden de vazgeçmeyen serseri-sorumsuz şair, kişiyi filmden soğutuyor, kabul ama.. öyle burun kıvrılacak bir film de değil, the edge of love..
    doğru bir boşluk hissi uyarıyor.. giriş yok, gelişme de.. final nereye bağlanmış belirsiz.. mutlu son mu, seyirciye mi bırakıyor kararı, belli değil.. lakin, insanı etkilemediği de söylenemez..
    kimseye önermeyin ama izleyin, derim..
  • ...
  • çok yüzeysel flm. sinir bozacak kadar yüzeysel hem de.

    ayrıca şu senaryoyu ukala laflarla doldurma akımı nereden çıktısa yerin dibine batsın.

    yapay özgüvenli, histerik tiplerin birbiri ardına ukala laflar sıraladıkları filmleri izlemekten normal film izleyemez hale geldik.
  • listemden bugün bu filmi seçtim. sanki kısmen paralel evrenlerin birinde peaky blinders'ı izlemişim gibi hissettim.

    --- spoiler ---

    cillian murphy.. ah benim canım. ya bu adamın kaderi mi savaşa komutan olarak gidip, psikolojisi bozulup,dönüşte normal hayat tutunma sorunları yaşamak. aynı ya aynı peaky blinders'taki gibi. oyunculuğuna bayılıyorum ama üzülüyorum bu hallerine. yine deli gibi sigara içiyo. acaba gerçek hayatta içiyo mu sigara? içmiyosa da zaten filmler için içtikleri yetmiştir ciğer fena kesin. sağlıklı olsun da izleyelim çok *

    keira nightley ile çift olarak da eh işte yani olmuş. peaky blinders'taki kadınla daha çok yakışıyolardı.

    özetle: cillian murphy ve karısı * ve karısının çocukluk arkadaşı olan evli çift ile aralarında olan çapraşık ilişkiler, işgal altındaki londra ve hayata tutunmaya çalışan insanları izlediğim bir film oldu.

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap