• yotube'da yayın yapan bir kanal.

    link:
    https://www.youtube.com/…l/uchatwdauprrdq8q4avuzgka

    bakalım sevgilim beni aldatacak mı diye başvuran insanların şüphesi gideriliyor. hedefteki kişiye gönderilen bir olta karşısında verdiği tepkiler partnerine izletiliyor.

    hemen hemen hepsi telefon numarasını oltaya veriyor. aynı şekilde birçok kurban kız/erkek arkadaşın var mı diye sorulduğunda yok diyor. hatta bir tanesi yeni tanıştığı kızı dudağından öpmeye çalışıyor.

    bu aldatma olayı bana çok garip geliyor. pürüzsüz fırsatlar olduğunda herkes aldatabilirmiş gibi sanki. mesela sevgilinizin öğrenemeyeceğinden emin olduğunuzda ya da quickyfırsatı çıktığında herkes atlarmış gibi geliyor. çözümü nedir, aldatmanın insandaki yansıması nedir, neden aldatırız ya da neden aldatmanın affedilmez olduğunu düşünürüz acaba?

    temelde hayvanlar dahi bir kıskançlık ve aldatılma korkusuna sahip aslında. özünde yatan sebep de dişinin başka ilişkilere girmesini engelleyip kendi genlerinin sonraki nesle aktarıldığından emin olma içgüdüsüdür diye tahmin ediyorum. dişiler için de bu korku veya kıskançlık hamilelik döneminde ya da yavruların yetişme döneminde erkeğin yanında duracağından emin olma içgüdüsü önemli bir rol oynuyor olabilir.

    konuyla ilgili bilimsel bilgiye vakıf değilim fakat çiftleştikten sonra erkeği yiyen dişi böcek (bkz: peygamber devesi) , çiftleşme sonrası penisini dişiden ayırmayan erkek böcek vesaire gibi şeyleri duymuşluğum var. bunlara da dayanarak aldatmanın temelinde genlerin aktarımı konusunda endişelenmek yatıyor gibi görünüyor.

    peki bu içgüdüyü yenebilir miyiz? house of cards dizisinde frank ve clair underwood'un yaptığı gibi aldatmanın serbest olduğu (aldatma serbestse aldatma olmaz zaten), iki tarafın da aldatılan partner konusunda veto hakkına sahip olduğu, yeri geldiğinde beraber 3'lü 4'lü ilişkilere katılabileceği, bunun dışında her türlü konuda tam bir takım olarak çalışıp her şeye beraber karar verebileceği bir birliktelik mümkün müdür? komplekssiz ve medeni iki insanın çocuk ve hamilelik durumları dışında serbest ilişkilere girebilmesi ve buna rağmen yakınlıklarını koruyabilmesi kısmen mümkün görünüyor. ama işin içine bir çocuk girerse olaylar nereye yürür bilinmez.

    aldatılmayacağını düşünmek çok naif ya da fazla özgüvenli bir düşünce gibi geliyor bana. tabi özgür düşünen ve düşündüklerini uygulayabilen insanlar için konuşuyorum. dolayısıyla aldatma olayıyla bir şekilde barışmamız gerekiyor. aşk insanları bir süreliğine aldatma isteğinden alıkoyabilir fakat bir süre sonra erkek için güzel bir kadınla zinanın su gibi aktığı bir günah gecesi ya da kadın için kaslı ve karizmatik bir erkeğe ardını dövdürme isteği baskın gelecektir (tabii fırsat varsa).

    yaşadığımız ülke göz önüne alındığında bize öğretilenlerle modern hayatla başa çıkmamız zor, post-modern bir hayatla başa çıkmamız ve anlamlandırmamız daha da zor. aile kavramının piç olduğu günümüz dünyasında yeni bir yapı ortaya çıkacaktır diye düşünüyorum. bu paradigma değişimi belki 30 yıl belki de 100 yıl sonra tam anlamıyla görünür olacaktır ama insanların bir şekilde çoğalmaya devam etmesi gerekiyor. aile değilse başka bir yapı, o da olmazsa başka bir çözüm bulunacaktır.

    (bkz: brave new world) kitabında aldoux huxley insan kuluçka makinelerinden bahsediyordu mesela. kısaca şöyle bir olay: kuluçka makinelerinde sağlıklı sperm ve yumurtalar birleştiriliyor. bu kuluçkalardan sadece belirli bir kısmı üreyebilme yeteneğini koruyor. büyük çoğunluk kısır olarak doğuyor ama seksüel olarak aktifler. ve hayatları boyunca istedikleri kişiyle sevişebiliyorlar. aynı kişiyle iki üç kere seviştiklerinde birbirleriyle dalga geçiyorlar filan. bu bir ihtimal. şu an aile kavramının çöküşünden dolayı üreme hızını türklere emanet etmiş olan almanya'da uygulansa ülkenin bütün dertleri çözülürdü mesela.

    sürdürülebilir nüfus için bir kadının en az iki çocuk doğurması gerekiyor diyelim. bu kadın en iyi genleri seçebilecekken neden gidip daha alt seviyedekilere razı olsun? eskiden hamileyken bakıma ihtiyacı vardı, o yüzden yanında durabilecek bir erkek seçmesi gerekiyordu. iyi genliler herkese nasip olmayacağından, kötünün iyisi fırsatları bile değerlendiriyordu. ama artık çalışan ve kazanan, hamilelik sırasında devletten yardım ve yataklık alabilen kadınlar neden yanında bir erkeğe ihtiyaç duysun ki? güzel genleri olan biriyle çocuk yapar, sonra herkes yoluna gider, kadın çocuğuklarını yetiştirir, ikisinin de geni sonraki nesle geçmiş olur ikisi de mutlu mesut yaşarlar.

    erkekler için de olay değişiyor. eskiyen aile yapısında evi geçindirme, güvenlik ve ağır iş konseptiyle çalışıp karşılığında düzenli seks imkanı yakalayan ve genlerinin aktarılacağından emin olan erkek artık uçana kaçana genlerini aktarmaya çalışacak. herkesi beğenen biri çıkacağı için ortalama ve üstündeki her erkeğin genleri bilerek ya da yanlışlıkla aktarılmış olacak. her gün farklı bir kadınla sevişip çocuğunun olmaması mı yoksa tek bir kadınla sevişip çocuk sahibi olmak mı diye sorsanız bir çok erkeğin tercihi bellidir herhalde.

    peki çocuklar ne olacak? anneleri isterse anneleriyle yaşayabilirler. ya da her mahalledeki ilkokullar gibi ailelerin sürekli girip çıktığı çocuk yuvaları kullanılabilir.

    aşırı compleks sosyal konulara girdim, analizi zor tabii ama kendimi durduramıyorum. aldatma ve post modern aile olayının gerçekten sağlam araştırılması gereken bir konu olduğunu düşünüyorum.

    edit: link
  • dün ilk kez rastladığım ve çiftlerden birinin isteği üzerine diğerine tuzak kurup baştan çıkararak aldatıp aldatmayacağını test ederek para kazanan kanal.

    ilginçtir ki test edilenlerin neredeyse hepsi aldatıyor, hiçbiri önüne hazır gelen fırsatı kaçırmıyor.

    ancak sevdiği kişinin testi geçemediğine şahit olan kişilerin yaşadığı hayal kırıklığı ve döktükleri gözyaşları gerçekten insanı çok üzüyor.

    aldatmamanın tek geçerli nedeninin yakalanma ihtimali olması aslında sadakat kavramını çok güzel sorgulatıyor.
hesabın var mı? giriş yap