• bazen tünel çok karanlık olur. önüne bakarsın, geriye bakarsın, tek renktir her yer. ve çıt çıkmıyordur. kalbin sanki kulaklarında çarpıyor gibi gelir. yürümeye başlarsın. umutsuzluk sarar bir süre sonra. dizlerinin üzerine çökersin. o an yanında ''haydi kalk'' diyecek bir insan olmalı işte. yürümeye devam ettiğinde, ışığı göreceğine inandırmalı seni. nihayetinde umut tünelin ucundaki ışığı görmek değil ki. görmek için yürüyecek gücü bulmak...
  • murphy yasalarina göre, size dogru gelmekte olan trenin isigi.
    metallica da ayni kanaattedir (bkz: no leaf clover).
  • umuttur, yol göstericidir, hayata çağıran bir deniz feneri gibidir.

    farkında olmadan ne kadar bağımlıyız aslında bu ışığa. ulaşmak istediğimiz hedeftir bu ışık ve o ışığa ulaşmak için ilerleriz hayat dediğimiz kendi soğuk ve dar tünellerimizde. o ışığa ulaşınca kurtulacağımızı biliriz. mutluluktur, refahtır, sıkıntısızlıktır, hatta aşktır o ışık. etrafımızı saran karanlığı yırtarak bizi kendine çeker. yol gösterir, hayata motive eder, yaşama isteği aşılar.

    o ışığı her zaman elinde bir fenerle bizi bekleyen, bize yol gösteren birisi olarak düşünmüşümdür. kavuştuğumuzda hayatımızı anlamlandıracak, bütün arayışlarımızı bitirecek, ruhsal bütünlüğümüzü tamamlayacak birisi gibi. bazen soluklaşıyor bu fenerin ışığı, peşinden gitmesi zorlaşıyor ama arada parlayarak yerini belli ediyor ve yola devam etmemizi sağlıyor. bazen de güçleniyor, daha parlak oluyor. o zamanlarda da eli fenerli bu kişinin yolun yarısında bizi karşılamak üzere bize doğru geldiğini düşünüyorum. tünelin içinde daha çok aydınlanıyor böyle zamanlarda, daha rahat ilerleyebiliyoruz tökezlemeden, düşmeden. yolculuğumuz kolaylaşıyor, yıpranmadan, yorulmadan ilerleyebiliyoruz. ama bazen de sönüyor o fenerin ışığı. tamamen karanlığa gömülüyoruz. yolumuzu şaşırıyoruz, duvarlara çarparak, çukurlara düşerek yolumuza devam etmeye çalışıyoruz, hatta önümüzü göremediğimiz için yanlış yöne gidebiliyoruz. tam vazgeçecekken, pes edecekken tekrar parlar o ışık, ve anlarız ki sadece biten pilini değiştirmek için söndürülmüştür kısa bir süre için.
  • nedere olursa olsun, lüzumsuzsa söndürmek gereklidir.
  • yaklastıkca buyur buyudukce zaman gecer zamanla daha da yaklasırsın. en iyisi etrafındaki cakmaktaslarıyla ates yakmaya calısmak yoksa ısıgın kaynagını goremeden ölüp gide de bilirsin. bunu farkettim ki cocuklara surekli ısıga ulasmasını ogretiyoruz ısık yaratmasını ogretmek yerine, ama degil mi ki yasak kendin ısık uretmeye calısman, daha hızlı koş ki daha cabuk var degil mi. kafam karısık bugun. cocuklarımız cumle kuramıyor, kim nerde hatalı bilemiyorum? yaratmak allaha mahsus diye mi ogretildigi icin? dusunmek o da mı allaha mahsus, ama bunlar en akıllısı da dahil olmak uzere erkekleri ciftci, oduncu; kızları anne ve bu halde mutlu olmayacaklar mı koylerinde? gerek de var mı diyorum ileri gitmeye bazen.
  • yıllardır aşağılara doğru sürüklenen sefil hayatınızın artık yükseliş trendine girdiğini gösteren ışıktır. bu ışık size inanılmaz bir ilham ve enerji verebilir önemli olan bu enerjiyi bir daha kendini tünellere sokmamak için kullanmaktır.
  • bir coyote gerçeği olarak tabiiki de üstüne gelmekte olan trenin ışığıdır. üstünde de road runner vardır. coyote'nin yine pestili çıkar.
  • gün ışığıymış. *
  • bize doğru gelmekte olan bir başka trendir.
hesabın var mı? giriş yap