• alman çocuğu daha iyi standartlarda doğmuştur, ona verilen eğitimden sağlığa, ulaşımdan şehir planlamasına dair imkanlar hep daha geniştir. devlet çocuğa göre yetiştirir, başarılarına göre meslek seçtirir.

    türk çocuğu uçurumdan ya düşmüştür ya da uçurumun tepesindedir. bazıları okutulmaz, çocukken evlendirilir. hayatı saçma sınavlara bağlıdır. erkekse askerlik derdi vardır. annelerinin babalarının istediği mesleği seçerler.

    ancak ikisi de eşit imkanlarda iyi şeyler başarabilecek potansiyeldedir.
  • alman çocuğunun illaki bi spor uğraşısı vardır. bu tenis olur, yüzme olur veya futbol olur. boş zamanlarinda bunlarla ilgilenir ve çok nadir çizgi film falan izler. sonuç ortada zaten girin bakin spor branşlarındaki basarılarına. demin bahsettigimde okullarinda ders statüsündedir.

    pesin edit: evet alman çocuklarını iyi bilirim.
  • türk çocuğu istediği olmayınca ağlar da ağlar; alman çocuğu istediği olmayınca sinirlenir, söz söyler sonra susar..

    ama aslında problem ebeveynlerde..
    türk ebeveyni ağlayan çocuğu döverek veya istediğini hemen yapmayla susturmaya çalışır..
    alman ebeveyn, önce telkin ile dener, bir süre de kayıtsız kalma yoluna gider..

    ben böyle gördüm en azından..
  • biz küçükken sinek arabalarının peşinden koşarken böyle olduk.sinekleri öldüreceğiz diye beyniniz uyustu.alman çocuk öylemi o öldürücü gazın içinde kaybolmak nedir bilmezler.
  • biri aşırı şımarık zir zir zirlarken diğeri daha üç aydan ağlayarak bişey elde edilemeyeceğini ogrenir.eğitim şart tabi
  • parklarda,bahçelerde özgürce koşarlar yapma çocuğum düşeceksin, ah ben çocuk mu doğurdum başka bir şey mi doğurdum diye isyan eden anneleri yoktur.
    yılın 10 ayının soğuk geçtiği almanya'da çocuklar bir mont,bir bot dışarı çıkarken biz;robocoptan hallice sadece görme alanımızın bulunduğu bir açıklıktan bakabiliriz dışarı. soğuk öcüdür,hastalıktır,tatildir bizim için onlar için ise rutindir normal olandır.
    en önemli farkımızda bence burnu salya sümük akmasına rağmen hiç bir el gelip-de sümkür çocuğum deyip o minnak kırmızı burunları koparırcasına silmez.
  • hürriyet çocuk kulübü'nden hatırlıyorum, 8-12 yaşlarında alman çocuklar bir süreliğine türkiyeye gelip misafir olmuşlardı ve almanya'ya dönecekleri zaman türk çocukları/arkadaşları nasıl bulduklarını yazmaları istenmişti. bir kız aynen şunu yazmıştı.

    "- türk arkadaşlarım çok iyi çok sevdim onları ama üzüldüm onlara çünkü çok fazla ders çalışıyorlar"
  • marmaris'ten bildiriyorum;

    türk çocuğu kahvaltı esnasında yemek masasının üzerine oturup siktiğimin oyun hamurlarıyla oynamak için ağlıyor ve daha da ilginci dayağı da yemiyor. aferin.

    alman çocuğu düşük mayosundan gözüken sapsarı götünü kaşırken, bir yandan da kruvasanını kemiriyor. ailesinin masasından 400 deniz mili uzakta üstelik.

    şımartın amk. aslında bu yeni nesil ebeveynleri topluca yakacaksın bak, valla, çok ciddiyim.
hesabın var mı? giriş yap