• (bkz: #43149841)
  • ramazan ayında pide sırası beklerken, pidelerin çıkmasına ramak kala ablanın biri geldi sıranın en önüne geçti, heralde ekmek alacak diye düşündük, sanırım arkamda yaklaşık 50 kişi vardı, pideler çıktı, abla "bir tane de ben alabilir miyim" deyince "hanımefendi buradaki sırayı görmüyor musunuz?" dedim...
    "bir tane pide alıp gideceğim ne var ki yani" dedi...
    "biz 100 tane için sıra beklemiyoruz, biz de bir tane alıp gideceğiz" dedim..
    önünü tekrar kasaya dönüp parayı fırıncıya uzatıp "bir tane pide lütfen" dedi..
    fırıncı "sırada mısınız hanımefendi?" diye sorunca aynı cevabı fırıncıya da verdi, fırıncı kapıyı gösterince "allah hepinizin belasını versin" deyip gitti...
    buyur burdan yak...
  • evet sıra beklemeyi bilmeyiz ancak sanırım yavaş yavaş öğrenmeye başladık. sürekli ankara metrosunu kullandığımdan gözlemleme imkanım oldu. artık insanlar yavaş yavaş kenara çekilip sırayı bekliyor içerdeki insanların çıkmasını bekliyor. tabiki hala bazı gavatlar çıkıp hadi ya bağırıyor. ama onlar da zamanla öğrenecektir. geleceğe dair umutlarım var benim.
  • milletle, ırkla direkt bir alakası var mı bilemem ama genel olarak eğitimsiz, görgüsüz, kurnaz geçinen saygısız insanların özelliğidir bu.

    bizim toplumumuzda da azımsanamayacak kadar fazla bu tipler. atm'de kaynak yapar, kasa kuyruğunda kaynak yapar, hastanede kaynak yapar. yapar da yapar. bilhassa devlet hastaneleri bu insanların kaynağı gibidir. her doktorun kapısında sıranın kimde olduğunu gösteren ekran olmasına rağmen, davar gibi kapıya yığılır yolu tıkarlar. kapı açıldığı an 3'ü 5'i sıra kimde umursamadan içeri dalar. bahaneleri de hep aynı. "bir şey soracağım, tahlil göstereceğim" vs. beklemek zulüm geliyor onlara. hele diyelim kendi randevusu 3'te sizinki 2.30'da, kendi gelir 12'de dikilir kapıya, siz kendi saatinizde gelirsiniz sıra sizde olmasına rağmen "ben sabahtan evvel bekliyorum canım!" tribine girer. bekleme arkadaş. sana o randevu saatini prosedür olarak vermiyorlar. sen o saatte gireceksin. ha erken gittin ve önünde bekleyen kimse yoksa istediğin zaman gir o ayrı.

    biz sıra-randevu vs. gibi olayları sindiremedik daha sanırım. "ilk gelen kapar, atik olan kazanır!" gibi davranış biçimlerinin hastasıyız.

    dün aynı şey bir mağazada geldi başıma. sırada bekliyorum hatun geldi yandan hafif önüme doğru meyletti duruyor öyle. sanırsın 3 saattir önümde öyle de rahat pozlarda. vermedim sıramı tabiki, ağzının payını verdim. herkes de öyle yapmalı. bunları uyara uyara, ağzının payını vere vere azaltacağız. kuzu gibi sırayı kaptırıp arkasından cık cık etmekle olmuyor. müsaade etmeyin sıranızı alan birine, uyarın mutlaka. öğrensinler sığır gibi yaşamamayı.
  • toplu taşıma araçlarının aşırı kalabalık ve havasız olması nedeniyle insanların daha rahat seyehat edebilmeleri için oturmaya çalışırken yaşanan durum
  • devasa bir gerçektir.

    türk insanı sırada beklemeyi o kadar bilmez ki, sırada olan bir insan birinin arkasında olmaya tahammül edemez, arkada durdukça çıldırır.

    sırada yavaş yavaş önündeki insanın yanına doğru gider. önündeki kişinin arkasında değil yanında bekler. laps diye önüne geçmez, 1 nanometre de olsa hedefe kıyasla o kişinin hiza olarak arkasında kalır, ancak tam olarak arkada değil omuz omuz değecek kadar yanına doğru çıkar.

    türk insanı beklerken huysuzlanarak kımıldanır. arkadayken asla ve asla rahat edemez, sakinleşemez. sırada arkanızdaki kişi mutlaka götünüze kadar girer. nefesini ensenizde hissedersiniz.

    yıllar önce annemi anıtkabire getirdim, arkamızda devasa memeleri olan bir teyze. müze olan kısmı geziyoruz, farkediyorum anneme o kadar yanaşıyor ki memeleri annemin sırtında. teyze bunu sürekli olarak yapıyor, rahatsız edici bir davranış olarak görmüyor. koyun sürüsü gibi yapışa yapışa gitmeyi sorun etmiyor. buyur teyze sen geç deyip bizim önümüzdeki insaların sırtına musallat ettim.
  • direkt beklemeyi bilmemesinden kaynaklanir.
  • sıra beklemek konusunda master yapmış bir milletiz, nereden bu kanıya vardınız anlamış değilim... haaa şuna varım sıra beklerken verilen tepkiler..... zira o konuda insanlıktan çıkan tiplerle karşılaşmak mümkün.
  • tasarımcıların ve işletmecilerin beceriksizliğinden dolayı olur.

    yer bostancı gösteri merkezi, henüz biletix ile alakamız yok. 4 yada 5 gişe yanyana ama sadece bir tanesi çalışıyor, her gişenin önünde dörder kişinin anca sıraya girebileceği kordonlar var; haliyle şerit bitince sıranın şekli şemalı bozuluyordu.

    yer apple'nin mağazası akasya alışveriş merkezi, kordon yok ama kolonla masalar arası bir yer var insanlar düzgün şekilde sıra oluyor çünkü sıranın oluşacağı yerin sınırları belli. gene aynı alışveriş merkezindeki starbuck'a giderseniz, benzer yöntemle sıra için ayrı bir bölge oluşturulmuştur.

    yer o2 arena'sı prag, black sabbath konseri ses kontrol erken girişini yapacağım; bir adet kapı ve 25-30 kişi var, elbette kordon yok. sonuç olarak koni şeklinde bekliyorduk.

    her hangi bir otobüs durağında sıra olamıyoruz mesela ama bu yaygın bir sorun çünkü ne kordon yerleştirebilirsiniz ne de kontrol için birisin koyabilirsiniz. alexanderplatz'dan tegel havalimanın'a gidecektim otobüs kuyruğu oluştu ama ben sırama göre binemedim çünkü gene hafif bir koni oluşmuştu .

    ek: işletmecinin kontrolü sağlaması da en az tasarım kadar önemlidir. roma'daki pantheon'un sırasında güvenlik görevlileri( yahut polisti sanırsam) sıranın doğru olması ve içerisinin fazla kalabalık olmaması için sırayı kontrol eder.

    gene konserlerden bir örnek vereyim, iron maiden'in türkiye konserinde ön gurup gittikten sonra rahat rahat en öne ilerleyen insanlar görebilirsiniz lakin üstte bahsettiğim black sabbath konserinde benim önüme geçmek isteyen ve beni ezen kişiyi anında konserden atmakla uyardılar.
  • bahane yok

    sırayı sevmeyiz

    köylü şehirli
    okumuş okumamış
    hasta sağlıklı
    kadın erkek
    çocuk büyük
    farketmez
hesabın var mı? giriş yap