• gerekli olarak gördüğümdür.

    çünkü benim vergimle saltanat sürmelerine artık tahammülüm kalmadı. alsınlar iç anadolunu takılsınlar efendi efendi şeriat mı getirecekler hilafet mi getirecekler ne bok yerse yesinler. egede biz kendi kendimize yeteriz.

    referandumu yapılsa evet oyu veririm net. yok vatanın bölünmez bütünlüğü yok sakarya yok 81 il goygoyu.. ben yaşamak istiyorum cefa çekmek istemiyorum artık.

    getirilen noktada bu ülkeye ait hiçbir aidiyetim kalmadı. sahiplenesim yok.

    şükela editi: bazı arkadaşlar yeşillendirdi. öyle birşey olsa bu şeriatçılarla kürtçülerin alayı gene batı cumhuriyetine yanlanır. kendi bölgelerinde rahat durmazlar, buralara gelip aynı oyunları aynı mızıkçılığı yaparlar dediler. vallada billaha da haklı bunu söyleyenler bişey de diyemiyorum yani.
  • gelinen noktada, görülmek istenmeyenler;

    "türkiye psikolojik anlamda bir bölünme sürecinden geçiyor. hatta erdoğan'ın kendisi dahi bir aşamada bu bölünmenin kaçınılmaz olduğunu anladı ve hatta ekonomi politikalarından kürt bölgelerini silmesinden bu durumu anlayabiliriz.

    psikolojik bölünme etnik bir temizliği tersine çevirmeyi imkansız hale getirmektedir. neredeyse imkansız hale gelmesi bir yana, kürtler de silahlı ve savaş deneyimine sahipler.
    türkler gerçeklerle yüzleşmeliler: türkiye parçalara ayrılmış durumdadır. sınırları yakında değişecek; tek mesele bölünme iki ayrı devlet şeklinde mi olacak yoksa türkiye'ye dahil bir federasyon mu henüz belli değil.
    erdoğan kendisini büyük bir lider ve yeni atatürk olarak görüyor olabilir. fakat atatürk modern türkiye'yi inşa ederken, erdoğan onu yıkmaktan başka bir şey yapmadı. erdoğan tarihe bir kahraman olarak geçmeyecek, kibri uğruna türkiye'yi yıkan yozlaşmış bir kötü adam olarak geçecek."

    michael rubin
  • sadece guney doğu değil, iç anadolu ve karadeniz de birlikte ayrılmalı. kıyı insanı olarak türkiye nin geri kalaniyla paylaştığım hiç birşey yok.

    biz de atatürk ilke ve devrimlerine bağlı bir ülkeyi oluşturmak üzere kıyı türkiyeyi oluşturalım.

    ülkenin medeni insanları gelsinler beraber yaşayalım. tecavuzculeri hırsızları idam edelim.

    tek sıkıntı iç anadolu'nun seçtiği yöneticiler 50 sene içinde cebe atmak için dağı taşı satacagi için kiyilara yuruyebilirler.
  • insanların aklına amerika'nın dev buldozerler'le gelip ülkeyi belli yerlerden kazarak diğer bölgelerden "fiziki" olarak ayırması gelen durum.

    böyle olmayınca da bölünmemiş sayılıyoruz.

    ama esasında tarihimizin hiçbir döneminde olmadığı kadar bölünmüş durumdayız. istisnasız her konuda insanlar ya o ya öbürü olmak uzere bölünüyorlar. son 20 yılda ortak sevinç ortak üzüntü kalmamiş durumda. birinin ak dediğine diğeri mutlaka kara diyor. bitaraf olan bertaraf olur mantığının, benim milletim anlayışının, dindar ve kindar nesil çılgınlığının, teknofest gençliği saçmalığının geldiği doğal sonuç.
  • olursa siyasal islamcıların sayesinde olacaktır...

    23 nisan'ı anmayarak hatta üstüne laf sokma tarzı twit atarak bugünü geçiriyorlar. lan üstünde yaşadığın ülkenin 100. yılı... atarın kime?

    kime olduğu belli de işte de...

    hayır bunların büyük bölümü önceden rejime falan düşmandı. şimdi demokrasi havarisi, millet iradesi savunucusu geçiniyor. tabi kendi kazandıkları seçimlerde, yoksa iptal edip yeniden yaptırıyorlar.

    tekrar edeyim;

    o dış güçler falan var ya, ülkeyi 60 larda sağ solla bölemedi, alevi sünni diye ayıramadı, pkk üzerinden türk kürt'ü düşman edemedi ama görünen o ki kendini müslüman ve osmanlıcı sayan bir kitleyi içinde yaşadıkları cumhuriyete ve kurucusu atatürk'e kindar, ülkenin başka bir partisine oy verenlere düşman etmeyi becerdi.

    bakın suriye, ırak orda... bu ayrıştırma, kutuplaştırma politikaları siyasette kazanmanızı sağlar ama uzun vadede kardeşliği vatandaşlığı bozar.

    bence aklımızı başımıza alalım

    23 nisan kutlu olsun....
  • artık bana daha mantıklı geliyor. türkiye'de bir büyükçe bir kesimin demokrasi ve hukuk talebi yok. olmayacak da! bunu gocunmadan söylüyorlar zaten islam'ın demokrasi ve hukuk gibi kavramlarla koşut olmadığını biliyoruz. şeffaflık da pratikte mümkün olmuyor islamda ( şeffaf olan bir islam coğrafyası varsa bilgilendirin!)

    eh bu durumda bir çanakkale'nin izmrli'nin bir kadıköylü'nün bir beşiktaş'lının demokratik, laik bir hukuk devletinde yaşamasının tek yolu, yozgatlı,trabzonlu kayserili,kırıkkaleli ile imzaladığı toplumsal sözleşmeyi feshetmek ve asgari müşterekte buluşabileceği yeni kimselerle yeni bir toplumsal sözleşme imzalamak olacaktır. zira türkiye, reformlarla ıslah olacak haddi geçeli çok oldu. asgari müşterek bulmakta zorlanan bir toplumda, birarada yaşama iradesi nasıl var olabilir.

    bütün bunlara karşılık verilecek cevabı da biliyoruz: türkiye'de toplumsal uzlaşı zorunludur,kaçınılmazdır.!! değildir. toplumsal uzlaşı bir fiyaskodur. nerdeyse 100 yıldır bu topraklarda kalıcı bir toplumsal uzlaşı kurulamadı bunun sonucu olarak toplumsal refah,huzur,sağlık kalıcı olarak( bence geçici olarak da ) tesis edilemedi.

    bu durumda çözüm çok açıktır bence, enerjimizi kurulması imkansıza yakın ve hali hazırda 100 yıldır denenip de başarısızlıkla sonuçlanan toplumsal uzlaşıya harcamak yerine, yine pratiği oldukça zor olan bölünme, özerklik vs. meselelere harcamamız bunun üstüne düşünmemiz, konuşmamız, fikir üretmemiz gerekir.

    aksi takdirde temel talebi hukuk ve demokrasi olan kesimler ile temel talebi hukuk ve demokrasi olmayanlar arasındaki çatışma gittikçe -rte'nin de muazzam katkıları ile - artacak, uçurum derinleşecektir. kimsenin 100 yıl daha beklemeye tahammülü yok. herkes hayatın tadını (kendi zevkleri ve inançları doğrultusunda) çıkarmak istiyor.

    not: toplumsal uzlaşı savunucularının, toplumsal uzlaşıyı nasıl tesis edeceklerine dair fikirlerini de dinlemek isterim.
    edit:imla
  • sam amcanın 1930'lardan beri (belki 1920'lerden beri) planladığı,

    1945'ten beri uygulamaya koyduğu,
    tüm hamlelerini sabırla yaptığı,
    ırak'ın bölünmesi, saddamın düşürülmesi gibi biraz uzun süren sorunlara rağmen
    planının tıkır tıkır işlediği,
    rusya'nın engellemeye çalışmasına rağmen suriye'nin de bölünüp
    eşzamanlı olarak buraların da karışmasıyla vuku bulacak olaydır.

    7-8 yıllık zaman biçiyorum... ki zaten hedef 2023'e bir kaladır bu.

    türkiye'deki halkların 60'lardan sonra siyasî görüşü ne zaman sola meyletse,
    köy enstitüleri gibi hamlelerle anadolu insanı eğitilmeye ve bilinçlendirilmeye başlansa,
    ülkenin gerçekten gelişmesi ve birlik için birşeyler yapılsa,

    din ve mezhep kavgalarıyla ortalığın karıştırılması,
    sunî ekonomik krizlerle kıtlık yaratılması,
    birtakım su-i kastlerin yapılmış olması tesadüf değildir.

    sam amcanın, 1980 darbesinden sonra, f. gülen oluşumuna destek vermesinin,

    dünyanın neredeyse bütün ülkelerinde
    elbette kendi ajan öğretmenlerinin katılımıyla açılmasına ve 20 yıldır yaşatılmasına destek verdiği okulların gerçek amacının;
    müslüman olduğunu zanneden,
    müslüman olduğuna inanan insanların,
    radikal olmamaları,
    yobaz ve kendilerinden başka herkesin kâfir olduğuna inanan
    radikal islamcıların pençelerine düşmemeleri,
    silaha sarılmamaları,
    modern, ılımlı islâmcı, güdülebilir müslüman olarak yetiştirilmesi olduğunu işaret edelim.

    çünkü geçmişte müslüman halkları kontrol etmeye, silah verip kullanmaya kalkınca
    silahın "kâfirler geberecek, şeytanlar yok olacak allaaaahuekber ! diye kendisine doğrultulduğunu
    defaten gördü sam amca.

    böyle bir ılımlı islâm misyonerliği için en uygun maya elbette türkiye'deydi.
    80'lerden itibaren bir yandan f.gülen'in yeşerip dallanmasını,
    bir yandan da kürt milliyetçiliğinin ekilip biçilmesini,
    sabırla sağladılar.

    türkiye'nin bölünmesine en şiddetle karşı çıkacak kurum elbette başta tsk'dır.
    cumhuriyetin kurucularının doktrinlerine bağlı personeli ihtiva eden bu kurumun,
    2000'lerin başından itibaren gözden ve çaptan düşürülmesinin,
    etkisizleştirilmesinin de tesadüf olmadığını buraya not düşelim.

    seçilmiş adam rte, başbakan olmadan aylar önce abd'ye çağrılmış, görev verilmiştir. (ocak 2002)

    kürt halkı, aponun bile başaramayacağı kadar hızla kürt millyetçisi yapılmıştır son 10 yılda.

    90'ların ortalarında doğmuş olan,
    gerçekte hiç zulüm görmemiş, dilini özgürce konuşabilmiş, devletten ve devletin yasal silahlı adamlarından korkmayan, özgüveni gayet yerinde bugünün genç kürtleri, türkiye cumhuriyetine karşı kin ve nefretle doldurulmuştur.
    hemen hepsi türk bayrağından, türk kimliğinden nefret etmektedir özgürlüklerinin tavan yaptığı 2000'lerde büyümelerine rağmen.

    dünyada en çok kürt nüfusunun yaşadığı yer olan türkiye cumhuriyeti'ndeki ayrışma
    bu gidişle maalesef sorunlu olacaktır.
    ırak'ta ve suriye'de çok daha az kürt nüfus vardır. ayrışmaları kanlı ve acı olmuştur.

    ve elbette mezhep denen, her kafadan ayrı sesin çıktığı sözde müslüman kitlelerin birbirini boğazlaması için bi küçük kıvılcım yeterdir...

    bura halkları, peşinden gittikleri ideolojilerin, fikirlerin veya inançların içeriği hakkında temel düzeyde bile bilgi sahibi değiller.

    zamanı gelince bu fitili de ateşleyecekler.

    ya ne olacağıdı ?
  • diyarbakır b.b. başkanı osman baydemir, barzani için "güney kürdistandan kuzey kürdistana geliyor" diyor.

    rte'nin de "türkiye'ye gelecek" diye kürsüden müjdelediği ve rte-barzani buluşmasında sahne alacak olan şivan perwer ise "kürdistan yönetimi başkanı mesud barzani'nin, diyarbakır'a, kadim ismi ile amed'e yapacağı iki günlük ziyaretine, ricası ve isteği üzerine katılma kararı veriyorum" diyor.

    türkiye'nin adını sanını duyan var mı? yok. haydi geçmiş olsun.

    (bkz: hayaldi gerçek oldu)
    (bkz: durmak yok yola devam)
  • madem memnun değilsiniz. bu laik piçlerden. siktir olun gidin öyle değil mi? gidin kayseri'de konya'da bildiğiniz gibi yaşayın, sevdiğiniz gibi, bizim gibi ahlaksızlardan da kurtulun. ait olduğunuz dağlara geri dönün.
  • 16 nisan 2017 anayasa değişikliği referandumu'nun türlü hileli yollarla evet çıkartılmasıyla önü açılmış realitedir.

    cia'in istediği gibi tek adamı idare etmek her zaman tercih sebebidir. hele ki o tek adamın hem içerde hem de uluslararası arenada suç dosyası ziyadesiyle kabarıksa. bu taktiği görmeyen ya kör cahildir ya da bölünme arzusunu gizlemeye çalışıyordur. gizlemeye çalışanlar kaygılanmasın, artık seküler tayfa da bölünme konusuna soğuk bakmamaya başladı.

    zira, anayasanın devre dışı bırakılması, türkiye cumhuriyeti'nin tasfiyesinin istenmesi, atatürk ve arkadaşlarının itibarsızlaştırılma gayretinin sürdürülmesi, sultanlıktan daha ilkel bir rejimin destek bulması, hayır diyenlerin karılarının-kızlarının-bacılarının helal görülmesi, bütün muhaliflerin hayatın her aşamasından tahliye ve imha edilmesi, zulme/talana/hukuksuzluğa ve cehalete itiraz edenlere terörist yaftasının yapıştırılması ve bütün bu tuhaflıklara öyle ya da böyle ülkenin yarısının alkış tutması zaten bir arada yaşamanın imkansızlığını haykırıyor.

    lokasyon paylaşımında son referandum sonuç haritası ne kadar referans alınır bilemem ama ben sanıldığı gibi bölünme sürecinin iç savaş ve benzeri kaosla yaşanacağına inanmayanlardanım. zaten geceden sabaha gerçekleşmeyecek olan kopuşlar, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi ve yasal düzenlemelerle adım adım yürürlüğe sokulacaktır.

    güncelde öyle bir aşama yaşanıyor ki; eğitimli, rasyonel, eşitlikçi, hukukun üstünlüğüne inanan ve seküler yaşam tahayyülünde bulunan kitlelerin mütedeyyin muktedirlerle birlikte yaşama arzusu ve çabası her geçen gün tükeniyor. bütün dünya da bunun farkında...

    gittikçe birbirini doğrulayan analizlere göre; seküler kitle, batı'nın kucaklaması ve çağrısıyla ana vatan'dan ayrılmayı talep eden ilk grup olacak ve avrupa birliği'ne dahil edilecek. ardından islamcılar 'ümmet birliği' vaadiyle şeriatın hüküm sürdüğü bağımsız yeni bir devlet yapılanmasına rıza gösterecek. işin en ilginci de eski türkiye cumhuriyeti haritasını terk etmek isteyen son grup kürtler ve kürt milliyetçileri olacak.
hesabın var mı? giriş yap