unplugged
-
-
fissiz.
-
türkçemize bir şekilde oturarak çalmak olarak tercüme edilmiş faaliyet.
-
asıl kelime anlamı dışında uygulanan bir şeydir. unplugged dediğin zaman akla ne geliyor, akustik enstrumanlar var, kablolar yok, değil mi? buraya kadar tamam, gitar var, piyano var, oo vurmalılar var falan. süper. ama hepsi bir şeylere bağlı, amfilere, kayıt için mikserlere vs. e tabi, bunu kaydedip satmak gerekiyor. e ne oldu anplagd? asıl unplugged diye tabir edilecekler, bir barda kafede eline gitarı alıp ne hoparlöre ne amfiye hiçbir şeye bağlamadan güzel güzel oturup söyleyenlerinkidir. hayal edelim, ettirelim lütfen. daha samimi ortamlar için.
-
david gilmour'un 90'larda yürüttüğü pink floyd ile the division bell sonrasında yapmak istediği bir olaymış ama bir türlü gerçekleşememiş. diğer yandan mtv unplugged teklifini mevcut pink floyd'a değil, gruptan ayrılmış olan roger waters'a götürmüş ancak reddedilmiştir. bunda büyük ihtimalle roger waters'ın mtv'yi sevmeyişinin rolü büyüktür.
-
ayrica hic bir sekilde duzenlenmemis, oldugu gibi kayit yapilan muziktir
-
(bkz: çek fişi bitir işi)
-
eric clapton inki harikadir hatta parcanin basindaki signe parcasi gayet duyulmaya degerdir geri kalanlar zaten klasikler
-
-
boyner yayinlari tarafindan cikarilmis, selcuk erdem'in uc albumunun karmasi olan toplama album
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap