216 entry daha
  • yillarca çok sevdigimi zannettim ama irdeledim ve gerçekleri gördüm; eger taptiginiz bir seye sinirleniyor ve nefretle de dolabiliyorsaniz iste bu sevgi degil asktir, bu sebeple diyorum ki: "uyku asktir." çünkü uyku serefsiz, seytani bir bagimlilik ve irade yiyici bir canavardir. kendi kendinize yalan söyletir, hem de yalan söylediginizin farkinda bile degilken. saatin alarmi çaldiginda, yillardir tek saat kurdugunuz halde "bu beni uyandiracak saat degil, baska bir saati bekliyorum" dedirten ve sizi okula göndermeyendir. ya da persembe sabahi uyandiginizda "hay allah bu gün hafta sonu, neden saati kurmusum ki" diye düsündüren, sizi tekrar simsiki saran, işe yollamayan bir yilandir. onunla hemen hemen her gece (ya da bazilari/bazen gündüz) mesk ettiginiz halde bir sonraki güne tekrar depresen, tekrar alevlenen bir tutkudur. onu ihmal ettiren her seye ise düsmandir. iste bu nedenle yataginizi sogumaya birakip gittiginiz toplantida gözlerinizi kapatir, bu nedenle sinav kagidi üzerine kafanizi koydurur. sizi bütün sefkatiyle kollarina aldiginda da asik eder, bazen gelmeyip kivrandirirken, yalvartirken de. böyle de cilveli bir yellozdur. araç olarak kullandigi o yatak çagirir, hiç durmadan çagirir. aurasina yakalanan kisi ya da mesela kediniz (ki onlar uykunun en sadik sevgilileridir) o yataga yatarsa, sizin yarim biraktiginiz yerden, eksik biraktiginiz saatler tamamlanana kadar devam eder. çünkü uyku ilgi ister, uyku sizi ister. ve hayat boyu kisa araliklarla, hayatin sonunda da tamamiyla elde eder.

    (bu yazıyı gün içinde her hangi bir saatte "ay çok uykum geldi ay ay dayanamıyorum" diyerek bulunduğu yerde bir 5 dakika da olsa, her şekilde uyuyabilen bir insan yazdığından çok ciddiye almayabilirsiniz. ama unutmayin "yataklar uyku istiyor!"*)
2313 entry daha
hesabın var mı? giriş yap