• motokurye şirketlerinden bi tanesidir ama sanılanın aksine banabi gibi değildir. 3. parti şirketlerden birisidir çalışma biçimleri farklı olsa da esas farklılıkları işe alım süreçleridir. genel kriterlee sabıkan var mı? a2 ehliyetin var mı? motorun var mı? cevaplar evet ise yarin gel başla. bu işe alım değil dayıbaşılığı andıran bir şeydir. motor olmazsa farklı proje düşünebilirler şimdi haklarını yememek lazım.
  • nasıl bir ilişki ağında oldukları ile ilgili fikir almak için sorry we missed you filmini izleyebilirsiniz.

    bugünden sonra buralar dolacak, dilerim bu taşeron şirket belasını bulur.
  • getir tarafından halkın önüne atılmış yem firma.
  • getirin motorlu kurye sağlayıcı şirketi . bursa da kuryeleri bugün kontak kapatarak çalışma şartlarını protesto etmiştir. haber linki
  • ghostbusters 2'nin akıllara kazınan kötü karakteri. kendisi başlı başına ikinci filmi daha iyi yapan etmendir. şu bakışlardaki ihtişama, azamete, kudrete bakın hele.
  • kivircik saclilarin kullanmasi gereken sac kurutma makinesi aparatı.
  • algıda seçicilik midir nedir son dönemde bu tarz kuryelerin kıyafetleri falan ilgimi çekiyor. bunun da sahipleri beşiktaşlı galiba. bence olması gereken renk kombini budur. siyah beyaz güzel duruyor. logo fosforludur inşallah. zira güzel olan işlevsel ise tadından yenmez.

    2022'de ne veriyorlar acep?

    link

    edit: link
  • kuryelerine en ufak bir saygısı olmayan, günde 12 saatlik ağır vardiyalarda çalıştırdığı yetmezmiş gibi bir de üstüne şaka gibi bir zam(!) yapan, sesini çıkartmaya çabalayan kurye arkadaşları ise anında işten çıkartan bir kurye firması, inşallah batarsınız.
  • piyasadaki en kötü kurye şirketi, 12 saat köpek gibi çalışırsınız, izin günü seçemezsiniz, bazen yaptırmazlar bile, raporlu olmanıza rağmen uyum priminizi keserler, üzerinde kendi marka ve logosu olan mont, kask, çanta vb bilimum ekipmanı yasak olmasına rağmen size satarlar, izin için saha yöneticisine ağız eğersiniz, esnaf kurye değil bildiğiniz maaşlı elemansınız bu şirkette. zaten gelen adamlar bir ay doldurmadan çıkıyor, en son ki zam fiyaskosundan sonra sadece bizim bölgede onlarca adam bıraktı, eski eleman kalmadı ellerinde, resmen küstürdüler milleti. yok saçma sapan saha denetimleri, punchsız ürün almayacaksınız, 55 km hızı geçmeyeceksiniz, full face kask takacaksınız, cehennem sıcağı da olsa mont zorunlu, sorsan sizin güvenliğiniz için derler, madem beni bu kadar düşünüyorsun seyir halinde neden kuryeyi telefonla arıyorsunuz? milleti aptal yerine koymaktan başka bişey yaptıkları yok, umarım azala azala bitersin vigo.
  • 3. senemi tamamlayacagim sehir.

    2019 aralik ayinda ilk geldigimde hava durumu uygulamasina bakip ani tasinma kararimi tekrar tekrar sorgulatmisti. havaalanindan direk is yerime yakin diye buldugum bir air bnb evine girisimi yapmistim. yanimda neyse ki hala cok buyuk bir sans olarak hatirladigim , eski is yerimde calistigim teknenin son bir senedir burda yasadigini ogrendigim kaptani vardi.
    bir kac erzak kahvaltilik vs almak icin bouzas taki mercado daya ugramamizin ardindan evi bulmustuk .
    ev bir cati kati , salon ve mutfak pencerelerinden panaromik deniz manzarasi olan ancak her araba otobus ve direk tersanelerin karsisinda olmasi sebebiyle her vinc hareketinde ufak ufak sallayan bir evdi. depremde koltugun altina kaplumbaga kacti zannettim diye bir hikaye vardi ya iste bende oyle sandim ilk once. sebebini hala bilmem keza ayni bolgede kaldigim diger evlerde boyleydi. bina yapisimidir nedir bilinmez.
    beni yerlestirdikten sonra arkadasim cikti gitti iste ozaman balkonda ilk kahvemi ve sigarami icerken, alabildigince yagmurlu ve sisli karsiyaka manzarasina bakarken aklima geldi yarin hava nasil olacak acaba ilk is gunumde diye telefondan bir kontrol edeyim dedim. bakmamla bir damla gozyasi.ufku goremiyordum osman. ufuk hep yagisli ve karanlikti.
    neyse dedim yapacak birsey yok, bir sene dayanirim. en kotu 6 ay deneme suresi var cok sikilirsam sikerler de donerim gunesli antalya ma. kendimi rahatlatma yontemi olarak yaptigim telkinini ve aldigim kararin arkasinda durma gururunu da yanima alip evin uzun karanlik koridoriunun en sonunda kalan buz gibi odasina gecip, en fazla 12 yasinda bir cocuk agirligini kaldiracak sertlikte tasarlanmis, uzerinde sadece babaanne ortusu bulunan yataga, uzerime en kalin kazaklarimi ustuste giyipte girip, uyumaya karar verdim. bir yandan neresi burasi hissi, bir yandan dogru mu yaptim acaba dusunceleri beynimi kemirirken uykuya daldim.

    sabah oldu 7 10 alarmim ile uyanip 10 dk lik yurume mesafesinde oldugunu tahmin ettigim sirketime dogru yola ciktim. vigo cok yokuslu bir sehir, sokaklar arasinda da genelde ızmir halirifatta oldugu gibi merdivenli gecisler var. sonradan bunlarin sehir merkezine yakin olanlarini yuruyen merdivene cevirdiler hatta. neyse benim bir kac sokak asagiya denize dogru inmem gerekiyor. navigasyon esliginde kips kips yururken , merdivenin birinden ayagimin kaymasiyla, popo ustu patakute kayarak yere oturtum. pantolonum yirtildi, ustum basim camur icinde. eve donsem donmesem derklen donmuyorum emenike diyip yoluma devam ettim. aklima ilk gelen, ah iste sen begenmemezcilik yaparsan geldigin sehri o da sana boyle yapar kabulu geldi. hemen sehirden ozur diledim , sen en buyuksun en guzel sehirsin yasasin yagmur diyerek alkislarla yoluma devam ettim. kimi kandiriyorsam.

    araligin ortalarindaydi geldigimde 1 hafta sonra chrismas basliyor sehirde. yeni girdigim is yerinde zaten bir hafta olmus sirketin yarisi 2 hafta tatile cikti keza. birde burda ocak 5-6 kendi dini tatilleri var. noel baba yerine 3 krallar varmis onlar hediye getiririyolarmis , noel baba dan daha onemli onlar icin. neyse oyle boyle sirkette bir ben birde bir iki osman gittim geldim ocak ortasina kadar. ne proje mudurum var, ne ekip arkdaslarim, ne ne is yapicagimi bilirim falan filan. ocak sonuna dogru isler biraz daha hizlandi insanlar dondukce ise, bende ufak ufak tanis, yokus alismaya basladim bir sekilde gidiyoruz geliyoruz falan yeni is heyecani insanlarla tanisiyorum falan filan.

    1 ay gecti gecmedi subat sonuna dogru bir haber. bir hastalik varmis, portekiz ve galicya da olumler olmus, onlem almak icin hadi herkes eve, evden calisilsin. guldum gectim dedim ki aman bu avrupa lilar herseyi de nasil abartiyorlar kih kih kih. neyse toplasin herkes pili pirti bilgisayarlari ekranlari evine gitsin. o arada ben bir tane 40 m2 lik yatakodasinda odasina kapisi dahi olmayan ama hakkini yemeyeyim deniz goren bir ev kiralamisim zar zor. zar zor diyorum keza 50 tane insurance bidisi, maas bordrosu, depozitosu vs istediler en son sirket sahibi ile ev sahibini konusturarak cozdum. neyse, evde bir tane cam masa var bilgisayarimi kurabilecegim ok ve korkutuk rahatsiz 2 de sandalyem. cok sukur. tamam dedim ya 2 hafta idare ederiz. ofis mudurume ama benim arabam yok esyalarimi nasil goturucem yakarislariyla gidince sagolsun eve birakmayi teklif etti vs geldim. kuruldum vs gayet keyifli sicak sicak kahvemle sigaramla harika bir calisma ortami yakaladim derken, 2 hafta oldu 3 hafta sonra 4,5 derken. ben bir baktim agustos olmus hala evden calisiyoruz.

    bu arada da mart ayinda annem ziyarete gelecekti, yalan olmasin ayin 8 inde mi 10 unda mi thy den sabah 8 den itibaren avrupa ya tum ucuslar iptal uyarisi yayinlanmasin mi. benimkinin bileti sabah saat 8 10. o da iptal oldu. gerci sonra dedik iyi oldu. 40 m2 evde yer yer sokaga cikma yasakli 3 ay gecirmek biraz yorabilirdi.

    covid in en cafcafli zamani , heryerden olu sayilari, hastalanan sayilari, sirketten gelen covid haberleri vs derken pis pis tek basima yeni tasindigim, daha merkezine, sahiline bile adam akilli gidemedigim, 1 insan evladi tanimadigim sehirde, 40 m2 lik evde aylarca insan sesi duymadan tikilip kaldim. covid olsam ne olur, en yakin hastane nerde, hastaneye nasil giderim, taksi cagirmayi bilmem, dilinide bilmiyorum, tanidigim bir allahin kul yok, bugun oldum, yarin oldum ha oldum ha olucam derken zaman gecti. covid de olmadim, daha hala da olmadim. fingers crossed.

    bu arada sehirde yaz aylarinda gunes saat 10 dan once batmiyor. yaz kis saati yapiyorlar bir de, evin icinde ne bir klima ne birsey, bende deniz sevdam yuzunden tam gun batimina konumlanmis harika bir ev tutumusum. butun ogleden sonra gunes icerde saat 3-4 tten batana kadar artik 6 7 saat cayir cayiriz, cikamiyorsun, vantilator alayim desen heryer kapali. garip bir donemdi. cok ciddiye aldilar bu isi.

    neyse yine de guzeldi - ben yalniz kalmayi cok sevdim , zaten disariya cikmak da mumkun olmadigi icin, fomo da yok. yeni insanlarla tanisalim desene dating uygulamalarinda bile uzaktan konusma tercihleri falan gelmis. sadece glovo dagitimcisi insanlari kapidan gordugum bir sosyal hayat. bir gun bitane turk glovo dagitimcisina denk geldim gerci aylar sonra 'selamin aleykum' diye acinca kapiyi gozumde simsekler cakmisti. abi gel bir cay kahve bir sey vereyim diyesim geldi.

    simdi bugun 35 ay sonra yine masamda oturuyorum , bir evden calisma is gunu aklima geldi eski guzel gunlerim. bak guzel gunler diyorum. sevmisim herhalde. bu arada hala ıspanyolca konusamiyorum, ayiptir bu isi cozmem lazim. kendime not.
hesabın var mı? giriş yap