• (bkz: dirimselcilik)
  • eskiden insanlar organik bileşikleri yalnızca canlı organizmalardan elde edebileceklerini laboratuvarda elde etmek için bir "yaşam gücü"nün işin içine karışması gerektiğini düşünüyorlardı.fakat 1828'de wöhler amonyum siyanatı üreye çevirerek bütün inançları yerle bir etti.o dönemlerde sayısı dörtyüzlerde olan organik bileşik sayısı bugün laboratuvarlarda yapılanlarla birlikte bini geçmiştir.
  • yaşayan organizmaların karakteristik özelliklerini evrensel bir hayat gücünden aldıklarını ileri süren teori; vitalizm, zihin ve akıldan çok güdüye ve sezgiye yapılan bir vurguyu anlatmaktadır.
  • canlıların, kendi özel dirim yasaları olup, bu yasalara bağlı olduklarına, direy ve biteyin oluş-doğum, gelişme, üreme ve ölümlerinin de bu yasalara göre gerçekleştiğini ileri süren öğreti.
  • organik ve inorganik bileşiklerin tanım farkından ortaya çıkmış yanlış bir inançtır. organik bileşiklerle inorganik bileşiklerin farklılıkları, 18. yüzyılda ortaya konmaya başlanmıştır. bu zamanlarda organik ve inorganik bileşikler şu şekilde tanımlanıyordu:

    organik bileşik: canlı organizmalardan elde edilen bileşikler.
    inorganik bileşik: canlı olmayan kaynaklardan elde edilen bileşikler.

    işte o yüzyılda tanımdaki bu farklılık, "vitalizm" denilen bir inancı doğurmuştur. buna göre bir organik bileşiğin oluşması için mutlaka yaşam gücü gereklidir. vitalizm inancına göre, yani organik bir bileşiğin sentezlenmesi, mutlaka canlı bir varlıkta meydana gelir. o zamanlarda hiçbir bilim insanı, laboratuvar ortamında bir cam balonda organik bir bileşiğin oluşturulamayacağına inanıyordu.

    ancak friedrich wöhler, 1828'de bir organik bileşik olan ürenin (idrarda bulunur) inorganik bir bileşik olan amonyum siyanatın sulu çözeltisinin buharlaştırılmasıyla elde edileceğini göstererek, vitalizm inancına büyük darbe indirdi. daha sonra organik kimya biliminin daha da ilerlemesi ile bu inanç, yok olmaya başladı.

    https://i.hizliresim.com/eooplz.jpg

    bilimde vitalizm sona ermesine rağmen, günümüzde organik kelimesi kelime anlamıyla yaşayan organizmalardan elde edilen manasında kullanılmaktadır. dilimizde bugünlerde pelesenk olan "organik besin" kelimesi de yapay gübre ve böcek ilacı kullanılmadan yetiştirilen ürün manasında kullanılmaktadır.

    https://i.hizliresim.com/p77bbo.png

    buna rağmen, örneğin saf doğal c vitamininin, yapay c vitamininden daha iyi olduğunu söyleyemeyiz. çünkü iki molekülde yapısal olarak birbirinin aynısıdır.

    kaynak: https://archive.org/…ls/solomonorganicchem/page/n41
  • bu kavramı daha iyi anlamak için fransız felsefeci henri bergson'a ve onun felsefesini oldukça iyi açıklayan elan vital kavramına bakmak gerekir.

    bergson için hayat; oluş, sezgi ve süredir. sezgi, içgüdü-zekâ ikiliğinden; süre ise zaman-mekân ikiliğinden ortaya çıkar. vitalizm yani dirimsellik ise hayatın "bir kavşaktan dar sokaklara esen bir rüzgâr" gibi durmadan hayat/lar yaratmasıdır. bu darwin'in evrimci görüşlerinden biraz ayrıdır çünkü bergson'da bir ereksellik yani bir finalizm yoktur. hele hele mekanizm hiç yoktur.

    dahası için bergson'un (bkz: madde ve bellek), (bkz: şuurun doğrudan doğruya verileri), (bkz: ahlakın ve dinin iki kaynağı) gibi eserlerine bakılabilir. bergson'u daha iyi açmak için de gilles deleuze'ün yardımına başvurulabilir.
  • özetle uzun yıllar boyunca bazı bileşiklerin yalnızca canlı organizmalarca sentezlenebileceğine çünkü canlılarda bu sentezi sağlayan ve gerçek niteliği tam olarak bilinmeyen bir ''hayat gücü'' bulunduğuna inanılan teoridir.

    organik bileşiklerin sentezinin vitalistik teoriye bağlanması, bu bileşiklerin laboratuvar ortamında sentezlenmesini büyük ölçüde geciktirmiştir. 1808 yılında berzelius'un araştırmalarında biyolojik kökenli bileşikler için ''organik bileşikler'' tanımını kullanması bir ilktir. 20 yıl sonra ise wöhler'in amonyum siyanatı ısıtıp üre haline getirmesiyle organik kökenli maddelerin laboratuvar ortamında sentezlenebileceği kanıtlanmıştır.
  • vitalizm, bir canlı organizmanın canlılığının ve dinamiklerinin bir canlı organizmanın doğasındaki bir kuvvet olduğuna inanan bir felsefi görüştür. bu görüşe göre, canlı organizmaların büyüme, çoğalma ve düzenlenme gibi özellikleri, canlı organizmaların kendilerine özgü bir "vital kuvvet" tarafından yönlendirilir. bu kuvvet, çeşitli felsefi ve bilimsel görüşler tarafından farklı şekillerde tanımlanmıştır ve genellikle bir tür enerji veya "yaşam kuvveti" olarak düşünülür. vitalizm, genellikle biyolojik veya tıbbi konularda kullanılır ve birçok bilim adamı ve filozof tarafından eleştirilmiştir, çünkü bu görüşe göre, canlı organizmaların dinamikleri tam olarak anlaşılamaz ve bu yüzden bilimsel açıklamaları tam olarak destekleyemez.
  • bütün cisimler öz olarak canlıdır, etkindir ve düşünürdür. her cismin/bedenin bir algısı mevcuttur.
hesabın var mı? giriş yap