• film festivali için bir hafta ders saatlerine ve bütçeye uygun bir liste yapılır. biletlerin satışa çıkmasından bir gün sonra atlas sinemasının koca festival için koyduğu iki gişeden birine 18.45'te gidilir. önündeki sinefil bayanın 100 bilmem kaç ytllik bilet alması sabırla izlenir. sıra kendisine geldiğinde istenilen 4 filme de yer bulamayıp hayal kırıklığıyla ikinci alternatiflere geçilir fakat bir bilet aldıktan sonra gişenin o günlük kapatıldığı söylenir. daha sonraki günlerde bir kaç filme daha bilet alınır. bileti olan filmlerden ilkinin günü gelir saat 13.25'i gösterirken arkadaşın ve kendinin biletleri için çantaya el atılır ki o anda biletlerin sabah "bu çanta çok ağır oldu ya şu kitaba da bugün gerek yok" diye son anda çıkartılan ders kitaplarından birinin arasında olduğu farkedilir.
    filmi göremediğime mi yanayım yoksa yanımda arkadaşın biletini de yaktığıma mı yanayım
  • otobüsle ankaradan izmire gerçekleştirilen son derece rahatsız gece yolculuğunun ardından, otogardan direkt erasmus oryantasyon toplantısının yapılacağı okula gidilir. sorunsuz ama uykulu geçen ilk yarının ardından öğle yemeğinde hain arkadaşın ısrarıyla biralar yuvarlandıktan sonra toplantının yapıldığı amfiye dönülür. uykunun bastırmasıyla kafa koltuğun arkasına şööyle bir yaslanır.

    birden boğaz nahiyesinden gelen kükreme sesi ve arkadaşın bacağa tüm gücüyle vurması bileşke kuvvetiyle uyanılır. akabinde bütün amfi ahalisinin arkalarını dönüp pis pis sırıtarak size baktığı farkedilir. uyku sersemi kafa tam olarak anlam veremez bu duruma, ancak kafalar teker teker öne döndükten sonra yuvarlanan biraların müsebbipi hain arkadaşa sorulur "çok mu ses çıktı lan?". cevap hiç bekletmeden olanca acımasızlığıyla tokat gibi patlar "puhahahha bütün amfi inledi oğlum."

    o an anlaşılır durumun vahameti. müjdeler olsundur, nur topu bir gibi yer yarilsa da icine girsem anınız daha vardır artık.
  • doktora yeterlik sinavinda en az bir kez bulunulan an
  • uçak biletini tam bir hafta önceden sali gecesine aldığından emin vaziyette havaalanına giden insanın saatlerce aslında pazartesi gecesine ayarladığı ve çoktaan kaçırmış oldugu uçuşu beklediğini önce kendisinin sonra çevresindekilerin farkettiği an.
  • - hafız bu ne ya?
    +ne ne baba?
    -ne bileyim, msn'de kişisel ileti bölümünde 'mary 'big tits'' yazıyor..
    +hassiktiirr
    -noldu lan?
    +olm rezil oldum. winamp ne dinliyorum u acık unutmusum.
    -film mi izliyordun aq? okuzzz[puhaha]
    +hay allah belanı lann!!
    -:))
  • yorgun argın okuldan eve dönülmektedir. kadıköy peronda çift katlıya yorgunluktan ölmüş vaziyette çölde serap görmüş gibi sinsice ve de sevinçle yaklaşılır. muavine para verilecektir ama otobüsün kapısının önünde 3 tane muavin belirmiştir. hepsine gözlerimi gezdirerek ;

    - size mi veriyorum? denilir.

    uzun bir süre "ne dedim ben ya!?" diye hayıflanılır. sonra uykuya teslim olunur.
  • o an bulunduğun ortamdan rezil olmana neden olan olaydan dolayı kaybolmak istemen bu durumda en yakın yer 'yer' olduğundan zannımca böyle bir deyim türemiştir benim başımada böle bir olay gelmiştirki dillere destandır....

    yer:anadolu üniversitesi iktisadi ve idari bilimler fakültesi
    evde tv başında pineklerden okuldaki arkadaşımdan telefon gelir ve bi sebepten dolayı acilen olay yerine gitmem istenir, bende kafa bi milyon şekilde okula giderim ve arkadaş dersten çıkana kadar kantinde oturayım derim ki olaylar bu safhada vuku bulmaya başlamıştır. kantine iner inmez karşıdaki kapının hemen ardında görülen ahizeli telefondan biri aranmak istenir ve oraya doğru ilerlerken kafa öndedir karşıdanda biri size doğru gelmektedir kapının hemen ardından. bende başımı kaldırmadan adamın yanından geçmek için sağa eğilerekten geçmek isterim ama adamda o yöne doğru hareket eder,ben tekrar sola hamle ederken adamda aynı şeyi yapar. kafanında hafif güzel olmasından kızmaya başlayan bünye son kez sağa doğru hareket eder fakat adam ısrarcıdır ve benim bünye dayanamaz ve adamın yakasına yapışmak için hareket eden eller ve ağızdan dökülen hay ben senin.... laflarından sora yerin dibine girilmiştir...
    çünkü kafayı kaldırdıımda ellerim kullanılmayan bir kapıya asılan boy aynısını sallıyordu ve arkadaki üç kişi dehşet dolu gözlerle beni izliyordu.......
    peki ben ne yaptım?hiç bozuntuya vermeden pardon telefon nerede dedim ve 'arkanızda' cevabını alır almaz telefona uğramadan kantinden çıktım ve benim için acı olan kahkaları duydum....
  • yaptığınız şeyi yapmamış olmayı dilediğiniz, pişmanlık ya da utanç duyduğunuz anlardır.

    iki karşı cinsin, bir ilişkiye başlamadan önce kaynaşma turları yaparken, sohbet esnasında hatun kişi nazikçe gülmeye çalışırken genizden gelen "hıaaa" şeklindeki kükreme anı tam da yer yarılsa da içine girsem denilen anlardandır.
  • yer: zonguldak
    yaş: 7 ya da 8

    yazın bir pazar günü elime topumu alıp kuzenimle birlikte, amatör küme maçları yapılan toprak sahanın olduğu, bu sahanın biraz ilerisinde de çocukların top oynayacağı ve ailelerin piknik yapabileceği yerler olan fener semtine top oynamaya gittik. toprak futbol sahasına yakın olan genişçe bir çocuk parkında meydanı boş bulup uzunca bir süre kuzenimle pas yaptık; hatta kuzenle vardiyalı olarak kaleye geçip birbirimize şut çektik. bir süre sonra ise karşılıklı top oynamaktan sıkılıp amatör küme maçlarının yapıldığı ve çok yakınımızda olan toprak sahaya gitmeye karar verdik.

    çocukluk işte, herkesin oturduğu taş tribünlere gidip oradan maç izlemek yerine kale arkasında çitlerle çevrili, 4-5 metrelik, dar ve hafif bayır olan yere, kesik çitlerin arasından geçerek maçı izlemek için girdik. kale arkasına 2-3 metre mesafede, kimsenin olmadığı ve hafif bayır olan yere uzandım; kuzenim de yanıbaşıma oturdu. malum yere konuşlandıktan sonra kuzenimle birlikte maçı izlemeye başladık. bir süre sonra "yerim rahat değil, biraz yana kayayım." derken, elimde tuttuğum futbol topumu düşürdüm. yerin bayır ve sahaya yakın olması sebebiyle, elimden düşen top hız kazanarak sahaya girdi. biraz önce elimden düşerek sahaya yuvarlanan futbol topum, ceza alanı çizgisinin sol çaprazının 2 metre önüne kadar gitti. topumun sahaya kaçması akabinde bir anda paniğe kapılıp ne yapacağımı düşünürken maçın karşı alana yığılması, kalenin ve kalecinin önümüzde olması sebebiyle, o anda kaleciye seslenip sahaya giren topumu kaleciden istemek aklıma geldi. kuzenle birlikte, penaltı noktasında duran kaleciye birkaç kere seslendik. üçüncü seslenişimizde kaleci sesimizi ve isteğimizi duydu; kendince kısa bir kararsızlık yaşadıktan sonra ise sahaya düşen topumu alıp bana vermeye karar verdi.

    kaleci, ceza alanının sol çaprazının 2 metre önüne doğru topu almaya giderken ve kalecinin topu almasına da yaklaşık 1 metre mesafe kalmışken, kalecinin takımı ani bir kontratak yedi ve gol oldu. rakip takım boş olan kaleye uzaktan bir gol atmıştı. topumu vermek için malum yere doğru giden kalecinin bu şekilde bir gol yemesine o kadar üzülmüştüm ki topumu orada bırakıp stattan kaçmak aklıma geldi; ama futbol topuma olan sevgim daha ağır bastı. gol atan takım sahanın başka bir yerinde gol sevincini yaşarken, gol yiyen kaleci topu eline alıp bize gelmiş ve tek kelime dahi etmeden sahaya kaçan topumu bana geri vermişti. topuma kavuşmamın sevincini, kalecinin yediği golün üzüntüsünü yaşarken gol yiyen takımın kenar kulübesinden birinin beni ve kuzenimi çağırdığını fark ettim. rakip takım gol sevincini yaşamaya devam ederken ben kuzenimle birlikte sahayı hızla katederek gol yiyen -daha doğrusu gol yemesine vesile olduğum- takımın yedek klübesine geldik. o an zaman durdu, gol yiyen takımın futbolcu ve yöneticilerinin üzgün ve kızgın bakışlarına hedef olduğumuzun farkına vardım; fakat gol yiyen takımın teknik direktörü bize dönerek: "bir daha olmasın çocuklar." dedi ve bize, futbolcuların sahaya girdikleri yeri, sahanın giriş kısmını işaret ederek naif bir ses tonuyla "hadi çıkın sahadan." dedi. teknik direktörün söylediği bu son cümleyle birlikte başımdan dökülen kaynar sular nihayete erdi ve kuzenle koşarak sahadan çıktık. sonrasında ardımıza bile bakmadan fener semtinden kaçtığımızı hatırlıyorum.
  • sarhoş olup kavga çıkaran insan modeli'nin en yakın arkadaşı olmak ve söz konusu arkadaşın sizin işinizle ilgili bir ortamda rezalet çıkarması.
hesabın var mı? giriş yap