• nazan bekiroğlu'nun 27 ekimde raflarda yerini alacak yeni kitabının ismi. isminden anlaşılacağı üzere bir deneme kitabı olacak.

    "bana bir şey olsa ölürsün zannederdim. öyle çok şey oldu ki bana..."

    kitap tanıtımındaki bu cümle yetti yine ne kadar kalbe dokunur bir kitap olacağını anlatmaya.
  • tanıtım bülteninden:

    "bu kitap önce “yersiz cümleler” adıyla tasarlandı. niyetim sağda solda kalmış ve hiç yayınlanmamış onca cümleyi bir araya getirmek, bir bakıma onlardan kurtulmaktı.

    fakat cümle bu. bir kez kapısından girince gazete ve dergilerde kalmış yazıları da taradım. derken hızımı alamadım, bütün kitaplarımı okudum yayımlandıklarından sonra ilk kez, “yerli cümleler”e de el attım.

    sonra? bütün cümleler yerli-yersiz birbirine karıştı.

    böylece binlerce cümleyle baş başa kaldım. hepsini mümkün mertebe temalara ayırarak bir senaryo dâhilince sıralamaya çalıştım.

    içlerinde nerede, ne zaman, nasıl yazdığımı bugün gibi hatırladıklarım vardı, avucumun içine mıh gibi çakılmış olanlar. ve hiç de hatırlamadıklarım. bana öyle karanlık geldiler ki. bunları ben mi yazmışım, sahi, ne zaman? neden yazdığımı unutmuşum çünkü, hiç unutmayacağım sandığım şeyi.

    üstelik tahmin etmediğim bir şey daha oldu ve yerinden edilen, bağlamından kopan cümleler yeni manalarla yüklendi, bambaşka tasniflere girdi. yerinde doğaya ilişkin bir cümle aşk bahsine uygun düştü örneğin, yazıya ait olan insanlığa.

    yeni bir okuma, dahası yeni bir yazma."
  • nazan bekiroğlu’nun hem hiçbir yerde yayımlanmamış yersiz cümleleriyle hem de gazetelerde yayımlanmış yerli cümlelerini bir araya getirdiği ekim 2017 basımlı kitabı. üslup ilk deneme kitaplarıyla aynı yoğunlukta. nar ağacı ve mücella ile nispeten sadeleşen dil yine bol ağdalı bir hal almış. 457 sayfa buna rağmen bir solukta okunabiliyor.
  • ibook üzerinden kitap mı okunur! notuyla gelen son zamanlarda aldığım en güzel hediye. kitap 7 ana başlıktan oluşuyor ve o başlıkların da alt başlıkları var. yazarın deyimiyle kıyıda köşede kalmış, hiç yayınlanmamış cümleleri yersiz; tüm kitaplarını okuduktan sonra bu kitapta da kendisine eşlik eden cümleleri yerli kısmını oluşturuyor. sonunda da yerli yersiz cümleler ortaya çıkıyor.

    şimdiye dek okuduğum kitaplarında olduğu gibi bu kitabında da altı çizilecek, kıyıya/köşeye notlar düşülebilecek o kadar çok satır var ki...hangi birini yazacağıma karar veremeyip şu ana dek okuduğum sayfalardan birini rastgele açtım ve sözlüğün payına düşen cümleler:

    “ ben sadece aşka inanırım. benim inandığım aşk da senin anladığın aşk değildir.

    sen ne kaybettin geçmişinde, bunu bilmiyorum. ama unutma. onu hiç bulamayacaksın. hiç bulamamaktan daha acısı var biliyor musun? her kapıyı çalacaksın. her defasında buldum sanacaksın ama hiç bulamayacaksın.

    aşk dediysem hesabım yoktu benim. ancak o kadar aşktım. sense sürekli hesap yaptın. bu kadar hesap yapma. günah deyip duruyorsun. etin kaç dirhem senin? bedenin günahını ruhun günahından daha üste koyma.”
  • dün bir tane edindiğim. çantada bakışıyoruz sessizce kitapla. nazan hanım beni, dünyamı, ruhumu yazdıklarıyla kara deliklere sürükleyen bir kadın. fırtına öncesi sessizlik. yeniden yanmaya hazır mısın? çöller ve seller... ateşler ve buzullar... iç sesimle tartıştığım bir an. özledim seni nazan.
hesabın var mı? giriş yap