• zengin adam illede şişman ,ensesi kalın olmalı pahalı kyafetler giyip puro içmelidir..
    oysa fakir adamın böyle kısıtlamaları yoktur
  • devrimler tarihi incelendiğinde önemi anla$ılır.
  • en önemli fark paradır.*
  • zenginlerin evinde 3-13 arasında değişen personel bulunur. her çocuğu doğduğunda ayrı abla alınır her çocuğun ayrı odası olur. avrupaya mavrupaya gittiğinde hizmetçilerden bazıları da seyahate katılır. markete gittiğinde fiyatlara değil son kullanım tarihlerine bakarlar. arabalarını 1-2 yılda bir değiştirirler. evlerinde havuz bulunur ya da bulunmasa da yazın havuzlu mekanlarda takılırlar. ailece her haftasonu bodrum (yazın), kışın da avrupa-amerikaya kayağa giderler.
    yabancı peynir ve şaraplar menülerini süsler. çocuklar 2 yaşından itibaren en pahalı yuva, ana okulu, ilköğretim, lise ve dışarıda üniversitelere gider. torpilinden dolayı itibarlı mesleği hazırdır veya ailenin şirket/fabrikasında koordinatör olur. çocuklarını okullara iş yapmayan anneleri veya özel şoförleri götürüp getirir. eğlenmeleri için bir genelleme yapmak zor olur. kimisi sinema ihtiyacı için salonu kapatabilir kimisi de orta hallilerin eğlencelerine takılır.
    hastalanınca kendilerini florence hanım (nightingale) ağırlar. bunlar klişe zenginlik belirtileridir. bazıları ise gösterişsiz bir hayatı tercih ederler.

    fakirlere gelince:
    bir barınağı olan şanslıdır. kira vermiyorsa en şanslıdır
    et, zeytin gibi besinleri alırken onlar da fiyata bakmaz çünkü alacağı tutacağı zaman zaten kısıtlı bütçeli insanların alışveriş yerlerine giderler. biftek yerine yağlı köftelik kıyma (et alma zamanı gelince), balık olarak da istavrit-hamsi tercih edilir. alabildiği zaman da allaha şükreder. peynir olarak lor peyniri ana menüde yer alır. eğer evin beyi işsiz değilse çalışır, kadın da çalışırsa ne ala ama evde oturuyorsa yemek, temizlik, çocuğa bakma işleri ona yüklenir.
    hastalanınca sahte doktor veya diş hekimine gider. 80 milyon yerine 10-20 milyonla kurtarmaya çalışır. kolu kırılınca çıkıkçıya gider. çocuğunun devlet okulundaki üniforma-kalem-defter-yiyecek-servis ihtiyaçlarını kendilerinden kısarak karşılamaya çalışırlar. yazın serinlemek için kırlarda (tercihen şehir sahilinde, malumunuz kalabalık ailenin kıra gitmesi de bir masraf) piknik yapar kışın ise soba başında tv seyrederler.

    insanların eşit doğmaları nedeniyle görmüş olduğunuz gibi zengin ve fakirlerin hayatları birbirlerine tıpatıp benzemektedir. hayatlarını sadece nüanslar ayırır
  • fakir günün birinde para kazanıp zengin olabilir ama zengin para kaybedince yine zenginler gibi yaşamaya devam eder
  • zenginlerle fakirler arasındaki tek fark zenginlerin bok gibi parası olmasıdır. (bkz: a perfect murder)
  • fakirlerin uzaktan kumandaları yokmuş. (bkz: televizyonu uzaktan kumandalı olmayan fakir)
hesabın var mı? giriş yap