• sam mendes'in yönettiği, 2019 yapımı güzel bir savaş filmi.

    filmin süresi 2 saat. filmin başlangıcından sonuna kadar gözlerimi bir saniye bile ekrandan ayırmadan izledim. çekim tekniği, kamera açıları ve senaryo çok iyi. sizi savaşın içerisinde hissettirip karakterler ile bağ kurmanızı sağlayan iyi bir yapım. fırsat bulursanız bakmanızı tavsiye ederim.
  • dunkirk'i izlemiştim ve nolana rağmen beni çok içine çekememişti bu filmde ise sıfır ilgi kaybıyla bitirdim.herkes söylemiş ama bi daha söyleyelim çünkü hakediyor: çekimler çok çok iyi.
  • özellikle filmin sonlarına doğru harap olmuş şehirdeki sahnelerde sinematografinin inanılmaz başarılı olduğunu düşünüyorum. aynı zamanda savaşın bazı çarpıcı gerçeklerinin filmde sıradanlaşmış şekilde seyirciye sunulmasından çok hoşlandım. savaşın asıl korkunç yanlarından biri de bu değil mi? alışmak. filmde beni en çok rahatsız eden şey ise almanlara karşı kara propagandanın yapılmasıydı.
  • savaş güzellemesi yapmayıp tam aksine bu dehşeti mükemmel bir çekimle anlatan sam mendes filmi.

    savaşın yıkıcılığının boyutlarını gösterdiği, acımasız doğasına rağmen insani değerlerin o vahşet anlarında bile ortaya çıkabileceğini düşündürdüğü ve acının evrenselliğini hissettirdiği için okullarda izletilmesi gereken bir film olduğunu düşünüyorum.
  • mükemmel film. ama böyle önemli mektubu iki tane çocukla yollamak komik. gerçekte de böyle mi olmuş merak ettim.
  • hakkında oscar gecesi en iyi 1. dünya savaşı filmi denmiş ve bu başlıkta en beğenilen entryler arasında... şahsen ben all quiet on the western front, paths of glory, lawrence of arabia (ne yazık ki güzel filmdi) la grande illusion, war horse varken ilk 5'e bile koymam ama genede siz bilirsiniz...
  • az önce bitirdiğim mükemmel ötesi bir film.
    son dönemlerde izlediğim en iyi film diyebilirim.

    bilgisayar platform oyunu gibi. sahneler, mekanlar, cepheler olağanüstü.
    en iyi savaş filmi demiyorum dikkat 2020 nin en iyi filmlerinden biri bu.

    film bittikten sonra şurdan behind the scenes yapıp adamlar ne iş çıkarmış lan dediğim film.
  • yazıklar olsun, yazıklar olsun ve yazıklar olsun. binlerce kez yazıklar olsun. şu filmi, vizyon tarihinin binlerce kez ertelenmesi nedeniyle sinema'da izleyemedik. yazıklar olsun. emeği geçen herkese yazıklar olsun. yazık, gerçekten yazık. şu filmi o büyülü perdede izlemek varken, 55 inç televizyonda izlemek zorunda kaldık.

    büyülü bir film 1917. bırakın bir dakikayı, bir saniye bile kopamadım filmden. son 3-4 senedir beni bu denli içinde tutabilen başka film izledim mi, emin değilim. belki bir de jojo rabbit ve once upon a time in hollywood filmlerini koyabilirim bu listeye.

    ayrıca, sevgili akademi, sen haksızsın ibne! sana laflar hazırladım. şu film dururken, gidip parasite denilen filme 'best picture' oscarını verdiniz. göz var, nizam var ya. ayıp ayıp. gerçekten büyük ayıp. en azından 'en iyi yönetmen' oscarını hakediyordu bu film. neyse, tüm bunları bir kenara koyup 'roger deakins'den de bahsetmek lazım. film, sinematografi açısından muhteşem doyurucu. kendisine muhteşem bir saygı besliyorum. kaldı ki, sadece '1917' değil, 'blade runner 2049' no country for old men gibi filmlerden bilirim kendisini. görüntüler muazzam. ve sonunda kadar hak edilen bir oscar.

    filmin soundtrack albümüne de bakmak lazım. müzikler de en az fotoğraflar kadar şahane. thomas newman yapmış müzikleri.

    filmin soundtrack albümü
  • arkadaşlar kusura bakmayın da;

    yarrak gibi bir film.

    sakin olun, keyfi muhalefet edip ilgi toplamaya çalışan bir mal, ya da entelektüel birikimi yerlerde olan bir odun değilim...

    tamamen samimi görüşlerimi paylaşıyorum;

    1- alabildiğine sıradan bir senaryo... er ryan'ı kurtarmak gibi bir film varken bu filmi ondan apayrı yapan bir yönü olmasını beklerdim. hikaye zerre ilgi uyandırmıyor

    2- çok sıradan bir senaryoyu da müthiş keyifle izleten filmler vardır; "the revenant"... görsel anlamda müthiş bir şölen sunar, sinematografisi senaryonun önüne geçer; reservoir dogs, akılda kalıcı diyaloglar... bu filmde sıpsıradan senaryonun yanında yukarıdakilerin hiçbiri yok; ne bir görsel şölen ne de diyaloglar...

    3- hadi yukarıdakilerin hiçbiri yok, şapka çıkartacak oyunculukla hepsi unutulur diyelim.. o da yok, zira oyunculuk becerisini ön plana çıkarak bir film değil.

    hiçbir bok yok... koca filmde hiçbir bok yok...

    - peki nasıl oscar aldı o zaman allahın kekosu, diye sorabilirsiniz...
    - bilmiyorum, derim ben de. bilmiyorum..
  • 15 saniye önce izlemeyi bitirdim. ben de bittim. kelimeleri toparlamakta zorlanıyorum, o derece etkilendim. böyle bir işin parçası olmak, o sette bulunmak ne özel be. bu nasıl bir emek, nasıl bir adanmışlık ya rab. bir kubrick hayranı, hastası ve hatta faşistiyimdir. ama allah aşkına şu işi paths of glory ile, saving private ryan'la falan kıyaslamayın.

    sinematografik açıdan ömrümde yaşadığım en fantastik deneyimdi. bu filmin herhangi bir noktasına dair en ufak eleştiride bulunanla selamı sabahı keserim, evine uyuşturucu saklayıp ihbar ederim amk. kafayı yemişsiniz. yapılmış en iyi savaş filmi lan bu tartışılacak bir tarafı da yok. bütün filmi plan sekans hissediyorsun ve savaş filmi. ulan keşke caps lock açabilsem. savaş filmi. plan sekans. prodüksiyon, sanat, makyaj, müzikler, ses tasarımı, figürasyon, yani her parametresinin şahaneliğini saatlerce anlatabilirim ama şunu söyleyeyim sadece; filmdeki sıçanlar bile türkiye'deki tüm aktörlerden daha iyi oyuncu, hala oyunculuk iyi değil yazan var lol.

    başyapıt bu, nerede görsem tanırım.
hesabın var mı? giriş yap