• inşaat malzemeleri satıcısıyım. seramik, vitrifiye vs birşeyler satıyorum. mağazama takılan hiçbir ustanın aylık geliri 10 bin liranın altında değil. seramik döşemek falan 10000 bilinmeyenli denklem değil. bu gözler 6 ayda en kral seramik ustası olanı gördü. şu anda aylık geliri 15 bin lira civarında. bir yerde asgari ücretle bile iş bulamayan arkadaşlar gözünüze bir mesleği kestirin ve usta olmaya çalışın.

    kendi sektörüme istinaden çok zor olmayan ve kazancı büyük meslekler

    parke ustalığı : m2 işçilik fiyatı 6 tl. 60 m2 altı işler içinde fix fiyat 350 tl. parke döşemek biraz lego yapmak gibi. 1 ustanın yanında 1 ay çıraklık yapmaya bakar işi öğrenmek. 5000 liralık bir yatırım ve doblo tarzı bir araç ile bu işe girilebilir.

    seramik ustalığı : metraj fiyatından gitmek yanlış olur. 100 farklı ebatta seramik var. ama ortalama birşey söyleyebilirim. bir banyodan 1500 lira civarında para kazanırsınız. işlerinizi oturtursanız ayda 10 banyodan aşağıya düşmezsiniz. bir ustanın yanında 2 ay çıraklık yapmaya bakar işi öğrenmek. 5000 liralık bir yatırım ve gidip gelmelik araç yeterli

    kabin montajı : ikeadan bir mobilya alıp parçalarını birleştirebilen herkes yapabilir. 1 ay birinin yanında çıraklık yapmaya bakar. çevremde ne kadar kabin üreticisi varsa hepsinin ortak derdi montajcı bulamamak. bir usta montaj başı 75 lira alır günde 5 adetten aşağıya düşmez. 3000 liralık bir yatırım ve kapalı kasa 2 metre uzunluğunda ürün alan bir araç bu işi yapmak için yeterli
  • yaklaşık 2 milyon üniversite mezunu gencin muhtelif sebeplerle çalışmıyor olmaları.

    gençlerin, üstelik okuyup iş bulamayan ve mutsuz olan gençlerin bu sorunu ülkenin en temel sorunudur. çaresizlik ve umutsuzluk deyince akla artık buradaki gençler gelsin. türkiye çok hızlı değişti ve hala değişiyor. gençliğin dönüştüğü ve binbir zorluklarla yaşadığı hakikatini anlayarak ilk aşamaya geçebiliriz.

    kamu spotu editi: genç işsizliğiyle gençlerin sosyo-ekonomik sıkıntılarına parmak basan girişim genç işsizler platformu'nun çalışmalarını izlemenizi tavsiye ederim.

    veri editi 2: genç işsizler platformu'nun çalışmasına göre ülkemizde toplam 1 milyon 40 bin üniversiteli ev genci, 876 bin üniversiteli işsiz olduğunu biliyor musunuz?
  • gençlerin iş beğenmediği (!!) için meydana gelen durumdur. yoksa çalışmak isteyene iş çok.

    şu üstte kurduğum cümleyi tuzu kuru orospu çocukları çok sık kullanıyor.
  • bizim zamanımızdan özellikle benim yaş gruplarım için ..
    o kadar fazla poh pohladıklar ki büyüklerimiz .
    mühendis ol ,öğretmen ol , bölüm oku yeter ki özellikle 4 sene bir yer bitir bak 2 sene de değil ..
    ee sonra ..
    okumazsan seni sanayiye veririm baskıları çünkü onlarda geçmişte öyle görmüşler başlarında ki insanların çoğu okumuştu ama eğitim sistemi şuan ki gibi değildi tek farkla ..
    sonuç olarak ne beklenebilirdi ki her şehre bir yüksek okul ,ara eleman yetiştirme yok ..
    bu 2 milyon kişi benim dönemim ve sonra mezunlarıdır yani 2008 öss giriş ve sonra ki mezunlarını kapsar .
    yani eğitim sistemi ve iş bulma anca bu kadar sıra sıra gelebilirdi film şeridi gibi .
  • geçen aylarda da benzer bir entry'si debe'ye girmiş ve inşaat malzemeleri sektöründe, kendi deyimiyle "10 yaşında tost yiyerek çay içerek başladığı meslekte" işletme sahibi yazar arkadaşımız, boş duracağınıza seramikçi olun, parkeci olun ayda 10-15bin lira kazanırsınız diyor. bir tadilatçının o parayı kazanmasının tek yolu, şirketinin olmaması, fatura kesmemesi, vergi vermemesi ve yanında çalıştıracağı -ki 15bin liralık iş yapmak için yanınızda sizden başka en az bir amelenin olması gerekir- işçinin sigortasını yapmaması gerekir. kendi bağ-kur'unuzu falan hiç söylemiyorum. böyle boş ve katma değeri olmayan hayallerin peşinden koşmayın. anca o ardiyeci arkadaşı zengin edersiniz ve o da gider tostunu butik tostçulardan yer...
  • bu kadar çok üniversite açmak umut tacirliğidir. türkiye'de her konuda olduğu gibi bu konuda da nicelik nitelikten daha fazla ön plana çıkmış durumda. maalesef şu anda türkiye'de birçok üniversitede eğitim kalitesi yetersiz ve sayısal olarak fazla üniversite mezunu olması ülkeye bir katkı sağlamıyor. ve bunun yanında da üniversite mezunu insanlar umdukları hayata erişemeyip hayal kırıklıklarına maruz kalıyorlar. "her şehre üniversite" sözü bir seçim propagandası olmayacak kadar ciddi ve önemli bir sözdür. var olanları niteliksel olarak geliştirmek yerine sadece sayıları artırarak bir yerlere varacağımız sanılıyor.
  • üniversiteli deyipte kategorize etmemek lazım. bana öyle geliyor ki nüfusun dörtte biri işsiz. bu sadece resmi sayılara bakmakla olmaz.
  • selam vermeyi ve dua etmeyi bilmedikleri içindir.
  • 2 milyon üniversiteli işsizden biri de benim.

    medya ve eğitim sektöründe çalıştım. **

    kariyer.net ve elden özgeçmiş dağıttım. geri dönüş yapan yok. fabrika tarzı yerlere gittiğimizde ise; nezaket gereği insan kaynakları görüşmeler yapıyor. size uygun pozisyon yok diyor. markette iş buldum adamlar 20 gün beklettiler. az bi süre çalışıp harçlık çıkardım. sonra sağlık sorunum nedeniyle ayrıldım.

    uzun bir süredir işsizim. aldığım tazminatı genel sağlık sigortasına yatırıyorum. devletimiz aylık gelirim sıfır olduğu halde 88.29 tl istiyor. bir kaç taksit yatırdım, artık param yok 2 aydır ödeyemiyorum. yıl başında devletimiz lütfedip, gss borcu olanlar da sağlık hizmetinden yararlansın bari diye karar aldı.

    iş aramak da maliyet. iş görüşmelerine giderken yol parası gidiyor. pes etmeye yaklaştığım dönemler oluyor. motivasyon ve psikolojin ister istemez düşüyor. sektör değiştirmeye kalksam, cebimde para olmadan ne yapacağım?

    ülke politikası gereği; her okuyana iş garantisinin verilmeyeceği söyleniyor.

    kovulduğun süreçte; sigorta süresi az olan dilimdeysen, en fazla 6 ay işsizlik maaşı+sağlık sigortası veriliyor. bu bile nimet. bi arkadaşım sadece 4 gün ile işsizlikte para alamadı. bizden sonraki kuşak için de tazminatların fonlara gitmesi için çalışmalar var. devlet dev bi elektrikli süpürge gibi her şeyi çekiyor.

    ülkede üniversite mezunları önceden okumuş adam* diye saygı görürdü. şimdi ise okumuş da ne olmuş diyorlar. toplumsal bir statü olarak ağırlığı da yok. askerlik desen artık herkese eşit.* orada da bir faydasını göremiyorsun. boşa okumuşum!

    söylenecek daha çok şey var ama...
hesabın var mı? giriş yap