• insanların evden işe, bunun dışında sadece camiye gitmelerini salık veren tedbirlerdir. yasaklar sadece akşam 20.00 itibariyle alkol satışını engellemiş başka da bir yaraya derman olmamıştır.
  • evden işe yaşayan ben gibilerin özgürlükleri ortalıkta paçası yanmış gibi mesafe tanımaksızın ve façaları bozulmasın diye maske takmaksızın maksatsız dolaşan kişiler yüzünden kısıtlanıyor. kusura bakmayınız ama o tipleri durdurmanın başka yöntemi tecrübe ettiğimiz üzere yok. e şu halde kim kimin özgürlüklerini gaspetmiş ve gaspettirmiş oluyor?

    şans verilmedi falan demeyiniz, aylardır devletlulatımız ekönömiyy diye diye maşallah hiç karışmadılar, aksine maske mesafe hijyen falan iyi olur deyip insanları tamamen kendi hallerine bıraktılar. e olmuyor. olamıyor. bu işler bitmiyor, bitemiyor.

    ben hastalığı sorumsuz bi itin yüzünden haziranda atlattım; pcr negatiftim fakat teşhisim tomografiyle kondu. şakası yok vallahi çıldırmak üzereyim. ne yeni taşıdığım evimde be büroda zerre huzurum yok. maddi manevi tükeniyorum. niye? ondan bişey olmazcıların keyifleri kaçmasın diye.
  • en temel hak olan yaşama hakkını korumak için diğer haklarda bazı kısıtlamalar getirildi. içinde bulunduğumuz durumda kötünün iyisidir bu.
    herkes kurallara uysa bu kadar kötü durumda olmazdık kesinlikle. herkesin kurallara uyması gönüllü olarak sağlanamadığına göre cebren sağlanacak. romantik özgürlük savunucularımıza göre salalım gitsin de öyle yürümüyor bu virüse karşı işler şeker kardeşim. muhalefet yapın da aklınızla yapın.
    tanım: geç bile kalmış düzenlemedir.
  • özgürlüklerin kısıtlanması nedir biliyor musun? gerekirse hastanede kalacaksın, istifa etmek yasak, mola yapmayacaksın, su içmeyeceksin... özgürlük kısıtlanması bunlar ve birçoğu. hastanelerin yükü azalsın diye bu kapanmalar, özgürlük kısıtlayan falan yok. en azından sizinki kısıtlanmıyor.
  • anlamadığın şey şu ki doğru olan hem çalışma hem geri kalan zamanda yasak olmasıdır. yani ideal senaryoda hem burdakinden daha az bir yasak olmayacak hem de üstüne iş yerleri de yasaklanacak. ki durum kötüleşirse kısa bir süre sonra bu da gelecek. bu yasaklar da gelince argümanınız nolacak? iş yerleri yasaklansın ama akşam 9’dam sonra çıkalım falan mı diyeceksiniz? bir de “en azından siyahi köleler köle olduğunun farkındaydı biz modern köleleriz” gibi sanki hiçkimsenin farketmediği inanılmaz orjinal tespitler yapmış gibi davranmak yok mu. insanı çıldırtır bu tavır.
  • ilk 6 ayda anne sütü neden bu kadar önemli olduğunu çok net anladım.
  • bilmeyen de temel özgürlükler norveç seviyesindeydi de şimdi yeni kısıtlanıyor sanacak.
  • çifte standart olarak gördüğüm için bana da doğru geliyor. zira uzun zamandır dışarı çıkmıyorum, çoğu zaman evden çalışıyorum. ama açıkçası oturmayan şeyler var.

    evet işçi sınıfı işe gidiyor tüm hafta tıklım tıkış toplu taşıma araçlarında, haftaiçi bulaşmayan virüs bir zahmet haftasonu da bulaşmasın. bu insanlar köle değiller sonuçta. haftaiçi çalış, haftasonu evde yat. açık ceza evi gibi bir nevi.

    toplu taşımalarda bulaşmayan virüs kafelerde, restorantlarda bulaşıyor. yani nereden baksan tutarsız ve kısıtlayıcı. bana kalırsa ya herkese aynı imkan sunulacak, ya da herkes özgür kalacak. korkan evinden çıkmasın? çıkan dikkat etsin? dikkat etmeyen de ne hali varsa görsün? ama gidip de şurası kapansın, burası açık kalsın, haftaiçi çıkılsın, haftasonu yatılsın denmesin ya. part time bulaşıcılık mı öğretiliyor covid19’a?

    edit: ayrıca tekeller niye kapanıyor ki? sonuçta gündüz gidilen tekelle gece gidilen tekel arasında virüslerin bulunduğu paralel evrene geçiş mi var? böyle bir saçmalık olamaz ya.
  • kendi içinde en temel noktada çelişen bir tez ortaya atılmış.

    gelişmiş ülkelerde sonradan bu yasaklara karşı çıkılabilir ama bizde kalıcı olur çünkü biz üçüncü dünya ülkesiyiz diyor.

    sonra da sıklıkla şu tezi ortaya atıyor: hafta içi toplu taşıma ile işe giden işçi o riski zaten almış olur, o zaman neden sokağında dolaşamasın hafta sonu akşam, ya da deniz kenarında hava alamasın?

    e kendin söylemişsin ya güzel kardeşim, cevabını vermişsin ya; çünkü burası 3. dünya ülkesi. 3. dünya ülkesi olmak sadece zenginlerin çok zengin fakirlerin de kıyasıya asil ve hep tırnak içinde emekçi olduğu vurgusu ile söylenince gerçekler yok mu olacak?

    bir o kadar da cahil, laftan anlamayan bir milletiz ve şu aşamada hastane kapısı önünde tedavisizlikten ölmemek galiba birinci önceliğimiz. insan hakları, hak, hukuk adalet ve bireysel varlığımız, önceliğimiz olamıyor. çünkü

    evet 3. dünya ülkesiymişiz söylemiştin zaten!
  • bu ülke zaten 18 senedir ağır bir pandemi etkisi altında.
    covid bir şekilde gider de, bunları nasıl göndereceğiz asıl konu bu.
hesabın var mı? giriş yap