• bugün 4 temmuz.
    süleymaniye'de türk askerinin başına çuval geçirilişinin 18. yılı.

    4 temmuz 2003 tarihinde, abd'nin “bağımsızlık bayramı” günü, süleymaniye'deki türk özel kuvvetler karargahına baskın yapan abd askerleri, 11 özel kuvvetler personelimizin başına çuval geçirerek teslim aldılar, bağdat'a götürüp 60 saat sorguladılar.

    abd'ye nota verecek miyiz denildiğinde;
    “ ne notası veriyorsun, müzik notası mı bu?” yanıtı verildi.

    hele, olaya müdahale edilmesini önleyen hilmi özkök ne dedi?;
    “ ben abd'lilerin çuval olayının bizi bu kadar rencide edeceğini bildiklerini de sanmıyorum. çünkü onlar için bu çok normal. göz bağlamak yerine, tamamen pratik bir çözüm. bu çuval da değil, görmesini engelleyecek poşet…”
  • ya ben bayılıyorum bu 4chan'da, reddit'te fazla takılmaktan beyni hamburgere dönmüş yılancı tayfaya. bunlar tabi tek kutuplu dünya geride kaldıktan sonra geçmişe bakıp acıdığımız insanlar olacaklar.

    mankurtluğun bu seviyesi işte sosyal medya araçları bu kadar geliştikten sonra ortaya çıktı. kendi geleceğini bir grup islamcının eline vermeye and içmiş bir grubun savunuculuğunu falan yapıyor abi adam. o kadar kopmuş gerçeklerden. işte bu, theon greyjoydüzeyinde bir kölemenlik örneği.

    1- şimdi patates kızartması gelmiş yazmış ki, üstünde kimlik olmayan, üniforma olmayan askerler standart prosedür gereğince gözaltına alındı. şimdi bunu okuyunca insanın gözünün önüne sokakta, bir yerde askerler üniformasız ve kimliksiz gezerken rutin bir kontrol esnasında durdurulup kimlikleri olmadığı için gözaltına alınıyor gibi bir sahne geliyor.

    peki gerçeklere bakarsak olay böyle mi?

    wikileaks'in yayınladığı türkiye belgeleri arasında "secret" ibareli telgraf durum nasıl geçiyor bir bakalım.

    "ambassador spoke with mfa acting u/s baki ilkin the morning of july 5 concerning the arrest of turkish special forces in ıraq (reftel). ılkin said that us military authorities in northern ıraq told the turkish liaison team with the 173rd in ıraq that an unidentified group of turks had been arrested and that those held could be released if they were identified and if there were a request for release through diplomatic channels. ılkin reported that the american unit involved was observed friday morning in kirkuk training to storm buildings. after a number of repetitions, they headed for suleimaniya accompanied by puk security with a convoy totaling some 40 vehicles. they entered the building housing the turkish sf behind two smoke bombs."

    o dönem dışişleri bakanlığı müsteşar vekili baki ilkin olayın iç yüzünü gazetelere şöyle anlatıyor:
    "ilkin’e göre, 4 temmuz günü saat 14:30 civarında, 150 abd askeri, tesiste arama yapmak üzere süleymaniye’deki türk özel kuvvetler karargâhı’na geldi. bu noktadan itibaren, türk özel kuvvetleri’nin kendi üstleriyle iletişimleri engellendi. tesisin dışındaki bir görgü tanığının, binanın arandığını, hatta altının üstüne getirildiğini, özel kuvvetler birim komutanının ofisindeki türk bayrağının yırtılarak indirildiğini ve 18 türk özel kuvvet mensubunun prangalanarak götürüldüğünü özel kuvvetler’e anlattığı anlaşılıyor. bundan kısa bir süre sonra, abd askerleri, süleymaniye’deki ırak türkmen cephesi ofisine de gitmişler ve türkmenler gözaltına alınmış. başlarına çuval geçirilerek, prangalanarak ve kelepçelenerek götürülmüşler. bu noktada, dışarıdaki görgü tanığıyla iletişim de kesilmiş. dahası, süleymaniye’deki türkmen radyo istasyonunun yayını durdurulmuş."

    yani buradan gayet rahat anlaşılabileceği üzere türk askerler karargahları basılmak sureti ile gözaltına alınıyor.

    2- 4 temmuz milli bayram olduğu için kimliklerin doğrulanması uzun sürdü buyurmuş mr. büyük boy patates kızartması.

    yani acaba karargah basmak için bu günü zaten tam olarak bu sebeple seçmiş olabilirler mi sorusunu soracak kadar bile özgür bir iradesi kalmamış. bakalım ilkin bu konuda neler söylemiş:
    "türk hükümeti, yetkililerle ve ankara ile washington arasındaki iletişim, tatil (abd’nin bağımsızlık günü tatili) nedeniyle aksayacağı için, bu eylemin 4 temmuzda yapılmış olabileceğinden kuşkulanıyor. ilkin, kerkük-süleymaniye bölgesinde bazı şahısların “kerkük bugün kurtarıldı” dediği haberleşmelerin tespit edildiğini de kaydetti. (yorum: bunun, olaydaki türk aleyhtarı niyeti teyit ettiğini ima ederek.)"

    3- bir hafta sonra iki taraf ırak sınırı içindeki askerlerin kimliksiz üniformasız gezerse gözaltına alınacağını kabul etmiş falan diyenler var. fecaat. yani buradan şunu anlayabiliriz. adam dezenformasyon peşinde falan değil, dümdüz bu kadar geliyor elinden. okuduğunu anlamıyor ki abi, problem bu işte. pisa testinde falan sıçıyoruz ya sürekli, işte bu çocuklar yüzünden.

    "22 nisan 2003 günü, erbil’deki özel kuvvetler komutanlığı karargâhı’nda görev yapan türk askerleri, “türkiye’den gelen bir insani yardım konvoyuna eskortluk etmek üzere” gittikleri kerkük’te gözaltına alınmış, ertesi gün de amerikan askerî personeli eşliğinde türkiye’ye gönderilerek, ırak’tan sınırdışı edilmişlerdi. bir hafta sonra, 30 nisan 2003’te yapılan askerî toplantıda, iki tarafın da altına imza koyduğu kararlarla, ırak’taki türk askerî personelinin her zaman üzerinde kimlik ve üniforma taşıması gerektiği türkiye’ye tebliğ ediliyor ve bu kurala uymayan askerlerin gözaltına alınacağı kayda geçiriliyordu. genelkurmay başkanı orgeneral hilmi özkök’ün “ültimatom benzeri” diyerek eleştirdiği ancak geçerliliğine kimsenin resmen itiraz etmediği bu kararların üzerinden iki ay geçtikten sonra, 4 temmuz 2003’te, “çuval olayı” yaşandı."

    halbuki okuduğunu anlama yeteneğini haiz birisi söz konusu açıklamanın çuval olayından önce gerçekleştiğini çok rahat görebilir. gerçekleştirecekleri operasyonun altını yapmışlar, ancak o dönemlerde genelkurmay hilmi özkök gibi bir derin stratejist tarafından yönetildiği için üzerinde fazla durulmamış, ardından bu olay gerçekleşmiş.

    bu noktada e abi anlaşma yapılmış diyeceksiniz. burada hatırlatalım, askerler karargahtayken gözaltına alındı. dışarıda değil.

    4- küçük prensimiz buyurmuş ki, ortada protesto edilecek bir durum yok. işkence yok, kötü muamele yok.
    beyimiz büyümüş, politika yapmaya başlamış. ama büyük ihtimalle yaşı o yılları bile görmeye yetmediği için hatırlamıyor. o zaman hatırlatalım:
    "ilkin, her iki grubun da kerkük’te bir cezaevine götürüldüklerini aktardı. ırak’taki türk özel kuvvetleri’ne karşı başka hareketler de yapıldığına ilişkin teyit edilmemiş haberler olduğunu ilave etti ve bu haberlerin doğru olmadığını umduğunu söyledi. ilkin, türklere davranılma biçiminin acınası olduğunu, saddam’ın fedaileri’ne de aynı böyle davranıldığını ve kuşkusuz bir müttefiğe davranma biçiminin bu olmaması gerektiğini söyledi."

    şimdi bu patates kızartması çıkıp kendi seçtiği parlamentonun görevli atadığı adamın lafına karşı pentagon tarafından gelen lafı çıkarıp. e senin lafına onun lafı falan diyebilir diye biz önden o yolu da kapatalım.

    ingiliz bir adam var micheal todd, zamanında ıraklı birinden çocuğu olmuş. ırak savaşı çıktıktan sonra da kızını bulmak için ırağa gitmeye karar vermiş. gerekli kontakların kurulması sonucunda da kendisine bölgedeki türk yetkililer yardım etmeye başlamışlar. bu sebeple de baskın yapıldığında kendisi de karargahta, ve olayların neredeyse başından sonuna dek şahit. bakalım patates kızartmasının sandığı gibi işkence yok, kötü muamele yok mu?
    "türk askerlerine tükürüldüğüne, dövüldüğüne ve tekmelendiğine işaret eden todd, 'türk özel kuvvetlerinin komutanını, süleymaniye'de bir siyah amerikalı asker yerdeyken tekmeledi. diğer askerler kendilerini güç tuttular. süleymaniye'de büro önünde önce başlarımıza çuval geçirdiler. sonra çuvalları çıkartıp, şehir merkezinden geçirerek bizi halka teşhir ettiler. bizi şehirde tanıyanların gözünde sıfırlandık' dedi."

    bu todd, daha sonra konuyla ilgili bir kitap bile yazmış ama o kadar ilgilendiğim bir konu olmadığı için vakit harcayacağımı sanmıyorum ancak ilgilenenler buradan bakabilir.

    -------------------------

    bu hamburger çocukları neyin ne olduğunun pek farkında değil. türkiye için bölgedeki planlarına en uygun gördüğü yönetimin islamcı ve otoriter kanaat getirmiş, bu amaçla da harekete geçmiş bir ülkeyi korumak için kendinizi bu kadar paralamayın çocukları. bugün insanlar bokunu yiyecek kadar sefalet yaşıyorsa, işte bunun en büyük sorumlularından biri o yalamaya doyamadığınız ülke.

    akp'nin fetö sayesinde sahip olduğu güce sahip olduğu üzerinde konuşacak bir şey yok sanıyorum. arkasına aldığı bu fetöcülerin sağladığı ab ve abd desteği olmasaydı biraz zor görürdük bugünleri.

    e tabi bu destek de öyle beleşe olmuyor. bizim olmayan kimsayal silahlar yalanı nedeniyle ırak'ın işgal edilmesine ortak olmamızı istiyorlardı. bugün ukrayna savaşına dahil olmamızı istedikleri gibi. ırağa gidip amerika'lılarla birlikte ıraklı çoluğu çocuğu öldürmemizi istiyorlardı. parlamento onurlu bir duruş sergiledi. kimi akp'li vekillerin de desteğiyle tezkere geçmedi. o günleri hatırlayanlar eminim erdoğan'ın ağlamaklı bir suratla yaptığı açıklamaları da hatırlarlar.

    aslında bu çuval olayını bir gövde gösterisi gibi yorumlamak mümkün. akp ve fetö ortaklığı sayesinde devlete sızmaya başlayan bu yapı henüz tam kontrol sahibi değildi o yıllarda. devletin içerisindeki kimi yapılar direniş gösteriyordu. ırak tezkeresinin geçmemesi de bunun bir işaretiydi. fakat bu çuval olayı ile birlikte akp ve fetö sızıntısına karşı direniş gösteren bürokrasiye bir mesaj gönderildi. bundan sonra yürütme, askerlere işkence yapıldığı bir durumda dahi ülkenin değil kendilerinin yanında duracaktı.

    demokratik yollarla seçtiği parlamentosunun atadığı yetkililere işkence yapılması durumunda bile işkence yapanların tarafını tutmak nedir biliyor musunuz? bir medya başarısıdır. işte gerçek hegemonya budur.
  • 20 yılda mide bulandıran onca şey yaşandı, hiçbiri bunun kadar gururumu incitmedi benim. o çuval, 1000 yıldır burada bulunan ve bağımsızlık benim karakterimdir diyen türk milletinin başına geçirilmiştir.

    tanım: meclisten geçmeyen 1 mart tezkeresinin diyetidir. tezkere geçsin diye erdoğan'ın yoğun çaba sarfettiğini, wall street journal'da "kahraman amerikan askerlerine" başarılar dilediğini hatırlatalım.

    şimdi tabii milliyetçi, vatansever oldular başımıza, işbirlikçi sarı muhalefet sağolsun.
  • unuttunuz mu bu olayi? bu kadar cabuk unutmayin kac yigidin psikolojisi darmaduman oldu. killarini kipirdatamadiklari icin. kac yigidin gururu kirildi o gun.
  • başımızdaki çuvalı hala çıkaramadık.
  • unutulmaması gereken utanç olayı.
  • ortadoğu tarihi için dönüm noktasıdır.
  • bugün şerefimizin ayaklar altına alınarak türk ordusuna psikolojik olarak ilk darbenin vurulduğu gündür. ergenekon - balyoz süreçleriyle içi boşaltılarak sınırların delik deşik edildiği bugünlerin ilk yapı taşları bu olayla döşenmiştir. bazıları birilerini dünya lideri sanarken, kendileri abd’ye müzik notası vermeye çalışıyordu. arapçıların, foncuların, liboşların, etnik mikromilliyetçilerin önemsemediği, türk çocuklarının ise hiçbir zaman unutmayacağı kara gündür bugün.

    intikamı bir gün elbet alınacaktır. yapanda da göz yumanda da.

    edit: imla
  • (bkz: unutmadık)
  • 4 temmuz, amerika birleşik devletleri için "bağımsızlık günü" olarak bilinir. bu, amerika'nın bağımsızlığını kazandığı ve bağımsızlık bildirisinin imzalandığı günü kutlamak için her yıl düzenlenen bir milli bayramdır. 1776 yılında amerika birleşik devletleri, ingiltere'den bağımsızlığını ilan etti ve bu tarih amerikan tarihinde önemli bir dönüm noktası olarak kabul edilir. bağımsızlık günü, genellikle ateşleme gösterileri, piknikler, aile toplantıları ve kutlamalarla kutlanır. işte böyle bir günde askerimizin başına çuval geçirilmesinin hesabı elbet bir gün sorulacaktır.
hesabın var mı? giriş yap