• yıllık izin vasıtasıyla dört duvardan sıyrılıp eşimle beraber doğa ve sokaklar ile iç içe olma fırsatı yakaladığımız bu günlerde şahit olduğumuz bir kaç olay sonunda belirtmek istediğim tespittir.

    olay 1:
    kumsalda yemiş olduğumuz mısır koçanlarını gitmeden önce yanımıza alıp çöpe atmak için kuma gömdük. yan şezlongtaki aileye ait yaklaşık 4 yaşındaki bir erkek çocuk mısır koçanına yaklaşıp karnını doyurmak isteyen kuşu önce kovalamaya kalktı. güzellikle anlattım bu yaptığının yanlış olduğunu. kuş geri geldi, çocuk ısrarla tekrar gelip ayağını kuma teperek kuşa zarar vermeye çalıştı ve ardından taş fırlattı.

    olay 2:
    dondurmacıda inanılmaz bir keyifle uyuyan kedi, yine 4-5 yaşlarındaki bir kız çocuk köpek hırlaması taklidi yapılarak uyandırılmaya çalışıldı. amaç uyandırıp rahatsız etmek ve köpek taklidi ile korkutmaktı.

    bu ve bunun gibi olaylar daha önce de yaşanmıştı. fakat sıklığı ve şiddeti artmaya git gide devam ediyor. bu çocuklara nefret duymamak için elimden geleni yapıyorum. ailelerine bakıyorum yanlış insanlara benzemiyorlar. çocuk hallerinde bile iken bu merhamet yoksunluğu ile nasıl bir gelecek tasavvuru kuracağız bilemiyorum.
  • çocuğun doğasında kötülük olmaz, sonradan öğrenir.. yaptıkları şeylerin kötü ya da iyi olduğuyla da ilgilenmezler, sadece meraktan yaparlar..

    not : çocukları hiç sevmem
  • güncel çocukların merhametsiz olması tamamen yaşadığımız devirle alakalı. çocuklar ailelerinden apayrı dünyalara doğdular ve kendilerinin onlardan farklı olduklarını biliyorlar. eskiden yaşadığımıza inandığımız toz pembe hayatlara inanacak kadar aptal değil artık çocuklar. hayvana acımamasından rahatsızsın, ben sana diyorum ki; çocuk, hiçbir insana bile acımayacak. çünkü günümüz şartları bunu gerektiriyor. sen her saniye tanımadığın çocukların katledildiğinin farkındasın fakat hiçbir şey yapmıyorsun. çocuk da sen ve senin gibileri örnek alıp gelecekte olmak istediği kişiyi bilinçaltında oluşturuyor. güçlü bir insan olmak için merhametsiz olması gerektiğinin farkında artık çocuklar. hayvanlar dostumuzdur, koruyalım demekle canlı dostu olunmuyor. biliyorum itiraz ediyorsun, ben ölen çocuklardan sorumlu değilim hatta karşıyım diyorsun. ama bu konu hakkında hiçbir şey yapmıyorsun.
  • çocuklar inanılmaz merhametsiz.
    çünkü dürüstler. kendilerini kibar gösterme gibi bir kaygıları olmuyor.

    yıllarca üzerime iftira atıp tekme tokat dövdüler (nerdeyse her gün grup halinde), dışladılar, üzerime pasta attılar, yanıma yaklaşmadılar, arkamdan insanlara korkunç şeyler söylediler..

    ben her gün bunları yaşadım ve evet, bunları yapanların hepsi çocuktu.

    yıllar geçti, o çocuklar büyüdüler ve bir ortamda beraber olunca geçmişi şakaya ve dalgaya alarak, bana durup dururken okkalı bir tokat atıp herkesin içinde rezil ettiği anısını kahkahalarla anlatıp "yav çocukken ne aptalmisiz ya" diyerek ortama neşe kattılar.
    çocukluk işte ya, çok komik değil mi?

    okulda, apartmanında, evinde aynı cehennemi görerek büyüyen o çocuk, her gece yastığını ıslatarak uyudu, sabahları gözleri şiş kalktı yeniden cehennemi yaşamak üzere.

    tek öğretmeni oldu arkadaşı,
    bacaklarını ve mahrem bölgelerini elleyen bir arkadaş..
    aciz, arkadaşsız bir çocuk sonuçta, her şeyi yapabilirsin ona!
    çocukken çok aptaldık kanki ya, çok komik dimi?
  • çocuklarda kötülük olmaz diyenler yanılıyor. her insan hem iyilik hem de kötülükle doğuyor. yaşadığı çevre, öğretilenler hangi tarafın baskın olacağını şekillendiriyor. çocuklarda ayırt etme yeteneği de güçlü olmadığı için çok merhametsiz davranışlarda bulunabilirler.

    (bkz: sineklerin tanrısı) bu konunun üzerinde duran bir kitap.
  • çocuklar nettir. acımasızdır. ben bu dünyaya kurulu geldiğimize inanıyorum. çevresel faktörler etkiliyor etkilemesine ancak o kadar da değil.

    bazı insanlar doğuştan kötü. işin kötüsü, kötü olduklarının farkında da değiller. çocuklukta kötülük yapan, diğer çocukları dışlayan, alay eden, hakaret eden, hayvanlara eziyet eden insanlar aileleri sıkı bir disiplin ve empati dersi vermezse eğer -ki bunun da bir garantisi yok- değişmeden kötü yetişkinler olarak karşımıza dikiliyorlar.

    yapacak pek bir şey yok. insanın doğası bu.
  • çocuklar merhametsiz değil acımasızdır.
    parkta oyun sahalarında görün bir de siz onları.
    durun yapmayın diye ağlayan arkadaşına bağıran çocuk gördüm ben. maksimum 5 yoktur o çocuk.

    gözlük takana, kendilerini gibi giyinmeyene , olmayana göre dışlama yaparlar ama bu merhametsizlik değildir. içgüdüsel koruma mekanizması sanırım.

    kimi çocuk zenci çocuk görünce korkar ağlar kimi vurur kimi de arkadaş olur.
    bu ailelerin çocukları ne kadar farklı durum ve olgularla karşılaştırmasıyla alakalı bir durum.

    gözlük takan yaşıtına dört göz diye dalga geçen çocuğa gözlük anlatılsa ya da ailesinde görse bu tepkiyi vermeyecektir/alaysamayacaktır.
    örnekler çoğalır mevzu örnekler değil zaten.

    büyüdükçe farklı ortamlara girip çıktıkça bu durum ortadan kalkacaktır. merhametsiz olsalar hayat boyu devam ederdi bu durum. acıma duygusunu bilmediklerinden yapıyorlar çünkü koruyucu kalkanları anne ve babaları var. yaş ilerledikçe koruyucu kalkanların etkisi azalacak. bu da yeni duyguları öğrenmesi demek.

    velhasıl korkmayın. gösterin mümkün olduğunca farklı şeyler, yerler, insanlar.
  • genelleme yapmanin yanlis oldugunu bilsek de, iyi kotu ayrimi henuz gelismedigi icin cocuklarin bilincsizce zalim olmasi durumu ne yazik ki gercektir.lakin bilincsiz yapilan kotuluk gercekten kotulukmudur bunu sorgulamak gerekir. aralarinda iyileri olsada yas ve sosyal acidan gelismemisligin getirdigi bir zalimlik vardir cocuklarda. bu onlarin hep kotu kalacaklarina delalet degildir elbette, bu sadece onlarin henuz olmadigini henuz tam olarak nerede nasil davranacaklarini bilmemelerinden kaynaklanir. bu karakter ozelligi kimi zaman aile egitimi ve sosyal cevre etkisiyle ortaya ciksada genel de bireyin henuz birey olmasinin bilincine varmamasi en onemli etkendir. nasil ki cocuklar melektir demek olayi fazla romantillastirmekse cocuklar zalimdir deme de olayi bir o kadar abartmak olur. bilincsiz yapilan kotuluk hala kotuluktur ama yapan kisi ya da kisiler bu kotulukten sorumlu tutulamazlar. bu konuya en iyi ornek , cocuk.ve zalim olma duygusunu en iyi anlayabilecegimiz yerlerden biri "sineklerin tanrisi' isimli.kitapdir.
  • bunlar hep belgesellerde anlatılıyor. bir yaşındaki bebekler üzerinde yapılan testlerde bebeklerin yüzde doksanı yardımsever kuklayı seçiyor. büyüdükçe ayarları bozan ebeveynler demek ki!
  • empati,irade,muhakeme gibi yüksek bilişsel fonksiyonların geç dönemde ögrenilmesiyle ilgilidir.bu da prefrontal korteksin gelişimini ortalama 20 li yaşlarda tamamlasına tekabül eder.
hesabın var mı? giriş yap