• hayatta gördüğüm en malca hareket...

    piyasada o kadar yetkin doktor varken sen git, iki gıdım puanla tıp okuyan adama git... la adamın kendine hayrı yok, sana nasıl olsun!? insan bi düşünür di mi!?
  • (bkz: ama burslu)
  • vakıf üniversitelerinin, gubidik puanlarla ve kol gibi fiyatlarla babalarının hayrına eğitim verdikleri için yadırganmayan durum...
  • vakıf üniversitelerinin kol gibi puanlarla ve kol gibi fiyatlarla eğitim verdikleri için yadırganan durum.

    bir zahmet öss klavuzunu açıp baksanız en dandik özel üniversitenin tıp bölümünün bile 14.000 ile kapattığını ve bu puanın itü, odtünün mühendisliklerinden bile yüksek olduğunu göreceksiniz. o küçümsediğiniz adamların çoğu sizden iyi puanlarla o bölümlere giriyor. gayet kaliteli eğitim alıyorlar.
  • adam tıp okumuş dahası mezun olmuş hala lagaluga yapılan durum. hala para verip diploma alıyorlar kafasıyla yorum yapanlara acıyor ve vakıf üniversitesindeki finallere girmeye davet ediyorum. adamlar para veriyorlar diye mezun etmiyorlar be gülüm. keşke öyle olsa ama değil işte. aksine bu hayvanlar okulu uzatsın da yaz okuluna gitsinler de vs. paramıza bakalım diyorlar. he ayrıca onlar özel üniversite değil vakıf üniversitesi diyenlere de kıçımla gülüyorum. isim önemli değil bebeğim hepsi özel üniversite, paralı üniversite işte. vakıf üniversitesi deyince vakıf seni hayrına okutuyor gibi anlaşıldığını falan mı sanıyorsun?

    not : özel üniversitede burssuz okuyorum.

    edito : i fed the troll !
  • (bkz: prejudice)
    (bkz: preconception)
    (bkz: ultimate attribution error)
    (bkz: stereotype)

    bunu yapmadan önce yukarıda vermiş olduğum bkz.'ları iyice araştırması ve kendisindeki hataları çözmesi gerekir insanların.

    hata yani, baya "error", hatta "bug".

    edittoş: vay canına, insanlara ön yargılarınızdan kurtulun demek kabul edilemez ve çekilemez bir şey olmuş. ben de öyle düşünüyordum.
  • öncelikle özel-vakıf ayrımını bırakalım çünkü sanırsam türkiye'de özel üniversite yok, hepsi vakıf bunların. vakıf olunca değişen ne o da muallak, zira yine mütevelli heyetinden ziyade en çok parayı basanın sözü geçer.

    tanıma gelirsek,
    devlet üniversitelerinin tıp fakültelerinden mezun olmuş doktorlara gitmekten farklı olmayan eylemdir.

    ha dersen ki, ben illa hacettepe mezunu doktora, çapa mezunu cerraha gideceğim o ayrı. bunlar isim yapmış fakültelerdir, bu tercihe saygı duyarım.

    ancaaak,

    bakın şimdi hemen hemen tüm hastanelerin web sayfalarında doktorların özgeçmişleri mevcut. bana kalırsa, hastalığınız ne ise ona yönelik hangi doktor hangi araştırmaları yapmış, hangi makaleleri yazmış, hangi seminerlere katılmış bunları inceleyin. yani diplomayı john hopkinsten de alsa, mezun olunca popo büyütmüş; yeni çıkan ilaçlardan, tedavi yöntemlerinden, hastalıklardan bihaber bir uzman doktor neye yarar bunu düşünün. en basitinden ülseri olan adamın bir iç hastalıkları ya da gastroentorology uzmanında arayacağı özellik mide hastalıkları konusunda yaptığı çalışmalar olmalı.

    zira diplomayı duvara astıktan sonra yan gelip yatanın ne mezunu olduğu pek bir önemsizdir.

    ha bir de,
    konuya değinilmiş amma, yine yeniden: öss, öys, ösys zeka ölçer değildir. ergenliğini haytalık yaparak geçirenleri, sınav stresi yaşayanları falan eler. zira vakıf üniversitelerinde de aynı tıp eğitimi verilir, pek çoğunun olanakları yine pek çok devlet üniversitesinden hallicedir. össde full çekememiş md adayları da aynı anatomi dersini alır, kalır, geçer. sonuçta iyi olan kazanır.

    iyi günler.
  • hiç de yanlış olmayan harekettir.

    hekimlik becerileri ile 17 yaşında çözdüğü türev sorularının hiçbir alakası yoktur.
  • aynı lisede okuğum arkadaşlarımdan yeditepeye tıp'a burssuz giren arkadaşımın ilk 1000e girip hacettepe tıp'a giren arkadaşıma bu sene tus'ta 63 puan alıp 10 puan fark attığını düşündüğümde kendimce hiç de yadırgamadığım eylem.öss'den aldığınız puanın sizin nasıl yeterli bi doktor olacağınızla doğrudan alakası yoktur belki biraz uzaktan alakası vardır.önemli olan azim ve disiplin diye düşünmekteyim bu konuda.
  • adamına göre değişen eylemdir. öncelikle şöyle bir şey kesin var ki öss kriter geçerliği düşük bir sınav yordayıcı olması açısında (inatlaşmayın arkadaş bugün psikometri sınavına girdim daha), yani evet elbette öss'ye bakarak adamın ne iyi bir tıpçı olacağını ne de iyi bir avukat olacağını yordayabilirsin, bunlar için kişilik testlerini vs. de işin içine katman gerek falan ama sonuçta bu tamamen hayallerde yaşayan bir durum. neyse bu örneğe geçmeden önce şunu belirteyim istiyorum. diyelim adam sesi soluğu çıkmayan biri amma velakin çok çalışkandı falan böylece girdi hukuk fakültesine, bu adam kendisinden daha az başarılı olan cabbar cevval bir adamdan daha mı iyi hukukçu olacak şimdi tartışılır. bu örneği şu sebeple verdim, herkes öss üzerinden gitmiş ve ne alakası var falan demiş. ben şöyle değerlendiriyorum açıkçası; istisnalar olmakla birlikte okul okumak kaldı ki böyle baba bölümleri okumak için sorumluluk, geniş bakış açısı, bilinçli olma hali vs. gerekir. bu adam tamam daha 17-18 yaşında ergenken bu vasıflara nail olamamış olabilir ama doktor, avukat, mühendis vs. olacağı ya da olabileceği fikrine nereden vardı? bir çoğu için net söylüyorum ''para var çare var, tıp, hukuk, diş hekimliği vs. de zaten hem revaçta hem parayı kırdıran meslekler, parayı vermişken iyi bir bölümde okuyayım her ne kadar bu bölümü okuma kudretine sahip miyim bilemesem de'' mantığı hakimdir. tekrar tekrar altını çiziyorum adam cidden meraklıdır, şudur budur, sınavı kötü geçmiştir hayallerinden olmamak adına gitmiştir özel üniversiteye burssuz olarak bunların hepsini bir istisna kabul ediyorum ve onların da kendilerini istisnalar kategorisine sokmasını istiyorum ama genele bakarsak durum budur. evet özeldir devlettir bence de eğitim açısından yemin ediyorum fark yok. hatta özel üniversite için söylüyorum her bir bölümü valla billa daha olanak sağlayıcı ve gelişime açıktır, kendi okulumda ota boka ketlenmekten biliyorum. ama eğri oturup doğru konuşacak olursak da öss'yi boşverelim de neden özel üniversitelerin tıp, hukuk, diş hekimliği, psikoloji, mühendislik bölümlerinin bir çoğu hiç açıkta kontenjan kalmayacak kadar doluyken bir kısmı boş? ya herkes hayal aleminde yaşıyor, kimse bir tarihçi olur benden, bir istatistikçi olur benden demiyor ya da herkes zaten doktor, hukukçu, psikolog vs. yaradılışlı. (sanki öğrenci anasının gözü değil hiç!) bilemedim ben ya neyse.
hesabın var mı? giriş yap