56 entry daha
  • (bkz: türk mitolojisinde cadı/@ay hatun)

    türk mitolojisinde cadı denince aklımıza ilk gelen isim albıs ya da daha bilinir adıyla alkarısı. bu kadıncagız artık başına ne geldiyse (belki de geçmişinde kadın katili bir manyağa falan denk geldi, kim bilir) hem gerçek hem mecaz anlamda kafayı kırmış bir ablamız. saçı başı darmadağın, uzun tırnaklı, kırmızı sever bu cadı belki de tarihin ilk psikopatlarından biriydi.

    şaka bir yana albıs/alkarısı, genellikle lohusalara ve bebeklere musallat olmasıyla meşhurdur. bir eve dadandığı zaman albasmasına neden olur. sadece demircilerden korkar ve iğne batırılınca yakalanır. tatlı cadı'nın süpürgesine karşılık albıs'ın küpü vardır. kaybolmak için küpe girer, bazı anlatılarda küple uçar.
    bu küpe girme olayı bizim efsanelerimizde ve masallarımızda çok görülür, azeri türklerinde ve kazaklarda küpegiren adında bir cadı vardır mesela.
    (küple uçmak tuhaf geldiyse baba yaga'ya bakın bir de o da havanla uçar.)

    yeni doğum yapmış kadının başucuna kırk gün boyunca kuran-ı kerim asılması, geceleri ışıkları açık bırakmak, yastığının altına kurt derisi koymak gibi gelenekler hep albıstan korunmak amaçlıdır.

    kendisi yetmezmiş gibi sarı albıs ve kara albıs adında iki tane de benzeri vardır.

    durun daha bitmedi, bunların hepsi kötülük tanrıçası diye tanımlayabileceğimiz al ana/hal ana'ya bağlıdır yani bütün albısların bir de başı var.

    "değişken tabiatlıdır. söylenen her şeyin tersini yapar. ayaklan da tersindendir. değişik şekillerde, en çok da cadı şeklinde göze görünür.
    saçlannın dağınık ve yapışık olması ise motifin bağlı olduğu mitolojik topluluğun özelliği olan erotik-seksüel göstergelerle bağlantılıdır.
    çirkin, avurtlaeı göçmüş, güçlü kuvvetli ve bazılanna göre deveyle yanşacak kadar uzun boyludur. inanışlara göre, bu korkunç görünümlü, "al kansı", yeni doğum yapmış kadınlann yanına gelir ve onları yalnız bulduğunda ciğerlerini yer. onun için de böyle kadınlar yalnız bırakılmaz ve yattıklan yere kuran ve bıçak konulur.
    alkarısıyla ilgili çok sayıda mitolojik rivayet vardır. bu metinlerin ana ekseninde, bu şeytanî varlıkla insanoğlunun karşılaşma sahnesi yer alır. bu karşılaşmalar, çoğunlukla insanoğlunun, varlığı yakalaması ama belâlardan da kurtulamaması sonucuyla biter.
    yaklaşık son yüzyılda ise birinin onu yakalamasından söz edilmiyor.
    bu da geleneksel demonolojik görüşlerde ortaya çıkan değişiklikler açısından önemlidir."

    kaynak: celal beydili - türk mitolojisi
18 entry daha
hesabın var mı? giriş yap