• 2004 tony ödüllerinde "en iyi müzikal" "en iyi müzik" ve "en iyi metin" ödüllerini kazanan oyunun istanbul ayağı.bora severcan ın türkçeye adaptasyonuyla ve volkan severcan ın yönetmenliğiyle, demet tuncer , emre altuğ , engin alkan , melis sökmen li kadrosuyla 26-29 mart tarihlerinde bostancı gösteri merkezi nde sahnelenecek.

    http://www.avenueqistanbul.com/
  • sonunda türkiye'de de bir broadway showu sahnelenmeye başlanmıştır. bostancı gösteri merkezi bu gösteri için uygun bir yer olmasa da pek keyifli bir oyun olduğu gerçeği değişmemektedir. engin alkan'ın (bkz: trekkie monster) harikalar yarattığı müzikaldir. "türkçe'ye çevrilince nasıl olacak ki bu şimdi?" şeklindeki endişeleri daha ilk dakikalarda kafadan silmiştir. haa bir de bir süre sonra sadece kuklalara bakarak seyretmeye başlıyorsunuz ki işte o zaman insan daha fazla keyif almaya başlıyor!

    bakalım bu ilk ve tek broadway müzikaline sahip çıkabilecek miyiz!
  • kesinlikle bostancı gösteri merkezinde seyredilmemesi gereken etkinlik; tiyatro seyretmek için ciddiyetsiz bir salon, sahne dandik, orkestra bir köşeye sıkışmış, koltuklar rahatsız, ayrıca devamlı izleyiciler gezinip duruyor, teknisyenler arkada geyik yapıyorlardı..güle oynaya gittiğim oyundan tatsız ayrıldım, ayrıca oyunda dönüşümlü oynadıkları için melis sökmen'i görememek de tatsızlıgımı arttırdı ama cenk sökmen'in performansı kesinlikle harikaydı..yakında profilo avm'de oynayacaklarmış tekrar gitmeyi düşünüyorum oyun ve oyuncular çok başarılı, görülmeye değer.
  • 'ne boktan iş bu' şarkısıyla dilime dolanan, ilk perdesi ne kadar keyifliyse ikinci perdesi de bi o kadar sıkan ama yine de izlenmeye değen müzikal.
  • her insanın kendi hayatından veya etrafında yaşananlardan kesitler bulabileceği enfes bir müzikal. öncelikle cast tercihleri çok iyi yapılmış. oyun ilerledikçe "sadece kuklalar oynuyor" hissiyatına kapılıyorsunuz fakat engin alkan çok iyi performans göstermesine karşın mimikleri ile birazcık canlandırdığı kukla karekterlerin önüne geçmiş. canlandırdığı kuklayı bırakıp onu izliyorsunuz zaman zaman.
  • bilet fiyatları ortalama bir özel tiyatronun iki katı olan müzikal.
  • oyuncuların muhteşem performansları hayran bırakan müzikal. mimikleri kuklalara gerçekten can vermiş. bunun yanı sıra türkçeleştirilmesi ve müzikleri çok başarılı. oyuncuların performansı muhteşem dedim ama engin alkan ve demet tuncerin altını ayrıca çizmek istiyorum. (bkz: eşsiz)
    ayrıca tabii ki: (bkz: the internet is for porn)
    oyunla ilgili ama oyun dışında dikkatimi çeken bir nokta daha var:
    oyun ne kadar başarılıysa, basının haberi ilginç ve daha okunur kılmak için konuyu oyunu izlemeye gelen çağla şikel ve onun fotoğrafları üzerine kurması o kadar acınası. kullanılmış örnek başlık: "emre kukla seviştirdi, çağla gülme krizine girdi." *
  • dün gidip profilo'da gördüğüm ve beklentilerimin çok çok çok üstüne çıkan eğlenceli müzikal. volkan severcan yoktu bu sahnede ama yerini dolduran arkadaş herkesi kendine hayran bıraktı. engin alkan'ın diğer oyuncuları gölgede bırakmasını tenzih ederek, tüm kadronun efsane iş çıkardığı gerçek. ancak ilk perdenin coşkusu ikinci perdede yoktu. ayumi takano'nun da sempatik türkçesi oyuna ekstra baharat olmuş çok da yakışmış.
    oyunun içinde herkes mutlaka bir şeyler buluyor ve bir yerlerden tokatı yiyor. ayrıca ekşi sözlük vasıtasıyla "yardım et" temalı şarkıda sahneye para fırlatan amcamı da öpüyorum.
  • istanbul için bu sezonun son gösterisi 1 mayıs 2009'da bostancı gösteri merkezi'nde sergilenecek olan türkiye'de oynanan ilk broadway müzikali (1 mayıs'tan sonra türkiye turnesine çıkacaklarmış).

    avenue q'dan sevdiğim bir abim vasıtasıyla haberdar olup izleme fırsatını yakaladım. dürüst olmak gerekirse, insan ilk etapta gösteriye şüpheyle yaklaşıyor. yabancı bir müzikali hakkı ile türkçeleştirebilmek çok zor bir iş. ayrıca kukla gösterisi kültürümüze dair plastip show'dan başka güncel bir örnek de aklıma gelmiyor... uzun lafın kısası; türkiye'de bir broadway müzikalinin türkçeleştirilerek oynanması ve ortaya güzel bir iş çıkarılması gerçekten zor bir iş.

    ekip bunu gayet iyi başarmış. açıkçası yukarıda bahsettiğim şüphelerimin tamamını haksız çıkardılar. tabii bu başarı sürpriz değil: ekiptekiler 6 aylık bir kukla eğitimi almışlar ve bu, gösteriye ciddi bir emek verildiğinin diğer bir ispatı...

    işlenen konuların hayatın içinden olması benim için başlı başına bir sempati kaynağı oldu. işsizlik, ırkçılık, amacını keşfetmek, yardımlaşma ve -en vurucu olanı- anı yaşamak gibi konular işlenmiş. gösteri, işlenen her konu için harika bir mesaj veriyor.

    birer saatlik iki perdeden oluşan oyunu zevk alarak seyrettim ve salondan ekibin bu başarılı çalışmanın karşılığını alabilmeleri umudu ile ayrıldım.
  • henüz izleyemediğim ve çok merak ettiğim müzikal. internetten araştırarak edindiğim bilgiye göre karakterler şöyle imiş;
    (kopyala-yapıştır)

    princeton; 22 yaşında ezik, mesleğine hâlâ karar verememiş, gerçek hayatın zorluklarına uyum sağlamaya çalışan bunun dışında hobisi olmayan ve “lütfen sonum garsonluk olmasın!” diye direnen biri…
    kate monster; 23 yaşında candan ve samimi, anaokulu öğretmen yardımcısı, romantik filmler, romantik yürüyüşler, romantik müzik dinlemeyi seven her şeyi romantik olan bir kişi “ah gerçek aşk var mıdır? ya, beyaz atlı prensim?”
    rod; gizemli bir kişilik, finans uzmanı, celine dion, makyaj, peruk, broadway müzikalleri, örgü örmek ve tabii ki madonna hayranı… “ben gay değilim!”
    nicky; toz pembe kişilik, mesleği rod’dan otlanmak!, hobileri rod’u kıl etmek, geç kalkmak, rod’u çok daha fazla kıl etmek… “rod, 20 papelin var mı?”
    şıllık lucy; şeytani! bir kişilik, mesleği her erkeğe kuyruk sallamak, hobileri kızgın kız arkadaşlardan ve kızgın eşlerden kaçmak. “amatörler yaklaşmasın!”
    bayan topesto; acımasız, anaokulu öğretmeni, hobisi ise ahlaksal dejenerasyona beddua etmek. “evlilik dışı seks yapanlar cehennemde yansın!”
    kötü fikir ayıları; şakacı, zor durumda olanları daha zor duruma sokmayı meslek edinmiş, içki, sigara, seks ve kumar hobileri olup parolası “hadi tüm paranı yatır! daha çok iç! daha çok eğlen! işte hayat!!
    trekkie monster; abaza bir kişilik, mesleği internet pornosu, hobisi de… parolası “her tür, her boy hatunu ve her pozisyonu severim! özellikle de 2 hatun varsa!”
    christmas eve; kızgın, terapist, nişanlısı biran’ı evcilleştirmeyi hobi edinmiş… “brian, gel buraya! git bir iş bul! yoksa eve gelme!”
    brain; cana yakın, amacı komedyen olmak, hobileri bira, şaka, benny hill, ps2 (ps3 alacak parası yok) “tamam, aşkım”
    gary coleman; hayalleri kırık biri… eski çocuk yıldız. şimdi ne işe olsa yapar. hobisi ise bir sonraki günü çıkarabilmek… “bazen o tünelin sonunda ışık yoktur. bazen sadece tünel, tüneldir

    orjinal yazıyı ve devamını görmek için; http://www.tiyatrodunyasi.com/…ay.asp?makaleno=1222
hesabın var mı? giriş yap