• hayır derken, 1 oyun var onu kullanacaksın. önceden mhp' li chp'lisi karşıyken, hatta akp'liler bile düşünürken, şuan gereksiz bir olacak galiba algısı var. zaten bu kadar propagandaya geçmezse büyük başarı olur. o kadar şirin göstermeye çalışıyorlar ki, sanırsın bu paket geçtiğinde hepimiz ak-saray(külliye,cumhurbaşkanlığı sarayı)' da yaşayacağız. hatta o mahkeme üyelerini biz seçeceğiz. yargı direk bana bağlanacak zannetmeye başladım o derece.
  • bilmeyen herkesin kafasına vura vura okutulması gereken harika yazı. tayyip tipi başkanlık gelirse geleceğe dair tüm umutları kaybederiz ve iş işten geçmiş olur. gelin birlik olup ülkemizi bu bataklıktan kurtaralım artık. bu son şansımız.
  • başkanlık sistemi bizde yemez. bizde olursa padişahlık olur :)
  • yazılabilecek yüm nedenler ilk entryde. yazar arkadaş tarihe karşı görevini yapmış. şimdi bizim görevimiz anlatmak, bıkmadan usanmadan anlatmak.

    bu da bizim tarihe karşı görevimiz.
  • mhp nin başkanlığı gündeme getirmesinin sebebi nedir.
    gerçekten başkanlığa hayır demeden önce
    mhp nin bunu neden yaptığını bulmalıyız.
    eğer bu konuda akıl yolunu kullanırsak herhangi bir makul sebep bulamayız.
    o zaman rasyonalitenin dışına çıkalım.
    ülkemizi uzaylılar işgal edecektir. uzaylılara karşı tek silah başkanlıktır veya
    cumhurbaşkanına reis denmesi devlet bahçeli yi rahatsız etmiştir.
    malum reis ülkücülerin en sevdiği kelimelerdendir.
    başkan yaparsak reis bize kalacak diye düşünmüş olabilir.

    uzatmaya gerek yok.
    ülkenin şu an başkanlık gerilimine seçime vs. ihtiyacı yok.
    ak parti de bile bu konuda istek yok.
    peki neden şu bu gündemdeyiz.
    çünkü seçim tartışma kavga olmazsa ak parti etrafında toplanan kitle dağılır.
    gerginlik her daim lazımdır.
    kavgadan güç alınıyor bu ülke de yıllardır.
    bakın mhp destekliyor.
    chp desteklemese karşı çıksa sözlük hariç kimsenin umrunda değil.
    hdp liler zaten mapushane çeşmesi yandan akıyor yandan durumundalar.
    kale boş golü istediği atıyor adamlar.
    bu ülke de kendini ilerici ulusalcı solcu vs. diye adlandıranlar
    demokrasi denilince özgürlük denilince yıllarca suratlarını buruşturdular.
    ellerindeki medya burjuva asker sopalarında güvenip,
    ukalalık taslamayı sürdürdüler.
    devrin değiştiği idrak edip aksiyona geçtiklerinde artık çok geç kalınmıştı.
    bakın ak partiye karşı yapılan cumhuriyet mitingleri, gezi eylemleri ak partiye zarar vermeyi bırakın aksine çokça fayda sağladı.
    iç anadolu karadeniz islam anlayışını,
    esnaf köylü kesimini ak partide birleştirdi.
    artık tecavüz kaçınılmaz.
    gemi kaçtı.
    bol bol yesinler birbirini ete para vermesinler göte para vermesinler, makarna kömür çomar vs. yazın.

    ne diyordu alişan nın olay bitmiştir şarkısının sonunda ufaklılklar.
    -abla abla olay bitmiş sen hala konuşuyorsun.
  • tüm kalbimle desteklediğim kampanya.

    vakti zamanında, cumhuriyet ilan edilmeden önce mustafa kemal, rauf bey, refet paşa, fuat paşa bir akşam sofrasında bir araya gelmişlerdi.

    amaç ; mustafa kemal'i cumhuriyet fikrinden vazgeçirmek.

    sofrada olanlardan rauf bey şöyle demişti ;

    '' ...bu milletin yüzlerce yıldan beri alıştığı yönetim biçimi de mutlakiyet yönetimidir, cumhuriyet değil. bu topraklarda bin senedir, bir kişi ‘ otur ‘ dedi herkes oturdu. ‘ kalk ‘ dedi kalktı.
    çünkü onlar kendilerini ‘ ümmet ‘ görüyorlar, sen ise ‘ millet ‘ diyorsun. onlar kendilerini ‘ kul ‘ kabul ediyor, sen ‘yurttaş‘ diyorsun. bu böyle gitmez, benim kişisel görüşüm bu’dur !

    başvekil rauf bey ‘’ … cumhuriyet adında bir ot olsa, o ot bile bu topraklarda bitmez . ‘’ demeye getiriyordu.

    mustafa kemal atatürk, bu topraklar için büyük şanstı. batı'nın yüzyıllarca mücadelesini verdiği, kan döktüğü, hırpalanıp elde ettiği bir çok değeri, altın tepsiyle sundu.

    biz cumhuriyetin değerini ne zaman anlayacağız biliyor musunuz ? elimizden kaybettiğimiz zaman kafamıza dank edecek.

    bu başkanlık, mutlakiyet yönetimine geri dönüştür.

    ne demişti aziz nesin zamanında ;

    '' koşar adımla felakete gidiyoruz dedikçe, felaket tellalığı yapıyor.! dediniz. bütün türkiye'nin büyük çoğunluğu size sesleniyorum. hiç işi aptallığa vurmayın ''

    uyanın gaflet uykusundan ve bu kampanyaya destek olun.
  • tüm yazılanlara katılıyorum,başkanlığa hayır.nokta..
  • evet gerçekten de başkanlığa hayır. resmen 1950 yılında çok partili hayata geçişin tersi bir durumu yaşayacağımızdan korkuyorum. akıllardaki o soru işaretine cevap verelim şuanda bile askeri, polisi, yargısı, kamu çalışanı, medyası akp ağırlıklı bir çizgideyken ve akp ve cumhurbaşkanı her istediğini yapabilirken neden başkanlık da başkanlık diye tutturuyorlar.

    1) başkanlık konusunda akp içinde de tereddütlerin olduğuna eminim. bu nedenle bu ısrarda daha çok tayyip'in rolü olduğu çok açık. peki devletin en üst mekanizmasında oturan birisi neden daha fazla güç ister. her insan gibi muhtemelen tayyip de açgözlü, çünkü doğamızda var. ve tayyip de biliyorki cb olarak ancak bir 7 yıl daha görevde kalabilir. sonrasında cb olamayacağı ve tekrar aday olamayacağı için cb süresi sonlandığında 3 dönem üst üste başkan olmanın hayallerini kuruyor. hakkını vermek gerek hırslı ve açgözlü bir diktatörün yapması gerekeni yapıyor.

    2) var olan fiili durumun yasa ile meşru duruma getirilmesi. daha öncesinde cb makamına yöneltilen "otur oturduğun yerde, partinle bağını kes, sağduyu siyaseti yap" eleştirileri, mevcut görev tanımı nedeniyle kesin olarak savuşturulamıyordu. yani ben halkın seçtiği, aktif bir cb'yım demek yetmiyor. yani bir nevi kişi kendini yasaya uyduracağına, yasayı kendine uydurmayı seçiyor. yani elindeki iktidar gücünü kendini yasadan üstün kılmak için kullanıyor. bunu denetleyen yargı erkinin de eli kolu bağlı veya yandaşlardan oluştuğu için önüne geçilemiyor. buna kısaca dikta rejimi, tek adam rejimi, tek parti yönetimi denir.

    tek parti yönetimi demişken e! bizde siyasi partiler var diyerek var olan illüzyona kapılmayın. siyasi parti var da nerede? tv, radyo, gazete sosyal medya akp ve yandaşları kaynıyor. akp hegemonyasının üstün geldiği medya sektöründe diğer siyasi partilerin esamesi okunmuyor. medya olmadan, bu insanlar nasıl halka ulaşsınlar. sosyal medya'da tweet paylaşanlara dahi "ayağınızı denk alın" diyerek tehdit eden, kendi trollerinden farklı görüşte paylaşım yapanları gammazlamasını isteyen bir yönetim karşısında siyasi partilerin, stk'ların, derneklerin esamesi dahi okunmaz. hatta bu girişimler engellenir, göz altına alınır. yargılanır.

    buna en iyi örneklerden biri mhp'deki muhalif hareketin akp destekli yargı tarafından tırpanlanmasıdır. meral akşener ve diğer muhalif genel başkan adaylarının tv'de radyoda sesini duyabiliyor musunuz?

    bu bağlamda en çok chp'nin ne yapacağını merak ediyorum. chp devlet ve havuz medyasında başkanlığa hayır siyaseti yapamayacağına göre geriye zaten chp'nin kitlesine seslenen muhalif medya ve kendini merkezde konumlandırmış (ki aslında böyle bir şey yok) doğan medya kalıyor. bu ortamda chp işi çok zor.

    3) bir diğer neden akp bir 28 şubat daha istemiyor. bunun için temelini sağlamlaştırmaya çalışıyor. çünkü onlar da biliyor ki akp'nin tam iktidar olmadığı bir yönetimde bugüne kadar yapılan yolsuzluklar, atamalar, verilen ihaleler denetim tabi tutulacak veya iktidarı paylaşan partinin kaymak tabakası tarafından paylaşılmak istenecek. var olan sistemi kendilerine göre uyarlayarak, medyayı ve interneti kontrol altında tutarak, çatlak sesleri tutuklayarak ülkenin 50 yıllık geleceğine ambargo koyma niyetindeler. anayasa değişikliği ve başganlık sistemi bu planın bir parçası.

    istiyorlar ki kimse eleştirmesin, kimse araştırmasın. hatta akp'yi eleştirmenin bile vatan hainliği ile yaftalandığı bir ülkede yaşıyoruz. artık devlet ile hükümet arasındaki o ince çizgi de yok oldu. tek korkum ülkenin orwell'in 1984'üne dönecek olma ihtimali.

    bunu nasıl engelleriz: ilk adım olası! (mhp sağolsun kesin demek gerekli) referanduma hayır demekle başlıyor.

    başkanlık sistemine hayır!
  • benim de en azından burada başkanlık sistemine hayır dediğim dursun ki ilerde "öyle mal mal etrafa baktınız hiçbir şey yapmadınız yazmadınız sustunuz" diyenler olursa burada da olsa karşı durduğumu gösterebileyim. acilen bu yanlıştan vazgeçilmesi gerekiyor. hem de çok acil.
  • ''politik bir yönelmenin, bildirilen, ya da çaba gösterilen hedefe göre değil, onu gerçeğe dönüştürebilecek araçlara göre değerlendirilmesi gerektiğini öğrenmiştim. kötü bir araç yazarın kendisinin, savunduğu tezdeki kanıtlama gücüne inanmadığını gösterir.

    biz bir topluluğa, eğer o topluluk özgür insanlardan oluşuyorsa ve herkes bir diğerinin hakkına saygı gösteriyorsa katılmak isteriz. bizim için bireyin özgürlüğü ve bağımsızlığı, bir toplumun disiplini yoluyla elde edilen güçten daha önemlidir.''
hesabın var mı? giriş yap