• "bütün boş arazilere ağaç ektik, bi' askeri araziler kaldı(!)" dedirten olaydır. "be adam, 3 metrekare boş alan bulduğunuzda avm yapıp dükkan açan, 10 metrekareye, yeşil payı bırakmadan, döt kadar hacimli 230392 katlı rezidınslar diken kim?" diye sormazlar mı?
  • basit bir örnek vereyim üşenmeyen gitsin baksın.
    diyarbakır'ın silvan ilçesinde taktik j.komd. alay k.lığı vardır. 2 tabur'dan teşkil. eskiden eğitim birliği olarak kullanılıyordu sonrasında artan terör faaliyetlerinden ötürü faaliyeti sonlandırılıp operasyonel birliğe dönüştürüldü. 1.tabur hizmet binasından içeri girin, sağa dönün. koridorda ilerlerken sol duvarda asılı olan buram buram tarih kokan o fotoğraflara bakın. sonra çıkın dışarı aynı kamera açılarından manzaraya bir daha bakın. evet! çöl gibi bir arazi üzerine kurulmuş bir eğitim birliği. etraf sapsarı, kupkuru. şimdi ise yemyeşil. özellikle ön cephe ve ilçe jandarma'nın arkası çam ağaçlarıyla çevrili. ki diyarbakır-batman gibi çorak kurak coğrafyalarda doğal yoldan çam yetişmez, sidikli meşe yetişir. yani "emek" ister çam dikmek ve yetiştirmek! ve o çamları oraya yerel halk ya da yönetimler dikmemiştir!
    jandarma okullar k.lığı'da güvercinlik'ten beytepe'ye taşındığında durum hemen hemen aynıydı. ortalık çıplak, açık, rüzgarlı ve ulaşımın yetersiz olduğu başkent'te olup başkent'ten ayrı yaşanılan nadide yerlerden biriydi. askerler ve askeri öğrenciler belki doğru düzgün eğitim bile yapamadan el ele verip "şehir dışına taşınmış" o boktan yeri el birliğiyle bugünkü haline getirmiş, adam etmiştir. ve yine o ağaçları, çimenleri oraya yerel halk ya da yönetimler dikmemiştir!
    emirdağ, yenifoça, van, çanakkale 116 v.s. falan daha saymıyorum bile. rant ve gösteriş uğruna artık hem yönetimin hem de vatandaşın "askeriye en güzel yerleri kapıyor" zihniyetinden kurtulup, ülkemi ve etrafımı güzelleştirmek için acaba ben ne yapıyorum? diye kendisine dönüp bir sorması gerekiyor.
    maddi durumunuz yeterli ise binin istanbul'dan uçağa gidin bakalım şöyle bir van'a doğru. gidin caanım ülkemizin nasıl çölleştiğini görün. o ağaçları kesip kesip, köprü, havaalanı, konut projesi yapıp yemyeşil arazileri katleden, avm, rezidans diken "askeriye" değildir.
    bugün beğenmediğiniz o askeri birlikler belki tema vakfından bile daha çok ağaçlandırma yapıyor, üzerine üstlük sahipsiz kalmasın, sürekli korunsun takip edilsin diye ilgili rütbeli personele "zimmetleniyor."
    diğer taraftan her askeri birlik, konuşlandığı şehrin ve ya yerin aynı zamanda hazır kıt'ası'dır. caydırıcı etkisi vardır. neden çoğu dış karakol kapatılıp, merkezi yerlere nakledilip toplu sisteme geçildi? e o zaman emniyeti, karakolları ne kadar iç güvenlik ve asayişten sorumlu birim varsa şutlayın bakalım kuş uçmaz kervan geçmez evsiz lojmansız abuk sabuk yerlere. öyle ya. emniyet güçlerinin hiç canı yok, iki insan yüzü görmeye hakkı yok.
    tank top sesiymiş bilmem ne. atış alanları zaten meskun mahal dışında olur sn.bakan.
    zaten ondan sonra, şehirlerde askeriyenin "adam ettiği" yemyeşil yerlere, merkezi arazilere kurulur, darbe tehlikesiz, tanksız topsuz yaşamanın keyfini sürersiniz...

    yedirtirlerse...
  • (bkz: #15764684)
  • bi yeşil yerler askerinin kaldı onu alın verin katarlılara kurtulalım. dikelim beton binalara oh miss her yer griii grii
  • bir garip açıklama. benim gözlemlediğim kadarıyla nerede yeşillik alan kalmışsa hepsi de askeri arazi. mesela yaşadığım şehirde tugayın dibinde oturuyorum, bir defa olsun top sesi duymadım.

    en azından dürüst olun, mesela şöyle deyin;

    "arkadaşlar nerede konumu müthiş, arazisi değerli, şehir içinde kalmış askeri arazi varsa bizim mütahhitgiller yiye yiye doymadı, şimdi buralara göz dikiyor. gerek avm, gerekse ağaoğlu my army projelerini yapmak istiyorlar. ondan böyle bir karar veriyoruz."
  • yani özetle beton ekonomisi elinde kalan son harcını da karıyor...

    kampüs yap oraları, kültür parkı yap, sanat arazisi yap, ne bileyim, belgrad ormanı yap, hyde park yap.
    yapmaz...
    niye?
    o şeylerde nemaydı ranttı
    yok...
hesabın var mı? giriş yap