• bu çarka çomak sokmak gerekiyor. devletin ciddi denetleme yapması lazım bu özel kurumlara. özel sigorta yaptırıyoruz, basit bir kan alımına bile fahiş fiyat veriyorlar o yüzden. hepsinin tek tek tespit edilip cezalandırılması lazım.

    edit: gelen yoğun mesajlar üzerine editleme gereği duydum. hemen hemen tüm mesajlar devletin de zaten bu çarkın bir parçası olduğu yönünde. evet arkadaşlar ne yazık ki durum böyle, benimkisi bir temenniydi. ancak sizlerin de söylediği gibi sadece hayal olarak kalabilecek birşey. ancak şunu yapabiliriz, başlığın ilk entrysinde ve bazı diğer arkadaşların anlattığı gibi durumlarda, söz konusu doktorları başbakanlık veya cumhurbaşkanlığı gibi makamlara şikayet edersek, sürekli olarak benzer şikayetler birikerek bir fark yaratacaktır diye düşünüyorum. bununla ilgili toplu davalar da açılabilir ancak uzun bir süreç ve kalıcı bir sonucu olur. demokratik bir toplum olmadığımızdan dolayı vatandaşların bu gibi rahatsızlıkları göz ardı edilebilir, peki nereye kadar göz ardı edebilecekler? bunu dışında sosyal medyada doktor değerlendirmesi yaparak durumunuzu diğer insanların görmesi için de yazabilirsiniz. bu da otomatik olarak konumuzun baş rolü olan doktorlar için hasta sayısını düşürecektir.

    şunu da eklemek istiyorum ki; bazı doktorların hastaları gereksiz yere yönlendirmesi, maddi ve manevi zor durumda bırakması hatta hastanın hayati tehlikesini göz ardı etmesi kesinlikle yetkiyi (görevi) bilerek ve isteyerek kendi lehine (kötüye) kullanmasıdır.
  • babamın ölümüyle sonuçlanan süreçte birebir maruz kaldığım çarktır.

    tam bir senenin sonunda tam 9 "isim yapmış" orospu çocuğunun(evet orospu çocuğu) teşhis koyamadıkça birbirlerine paslaması sonucu bir ev parası ve bir baba eksik olarak süreci sonlandırdık.

    bu arada bahsi geçen 9 orrrospu çocuğunun normalde 150 gram olması gereken ve 6 kiloya ulaşmış dalağını görememesi, farkedememesi ayrı bir küfrün konusu.

    edit: mesaj atıp başsağlığı dileyen herkese yürekten teşekkür ederim. empati denilen şeyin hala varolduğunu gösterdiğiniz için bile ve cevaplayamadıklarım dahil olarak.

    lakin 2 kişi var ki, yaşlarının daha küçük olduğunu ve hiç anne baba sevgisi görmeden büyüdüklerini tahmin ediyorum.

    umarım hayatınızda ameliyathane kapısında elinize içinde babanızın dalağı olduğu söylenen 10 kiloluk bir "kova" tutuşturulmuş halde kalakalmazsınız ve şu yazdıklarımın "insafsız, abartı, iftira" olduğunu düşünmeye devam edersiniz.
  • ilaç sektörünün kurduğu çirkin ticari çarkın yanında yok hükmündedir.

    bugün hiçbir hastalığın tedavi edilmediğini, “semptomatik” tedavi adı altında kimyasal bileşenleri insanlara zerk ettiklerini bilmek çok daha acıdır. burada bahsi geçen olay köylü kurnazlığının bir çeşididir. asıl mevzu daha da ileride ve çok sarsıcıdır.

    tansiyon konusunu ele alalım.

    yüksek tansiyon “hastalığına” yakalanan bir kimse, doktora başvurur. göğsünde basınç, ağrılar ve diğer semptomları tarif eder. farmakolojik eğitim almış olan doktorumuz ise, yüksek tansiyon şikayeti ile gelen hastamıza “ilaç” yazar. hastasına “size verdiğim ilaç bir tedavi unsuru değil, geçici bir çözümdür. bu ilaç ile kazanacağınız zamanı, hayvansal gıdaları tamamen keserek, tuz, şeker ve unlu mamüllerden uzak durarak değerlendirip, bu hastalıktan kurtulabilirsiniz” demez. birkaç doktor “tuz” tüketmeyin der ve hepsi bu kadar.

    sonra zaman içerisinde “tuz” tüketmese dahi, hasta ateroskleroz ile birlikte tam tıkanmalı bir kalp krizi yaşar. şanslıysa eğer, kalbi pil takılmasını gerektirecek kadar ölmez.

    şimdi bunun sorumlusu kimdir?

    hasta cahil olabilir. tıbbi verileri edinmek zorunda değildir. doktor bu yüzden vardır. yani “hasta araştırma yapsaymış” gibi bir argüman burada çalışmaz. öyleyse doktor olmanın bir manası kalmaz.

    burada sorumlu olan net bir biçimde doktordur.

    bizim doktorlarımız kusura bakmasınlar ama; ilaç satan birer tüccara dönüşmüş vaziyettedirler.

    edit : tüccar kardeşlerim sağ olsun, mesaj kutumda detaylıca tartışıyoruz. çok sayıda mesaj geldiği için editleme gereği duydum. ilgili girdide bahse konu olan şey "beslenme" ve "yaşam tarzı" nedeniyle tansiyon problemi yaşanmasına karşın, doktor kardeşlerimizin sadece "ilaç" ve "tuz" demesine yapılan eleştiridir. insanlar çeşitli nedenlerden ötürü tansiyon problemi yaşayabilirler. ek olarak; ilgili girdide "tedavi" edildiğini sanan hastaların, ilaçlarla "tedavi" edilmediği de anlatılmakta ve "ilaç" denen şeyin, "zaman kazanmak için kullanılan bir ajan" olduğu vurgulanmaktadır. siz hastaya ilaç vererek "tedavi" beklentisine "karşılık" vermiş olursunuz. oysa yapılması gereken "ilaç" verip, "tuz" demek yerine; ateroskleroza neden olan tüm etkenleri hastanın hayatından çıkartması gerektiğini anlatmaktır. amaaan kim uğraşacak hacı.

    önemli edit : #94346415 güncel kalması ve destek görmesi adına yardımlarınızı esirgemeyiniz.
  • uplayın herkes görsün. insan hayatına en büyük değeri vermesi gereken kişiler olan doktorların böyle şark kurnazlığı yapmaları kabul edilemez.

    tanım: rahatsız edici içerikleri olan başlık.

    edit: (bkz: ali asker seven'e yardım ediyoruz)
  • ülkemizde sağlık sektörü en fazla ticarileşen, para hırsı en fazla olan insaların çalıştığı sektörlerden biri. buna itiraz edene verilen tepki ise okuyup sen de doktor olsaydın düzeyinde olunca hakkınızı aramak ve iyi sağlık hizmeti talep etmek imkansız hale geliyor.
  • bunu yapan profesörlere laf etmek yerine, pratisyen hekime, eşek gibi çalışan devlet hastanesi doktoruna şiddet uygulayanların neden şaşırdığına şaşırdığım durum.
  • televizyona çıkıp "eskiden 5 sene hastane sırası bekliyördük, tüp kuyruğu vardı" diyen teyzelerin hasta sıfatıyla dahil olmalarını dilediğim süreçtir.

    amk yerinde bacağımda kaşıntı oldu. cildiyede randevu alayım dedim. 3 ay sonraya randevu verdi. allahtan internet var da kendimize teşhis koyabiliyoruz.
  • doktor yeğenimin de dert yandığı olay.

    yeğenim daha yeni doktor oldu, şark hizmetini bitirdi, şu anda istanbul'da büyük bir hastanede acil tıp doktoru.

    hastanedeki profesör doktorların para için yaptıklarını anlatıyor, ağzım açık dinliyorum.

    normalde randevu için devlette belki 1-1.5 ay sonra gün alabilecek hastalar, profesörün ozel hastası olunca hemen bir haftaya sira alabilmesi en masumu mesela.
  • bütün renkler hızla kirlenirken birinciliğe oynar.*

    memleket çark olmuş. sebepleri belli. gerçekten becerisi olup dürüst olanların bir kısmı kaçmaya bakıyor; kalanı da tükenmişlikle pençeleşiyor. böyle olunca arkası da olan diğerlerine gün doğuyor. iyilerin azaldığı, cehaletin tavan yaptığı, becerinin anlamsızlaştığı, nasıl olursa olsun kolay kazanıp zenginleşme hırsının yaygın olduğu ortam da müsait. geçmiş olsun.
hesabın var mı? giriş yap