• ibrahim sadrinin şiiriydi galiba en azından o okumuştu bundan bi 7-8 sene evvel. o kadar bilinmiyordu şiir yazma rehberi de yoktu. ksetin ismini ve yılını hatırlayamadın sözleride ahanda copy paste..

    ben aşkı bir üveyikten satın aldım,yaşım onaltı
    o zamanlar bakır rengindeydi dağlar
    daha şıvan düşmemişti böğrüme
    daha deli deli esmemişti ruzigar
    kalbim acıya düşmemişti
    sanırdım bütün ırmaklardan koşacaktım
    halayda delikanlı başı olacaktım
    bıyıklarım yeni terlemişti

    gurbeti
    ismail dayımın gönderdiği
    kuru üzüm ve fıstık'nan
    bir de istanbul fotoğraflarından tanımıştım

    hey deli yanım!
    türkülerim ince gül dalım
    gönül közüm
    verdiğim sözüm
    ne zaman duman olsa
    munzur'un doruklarında kalırdı gözüm
    aradabir durup fırat'a bakışım
    ve yanımdan ayırmadığım
    bir üveyikten satın aldığım aşkım

    yani ahretlik gülüyordum
    istanbulu fotoğraftan
    vurgunu üveyikten biliyordum

    bir zemheri akşamında
    oturtup tandırın karşısında babam
    oğul yürü, dedi
    yürüdüm
    topak oldu babam,acıdan yundu gözleri
    yalınız bir ''ah''etti anam
    sessizce ırmağa düştü sözleri

    yürüdüm
    terleyen bıyıklarım
    şahin bakışım
    ve yıldızlı gecelerimden birinde canım
    üveyikten satın aldığım halis aşkım
    geride kaldı

    ormanlar gördüm
    ağaçlar gördüm
    dallarında adamlar asılıydı
    ipince fidanlar
    ipil ipil kan sızardı dudaklarından
    baykuşlar
    gecenin koyukatmer al basması karanlığına karşı
    nasıl da gülüyorlar
    nasıl da gülüyorlardı

    hani benim yıldızım
    hani şehla bakışım
    hani sazım
    ve halıs aşkım

    dağlardan geliyorum ben
    fıratın doğduğu yerden
    gönle aktığı yerden
    serin göze başından
    soğuk bulgur aşından
    dağlardan geliyorum ben
    aşkın doğduğu yerden hey!
    yusuf'un kuyusundan eyyub'un sabrından geliyorum

    etmeyin elemeyin
    ben istanbulu fotoğraftan
    vurgunu üveyikten belliyorum

    hani benim yıldızım
    hani şehla bakışım
    hani sazım
    ve bir üveyikten satın aldığım
    halis aşkım

    hey anam
    ne aynam ne tarağım ne sedef çakım
    ne tesbihim ne mintanım
    bir han odasında
    akşam alacası değip geçerken böğrüme
    yavaşça önüme düştü alınyazım

    kim tutar kaldırır başımı yerden
    kim dinler türkülerimi bozlağımı sazımı
    bir duan olaydı ah, yanıbaşımda
    iki çift lafın
    bir tas ayranın
    bir dağ soluğun
    entarine yapışmış kalmış bir yayla çimenin
    bir tesbih böceğin
    bir avuç toprağın
    bir küçük taşın
    bir tel saçın alyazmanın altından

    hey anam
    akşam indi kırıldı sazım
    istanbulda
    haramiler sokağında
    bir han odasında
    yavaşça önüme düştü alınyazım

    hani benim yıldızım
    hani şehla bakışım
    hani dağlara verdiğim aşkım

    akşam dediğim ana
    istanbulda ay karanlık yürek pustur
    bir de hikayesi var
    kanadı kırık martıdan dinlediğim:
    çok önceden
    zebaniler yakıp geçerken şehri
    üç damla baldıran zehri
    üç damla hıyanet dökmüşler mavi denize
    üç martıyı boğmuşlar
    herşeyi gördüler diye

    akşam dediğim
    dam aralıklarından
    han bacalarından kaçıp giden güneşin
    vurması değil mi taa dağlara, dağlarıma
    değil mi ana

    yani akşam dediğim
    isli han odasında
    bir ben
    bir viranşehirli yakup
    bir de çaykaralı musa
    üç bardak çay hatrına
    üç gurbet türküsü değil mi uçurduğumuz
    üç damla baldıran zehri değil mi ana
    akşam dediğim

    buradan
    bu halis aşkımı
    bir han kirasına sattığım hovarda istanbuldan
    aranan bütün overlokçular sıraütücüler adına
    budur havadisim
    hatırladığın
    ne bulgur tadı
    ne bir çiçek
    ne bir isim
    ben gündüzleri müslüm gürses dinlemeye
    geceleri han odasında
    alınyazımı görmeye hüküm giymişim

    yine de ana
    ana yine de
    öperim gözlerinden
    dağlarımın
    çimenimin
    ve kanayan gençliğimin
    öperim hepsinin tekmil gözlerinden
    bıyıkları yeni terleyen gençliğimin adına

    ana
    can ana
    yaran ana
    oyy ana
    hani benim yıldızım
    hani şehla bakışım
    hani sazım
    bir üveyikten satın aldığım halis aşkım

    ben aşkı bir üveyikten satın aldım,yaşım onaltı
    o zamanlar bakır rengindeydi dağlar
    daha şıvan düşmemişti böğrüme
    daha deli deli esmemişti ruzigar
    kalbim acıya düşmemişti
    sanırdım bütün ırmaklardan koşacaktım
    halayda delikanlı başı olacaktım
    bıyıklarım yeni terlemişti
  • (bkz: siktir lan) (bkz: aski)* (bkz: satin) (bkz: almis)
  • (bkz: kac para)
  • ibrahim sadri nin sonradan edindiği lanetli şöhret yüzünden hor görülen şiiri. anlaşılmayan şiiri. aşkı bir halayıktan satın almanın ne demeye gelebileceği kimsenin umrunda* olmayan şiiri.

    herşeyi toptan kötüleme veya toptan yüceltme alışkanlığının ne kadar yaygın olduğunu göstermeye örnek bir şiir. oysa ne güzeldir:
    "bir zemheri akşamında
    oturtup tandırın karşısında babam
    oğul yürü, dedi
    yürüdüm
    topak oldu babam,acıdan yundu gözleri
    yalınız bir ''ah''etti anam
    sessizce ırmağa düştü sözler"
    dizeleri. güzel değil mi? çok iddialı değil. unutulacak evet. ama ben yaşıyorken hatırlayacak birileri olacak en azından.
  • buraya altina i. sadri yazip nazimin, cemal sureyanin, ahmed arifin bir siirini koysan off yeaa gotumle yazsam daha guzel siir olur yeaa diye atlayacak ergen zihinleri su yuzune cikarmis olan, ibrahim sadrinin "nadir" de olsa arada yazabildigi guzel siirlerdendir. (tek de olabilir emin degilim.)
hesabın var mı? giriş yap