• (bkz: tasvir)
  • (bkz: tanımlama)
  • betimleme; kelimelerle resim çizme sanatıdır. hemen bir deneme yapalım;
    gökyüzünün kapalı olduğu soğuk gecelerden birinde,
    sıcak fincan bardakları, sobalar, ısınma çabaları...
    soğuğun nefesinde savrulup giderken düşüncelerimiz,
    karanlıktan bir el geliyor; şimşek, yağmur, fırtına...
    (bkz: mevsim betimlemesi)
    (bkz: çok iyi de oldu çok güzel iyi oldu tamam mı)
    (bkz: eyyorlamam bu kadar)
  • kelimelerle resim çizme sanatıdır cümlesinin içini doldurmak gerekirse betimleme şudur:

    "nesnel gerçekteki olguları ve fenomenleri, dilsel tanımlamalar yardımıyla saptayan bilimsel tanıtma aracı ve yöntemi.
    betimleme gözlemleme/gözleme ve deneye bağlıdır ve ampirik bilgi çerçevesi içinde yer alır.
    betimlemenin, büyük ölçüde dış görünüşle sınırlı kaldığına bakıp da bilimsel tanıtma faaliyetinin görevi, pozitivizmim ileri sürdüğü gibi, yalnızca nesnelerin betimlenmesine indirgenemez.
    betimleme, tanıtmanın vazgeçilmez bir öğesidir, ne var ki açıklamayla tamamlanması gerekir bu da yalnız teorik bilgi düzeyinde olanaklıdır."

    kaynak

    (bkz: betimleyici anlatım biçimi)
    (bkz: description)
  • bir sanat...

    ve bu sanat temelde okuyucuya, ortamın görebildiği bir resmini sunar. ayrıntıların artması okuyucuyu içten içe o resmin içine çeker. bir yerden sonra ayrıntılar o kadar net ve gerçektir ki, okuyan kişi artık resmin içine girip o ortamın havasını solur hale gelir. rüzgarın tenine dokunduğunu, yağmurun ıslattığını, güneşin ısıttığını veya terlettiğini ve bu ortamın içine doldurduğu hayat enerjisini hisseder. gerçek dünyaya yumduğu gözleri, heyecanla yuvalarında hareket ettikçe yazarın verdiği hayat enerjisini daha derininde bulur.

    güzel ama bir o kadar da gerçeğe yakın bir betimleme yazara da okuyucuya da mükemmeli değil mümkünü yaşatır.
  • herhangi bir şeyin göz önünde canlandırılması, zihinde şekillendirilmesi amacıyla gerçekleştirilen anlatımdır.
    en kısa tanımıyla sözcüklerle resim yapmaktır.
  • bu dönemki seçmeli ders projemin ödevi. işin enteresan tarafı sadece edebiyatı değil birçok sanat dallarını da içeren betimleme türlerini ve örneklerini araştırmam gerekiyor ve ben diğer sanat dallarında örneğin sinema, tiyatro, mim sanatı, resim gibi sanat türlerinden nasıl betimleme örnekleri çıkartacağım merak konusu. işin kısacası yazar burada fikir ve yardım istiyor ne yapmak gerektiği konusunda.
  • bir paragraf veya kose yazisi okurken okuyan kisinin yazanlari gozunde canlandirmasina betimleme denir .
    ornek verilebilir

    iki küçük kız dar bir sokakta buluşmuşlardı. kızlardan biri çok küçüktü, diğeri ise azıcık ondan büyükçe. anneleri her ikisine de yeni elbiseler giydirmişti. küçük olan mavi bir elbise giyiyordu, öbürü ise sarı basmadan bir elbise.
  • kelimelerin hayal gücünüze yön verme olayıdır. okuduğunuz metni görmenizi sağlar.

    insan betimlemesinin diğer adı portredir. klasik bir tanım olsa da betimleme sözcüklerle resim çizme sanatıdır.

    insan betimlemesi ikiye ayrılır. bunlardan ilki iç (ruhsal) betimlemedir. karakterin psikolojik durumunu ve duygularını aktarmak için kullanılır. ikincisi dış (fiziksel) betimlemedir. karakterin dış görünüşünü, giyimini, davranışlarını aktarmak için kullanılan betimleme türüdür.

    en güzel betimleme örnekleri için rus edebiyatı önerilir.
  • bir varlığı, bir ortamı okuyucunun zihninde canlandırmayı hedefleyen anlatım biçimidir.

    ruhsal, fiziksel, sanatsal, açıklayıcı, olay betimlemesi gibi türleri vardır.

    "lobi, yüksek bütçeli bir müzikale benziyordu. bolca ışık ve parıltı, şaşaalı dekorlar, şatafatlı kostümler, bolca ses, yıldız oyuncular, pek orijinallik ve tutku görülmeyen bir hikaye. güzel, yumuşak ve eğimli ışıklandırmanın altında, duvar sonsuza kadar uzanıyormuş ve gerçekten göz kırpan yumuşak şehvetli yıldızların içinde kayboluyormuş gibi duruyordu..."
    * *

    "mart başlayalı kırkını geçmiş nice tanıdıklarım hastalandı. bazılarının bronşiti, bazılarının romatizması azmış. baharın hastalıkları saymakla tükenmez ki,.. mart güneşi canlılığı ile çöreklenip yatan bütün yılanları uyandırıyor. toprağın yeniden gençliğe kavuştuğu bu mevsimde, hava, kuş cıvıltıları ile beraber insan iniltileri ve hırıltıları ile dolu. dün, neşeli bir kır köşesinde baharın bu iki zıt levhasını yan yana gördüm: bir tarafta genç hayvanlar oynaşıyor, kuşlar uçuyor; diğer tarafta ise yaşlı hastalar, yorgun iskeletlerin soğumuş kemiklerini güneşte ısıtmakla meşgul. bahar, bir muhasip gibi, hayata yeni kavuşturduğu mahkûmların sayısını, yaşayanların toplamından çıkartmakta.”
    * *

    "adam o kadar uzun, zayıf ve soluk benizliydi ki ışık arkasından vursa, görünmez olabilirdi. yüzü benimki kadar beyazdı. belki de bu yüzden ona hemen sempati duydum. kafasında, bir tutam beyaz saçının arasında harita gibi karaciğer lekeleri gördüm. burnu kemerli ve sivriydi. bütün varlığıyla içine kapanıktı, sadece kendisinin girebildiği bir dünyası vardı."
    * *

    "kapılar, pencereler kadife perdelerle süslüdür. yerler, kalın ve yumuşak halılarla örtülüdür. sanki her şey, kaba sesleri duyurmayacak ve yok edecek biçimde yapılmış ve düzenlenmiştir. özenle örtülmüş lambalar, insana güven duygusu aşılamaktadır. salonun havası ince, hafif bir kokuyla doludur. bir masanın üzerindeki semaver bile, sakınmayla sanki alçakgönüllülükle kaynamaktadır. petersburg sosyetesinin önemli kişilerinden olan ev sahibesi bu salonda fısıltıyla konuşur. o her zaman, sanki odada can çekişen bir hasta varmış gibi, böyle yavaş konuşur. öteki bayanlar da onu taklit ederek fısıltıyla konuşurlar...çay dağıtmakta olan kız kardeşininse yalnız dudakları kımıldar..."
    * *
hesabın var mı? giriş yap