• ankara'nın olmazsa olmazlarından olan her iki kitabevinden de yıllardır kitap alırım. 2005 yılı içinde ikisiyle de yaşadığım benzer olayların sonucunda bilgi kitabevi'ndeki insanların daha anlayışlı oldukları sonucuna vardım :

    olay 1, dost kitabevi :

    bundan yaklaşık on iki ay önce ilk forması eksik bir "zagor, klasik maceralar dizisi-1" armağan edildi bana. kitabı alan kişi zagor'u verdikten sonra ankara'dan ayrıldı, kitabın fişini de yanında götürdü. ilk formanın eksik olduğunu görünce o arkadaşa kitabı nereden aldığını sordum, "dost kitabevi." dedi. ben de "yeni dost"a gidip, böyleyken böyle, derdimi anlattım. hay anlatamaz olaydım.

    "kardeşim sana giren çıkan yok ki! bu kitap özürlü. alacaksın, bana düzgününü vereceksin. özürlüyü de ıstanbul'a, kitabı basan yayınevine geri yollayacaksın, o kadar! çok mu güç bunları yapmak? yok fişti bilgisayardı, kayıt kuyuttu, kıldı tüydü... benim değil senin sorunun onlar. müşteriyi bulaştırmayacaksın o işlere."

    on dakka karşılıklı dırdırdan sonra aldım eksiksiz zagor'umu, çıktım oradan (bu arada, aynı yerde çalışan, ancak o gün orada olmayan yılların kitapçısı erhan'ı öbürlerinden ayrı tutuyorum; o, düzgün müşterinin her zaman haklı olduğunu bilir, yardım etmek için elinden geleni yapar : parası yetmeyen öğrencilere ya da öğrenci anababalarına gerekiyorsa parasız verdirir kitapları).

    olay 2, bilgi kitabevi :

    bu daha yeni bir olay, altı yedi gün önce yaşandı. yine düşünceli bir arkadaş, yine bir armağan kitap... gelgelelim bu kez bende olan bir denesi : "şu çılgın türkler"... ne yapayım gittim bilgi'ye, anlattım durumu. aldı kitabı eleman, çabucak içine kapağına, bandroluna baktı, "tamam" dedi, "siz istediğinizi alın, etiket fiyatını toplamdan düşeriz." işte bu kadar. üstelik kitabı geri almak gibi bir zorunlukları da yok, kitap sağlam. aldım otuz kağatlık başka bir kitap, kalan sekiz lirayı ödedim, üstüne bir de fiş yazdılar aradaki fark tutarınca, kimsenin canı sıkılmadı.

    sonuç :

    gereksiz genellemelerden, "o iyi bu kötü" gibisinden kesin sonuçlara varmaktan kaçınılması gerektiğini ben de biliyorum, ama dost kitabevi'nin sabıkası da kabarıktır bu konularda; pazarlama stratejilerinde para fazlaca öndedir onlar için. ayrıca, bilgi'ye gidip "ben şu kitabı peşin alacağım, indirim yapar mısınız?" dediğinizde, örneğin yirmi liralık kitabı on beş, on altı liraya alabilirsiniz. kartla ödeseniz bile iki üç lira indirirler. dost'ta böyle bir şansınız yoktur. onlar olaya daha profesyonelce yaklaşırlar.

    kısacası bilgi kitabevi mahallenizin "kahraman bakkal"ıdır, dost kitabevi ise "süpermarket".

    (bkz: kahraman bakkal süpermarkete karşı)

    *

    altı yıl sonra gelen zorunlu ek : metindeki milyon liralar günümüzün lirasıyla yer değiştirdi.
    altı artı dört yıl sonra gelen ek : son bir yıl içinde önce bilgi kapandı, ardından "eski dost".
hesabın var mı? giriş yap