• https://twitter.com/…tus/184679632413532160/photo/1
    gün itibariyle brüksel lahanasını, iki oğluna da beşamel sosla süsleyip yedirmeyi başarmış, takdir edilesi örnek alınası anne.
  • kendisi hem blogger hem anne hem yazar hem de iyi bir sosyal medya uzmanıdır. uzun yıllar amerika'da kaldıktan sonra türkiye'ye dönmüştür. entelektüel olarak ta iyi bir kafadır. zamanının önemli bir kısmını çocuklarına ayırıyor gibi görünse de o kendisini parçalara ayırmayı becermiştir. kariyer de yaparım çocukta şarkısının en çok yakıştığı insandır:) yolu açıktır.
  • simdi isin icine girdikten sonra insan farkediyor ki, annelik ve cocuk/bebek bakim uzerine olan blog ve forum sayisi kadar ne ruya tabiri sayfasi var, ne de korsan film indirmece ya da dizi izlemece. yani size anlatamam ne kadar cok.. ki uc dilde takip ediyorum (google da arayinca bir sey...), sadece turk analarina ozgu degil bu olay, ispanyolca konusan ne kadar ulke varsa ve ingilizce aman yarebbim deniz derya, okyanus...

    simdi niye boyle bir ihtiyac var diye dusundum. teorim budur:

    - ne kadar cok seversen sev, o sevgili herhangi biriyle bebeginle ilgili bir sey paylasinca "ay masallah cok tatli" diyor ve olay bitiyor. ki gayet de samimi, ciddi, ama yani simdi 3,5 aylik bebegin 6 kilo olmasinin ne demek oldugunu yakin zamanda 3,5 aylik bebegi olmayan anlamaz. yok abi anlamaz.. yani ne farkeder 6 kiloymus 60 cmmis, 70 cm 8 kiloymus. geri kalana "ay tam yemelik yanaklar, ne guzel guluyo" seyler olcut.

    ee ne yapmak lazim, bunlari anlayan (yani yasamis, yasayan kisilerle paylasmak lazim).

    super, tam da en yakin arkadasim dogurdu ya gidip, ay bizimki emekledi, bizimki dondu, bizimkisi var y abooo deyince noluyo... ay karsilastirma, gormemisin bebegi olmus oluyo..

    sonuc ne?

    analar ve analarin yurekleri tanimadiklari insanlarla ve hatta havayla, google la paylasmaya basliyorlar boyle seyleri. haa en yakin arkadasi da okursa napalim artik o ona demediydi ki...

    ıste boyle brir ihtiyac var analik surecinde.. deli gibi paylasip her bi boku (cidden yani resmen boku, kaka yani kaka) bir yandan da herkesten deli gibi esirgeme icgudusu mudur artik,manyaklik midir, oyle bir sey nokta blogspot nokta kom
  • mert ve sağlam bir duruş sergileyen bir blogger, prensipli bir annedir. kendisiyle tanışmak zor değil ama artık "bi foto çektirelim mi?" ünlülüğüne kavuşmuş durumdadır.
  • yeni ve ilk kitabı olan "annelik her zaman toz pembe değil" doğan kitap tarafından basılmıştır efenim, haftasonu da raflarda imiş. sohbeti hoş bir ablamızdır, kitabı da muadillerinden iyidir tahminimce.
  • "blogcu anne" denen sey ozel isimmis, birininmis, kitabi cikmis. tebrikler.

    benim sozum meclisten disari. yani genel olarak blogger annelere...

    babos, blogcu anne oldum, isi biraktim, cocuguma baktim, "ayol cok zor ve ailecek cook cooluz" cok satiyor yemin billah. yani "uyumak istiyorum" "ay agladi, isedi, gazi var" olaylarini bloglarda paylasmak bizim toplumda cok normal. neden cunku annelik kutsal, onu yiyosa sen kaynanana soyle de seni tasa tutsun. obur arkadasin da oyle, obur yakin arkadasin da cocuk istiyo, olmadi onunla bebek konusu konusulmuyor. ee tamam al bi nickname, yaz babam.. herkes cok sevsin.

    eyvallah da "annelik toz pembe degil" (ay sozum meclise girdi) nedir simdi? yani sen cocugun olmadan once her sey toz pembe miydi? eger oyleydiyse bunu senin ustun mutluluk guclerin yapmistir, onlar nerde.

    ey anne, geleck anne sana sesleniyorum. korkma, annelik rengarenk. senin icin gibi. ne bekliyordun, aglayacak tabii, uyumayacaksin tabii! endiseleneceksin sanki cocugun olmadan hic mi uykusuzluk cekmedin. her seyi annelige atma babi, keyfini cikar.

    mutlulugun rengi bence rengarenk ondan oyle dedim, sence tozpembeyse ondandirda. hah yok ben her seyden bir sey bulurum, bir turlu icim rahat etmez dersen bul bi renk kendine.

    ıcini ferah tut, kendini teslim et, bir rahat ol canikom.

    bi nirvanaya er, bi gozun onda bunda, sunda olmasin bak ne renkmis yasamak.

    annelik sart mi? yok? benim aklimi basimi getirdi, ondan buraya yaziyorum.

    amin, cok sukur, darisi basina.

    optum bye.
  • taktir ettigim kadın. taktir ediyorum çünkü kafasındakini alabileceği tepkilere rağmen yazıyor çiziyor.
    annelik konusunda belki şanslı. bir çok kadının ekonomik nedenlerle istediği ama yapamadığı seyleri yapabiliyor. mesela tam gün annelik, cocuklarının ufkunun açılması icin yaptigi geziler, sectigi okullar.

    ama kadın aynı zamanda okuyor, yazıyor. toplumsal meselelere kesinlikle duyarsiz kalmiyor. kendinden sonraki nesilleri hesap ediyor. bırakmak istediği kültürel ve sosyal birikim var. evlatları icin çoğu kisinin uyguladığı otosansür onun duragi degil. bircok blog tutan anne var ama o ve bir kaç isim hariç çoğu kisi bu kadar cesur duruş sergileyemiyor.

    yolu açık olsun, böyle devam etsin.

    ek olarak şunu da yazmam gerekiyor: twitter ya da instagramda sert tepkilerle karşılaştığında sinirlerine çok güzel hakim olabiliyor. yanıt verecekse sogukkanlılığını koruyor. bu meziyet ben dahil bircok kadinin sahip olamadığı bi sey.

    bir çok blog, instagram kullanıcısı kadın eleştirel yorumlarla karşılaşınca hemen savunma pozisyonuna girip sivrileşebiliyorlar. inandırıcılıkları azalıyor.

    böyle devam blogcu anne.
  • özellikle "itiraflar" başlıklı bölümdeki girdilere göz gezdirirken, ülke hızla (ve elbette olumlu anlamda!) değişiyor diye düşündüğüm blog. ülkemin kadınlarından gurur duyuyorum. "bazen iki oğlumu, işimi, evde yapmak zorunda olduğum tüm işleri, eşimi kısacası her şeyi bırakıp kaçasım geliyor," diye yazmış pınar. gözlerim yaşararak okudum. şarkın kadim ikiyüzlülüğünü bırakıp, giderek daha dürüst ve doğrucul oluyoruz sanki. hep olduğu gibi, kadınların öncülüğünde.
  • namı-ı diğer blokcu anne...

    kendisini en büyük oğlunun 4+4 sürecinde ilkokula başladığı sırada takip etmeye başladım. bunu neden söylüyorum: çünkü 4 yıllık bir mazimin olduğunu ifade etmeye çalışıyorum. pek çok tavrına, fikrine hayli katıldığım bir kişiydi kendisi. sonraları annelik mevzusunu biraz sektöre dönüştürdüğünü ve samimiyetinin azaldığını hissetsem de kendisini takip etmeye devam ettim. üçüncü bebeğine hamileliğinde artık evimizin gebesi gibi olmuştu. haa mecbur muydum instagramda takip etmeye tabii ki değildim ama bırakmak için de bir sebep göremiyordum... ne yaparsa yapsın beğeniler, yorumlar, canımlar, cicimler gırla gidiyordu. olumsuz eleştiri yapanlara takipçileri ağzının payını veriyor, blogcu anne teselli ediliyor, sonra haddi bildirilen kişiler sessizce ortadan kayboluyorlar, sevgi pıtırcıkları 41 kere maşallahlı yorumlara devam ediyorlardı.

    dün dünyaya erken doğumla bir ay önce gelmiş küçük bebeğinin üstü çıplak kafası kukuletalı stock foto çekimlerinden bir fotoğraf paylaşınca bir takipçisi bebeğin durumuyla ilgili hislerini aktarmış. bu eleştiriye hak vermemek elde değildi. aaa bir baktım hemen had bildirmeler, yalakalıklar başlamış. sonra sinirim bozuldu ben de kendimce usturuplu bir yorum yaptım. o zaman mekanizmanın nasıl işlediğini anladım. olumsuz eleştiri yapan kişi önce bloklanıyor, bloklandıktan sonra kendisine sitem ediliyor, ancak bloklandığı için bu kişinin bunları ne ruhu duyuyor ne yanıt verebiliyor, ne de yok canım yanlış anladınız diyebiliyor, gıyabında da sevgi pıtırcıkları doyasıya o kişiyi yerden yere vurup dünyada ne kadar kötü insanlar olduğu ve kendilerinin iyi ki sevgi pıtırcığı olduğunu düşünerek sosyal medya üzerindeki vazifelerini yerine getiriyorlar. böylelikle profilde bu ve bunun gibi eleştiri yaptıklarında bloku yemiş kişiler barınamadığından herşeyin her zaman "toz pembe" görünmesi mimkin kılınabiliyor. neyse ben vicdansız, laf sokan, negatif fikirli bir insan olarak gidip başka kötülükleri yapayım bari...

    edit: pardon ben bu entryi kastığım sırada sıfatlarıma haset ve kıskanç da eklenmiş... resmen kendimden tiskindim!
  • bebeğini sırt üstü yatırdığı ve bunu sosyal medyada paylaşarak annelere kötü örnek olduğu için! hakkında change.org da imza kampanyası başlatılmış blog yazarı.

    kendisini üç yıldır takip ediyorum. bebeğimi büyütürken yazılarından, fikirlerinden kısaca blogundan çok yararlandım. kendinin de belirttiği gibi uzman anne değil, ama tecrübeli bir anne. çocuğu olanlar bilir kitapla çocuk büyütülmez, tecrübeler denenmiş öneriler her zaman daha elzemdir.
    imza kampanyası başlatmak nasıl bir saçmalıktır. kim nasıl isterse öyle uyutur, yatırır. okuduğunu, gördüğün bir resmi, tavsiye edilen bir öneriyi senin için doğru yada yanlış olduğuna karar vermen muhakeme ve akıl gerektirir. işte o da imza kampanyasıyla düzelmez.
hesabın var mı? giriş yap