• avrupa yükseköğretim standartlarının yükselmesini amaçlayan program.

    "haziran 1999 tarihinde, amerika birleşik devletleri ve japonya ile olan teknoloji ve bilimsel altyapı açığını saptayan avrupa birliği (ab), çözümün yüksek öğretim kuruluşlarının yeniden yapılandırmasında olduğu ortak görüşüne varmıştır. italya’nın bologna kentinde yapılan bu toplantı için hazırlanmış olan yüksek eğitimde eğilimler i adlı rapor ile ilgili olarak üç temel alanda uzlaşı sağlanmıştır. ortak inanç, uzlaşı noktaları doğrultusundaki politikaların, ab üniversitelerini 2010 yılında hedeflenen düzeye ulaştıracağıdır. projenin uygulanma boyutu "avrupa yüksek öğretim alanı" olarak tanımlanmaktadır. temelde, ab ülkeleri yüksek öğretim kurumlarının yeniden yapılanmasını öngören bologna süreci’ne 2004 mayıs ayında aday ülke türkiye’de dahil edilmiş ve bu kapsamda bologna süreci izleme grubu türkiye temsilciliğine yök başkan vekili prof.dr. aybar ertepınar getirilmiştir. ayrıca ulusal ajans ve avrupa konseyi 12 türkiye ulusal bologna rehberini atamıştır." (kaynak çukurova üniversitesi web sitesi)

    daha geniş bilgi http://www.meb.gov.tr/…bolognasureci_berlin2003.htm
    http://www.cu.edu.tr/…sp/turkish/duyuru.asp?id=5561
    adreslerinden alınabilir.

    dolaylı olarak uktecinin notu: http://en.wikipedia.org/wiki/bologna_process
  • http://www.bologna.gov.tr/ adresinden bir dolu bilgiye ulasilmasi mumkun olan surec.

    edit: yeni adresi http://bologna.yok.gov.tr/ olmustur.
  • avrupayi egitimde tekrar gozde yapacak diye universite egitim felsefesinin icine sicmis surec. cok dertliyim sozluk! simdii, eskiden diplom sistemi vardi buralar henuz dutlukken demek istiyorum kahrolarak! grundstudium-hauptstudium sonunda bir tez yazilarak ve sinavlara girilerek mezun olunur, gayet keyifli bir ogretim hayati surerdi. arada girilen sinavlarda sadece gecmek/kalmak onemliydi, ortalamayi bu sondaki olaylar belli ediyordu. genel olarak uzun suren, ama ogrenciye isin mantigini iyi kavratan, ogrenciye belli ozgurluk ve secme sansi taniyan bir sistemdi bu.
    sonra ne oldu, hadii bunu bolelim dediler ikiye. 3+2lik bachelor-master sistemi geldi. simdi teoride sure esit oldugu icin olayin kendisnin de esit oldugu gibi bir iluzyon cikiyor, halbuki alakasi yok! bachelor gayet kompakt, art arda ders bombardimani olan bir sistem oldu. moduller var ve bunlari ala ala mezun oluyorusnuz, girdigiiniz her sinavin ortalamasi da hesaplandigi icin sinavlar gotunuze kol gibi girmekte. secmeli ders olayi yalan oldu gibi, cunku yapmaniz gereken o kadar cok zorunlu ders var ki secmeliye pek vakit kalmiyor, bu yuzden almanlarin pek bir sevdigi fachidiot insan olup cikiyorsunuz. (fach: ders, idiot:aptal) master a da girise ek sartlar getirildiginden dolayi ogrencilerin tumu isteseler de master yapamiyorlar zaten ve bu da ogrenciler arsinda ciddi bir rekabete yol aciyor. universitedeki ozgur ve rahat ortamdan eser kalmiyor, insan kendini akademik robot gibi hissediyor, ensende surekli "ders calismalisin" diyen bir nefesle yasadigini dusun!
    iste bu yuzden ki viyanada ogrenci protestolari cikiyor, almanyada bildungsstreik gibi ogrenci gruplari olusuyor.
    simdi universite hayatini bu kadar sablona dayali, bu kadar kuralli, ogrencinin amina bu kadar koyan bir sistem yaparsan kim tercih etsin ki avrupayi? universite bu arkadasim, gerektiginde politize olacagin, gerektiginde ders ekecegin, gerektiginde dersten haberinin olmayagi, gerektiginde okuz gibi calisacagin yer, sana kalmis yani. universiteyi tamamen ders ve ineklemek mekani zannetmek kadar yanlis bir sey olailir mi lisenin devami degil ki bu!
    bologna sureciymis,hih, insan da adina kanip spagetti bolonez tadinda bir sey cikaracaklar ortaya diye ümitleniyor, nerdeee??
  • bu süreç kapsamında alman üniversiteleri 5 yıllık diplom programlarını bachelor (3) + master (2) olarak bölmeye başladılar, sürecin tamamlanması için öngörülen tarih 2010 idi ve kanımca bu dönüşüm biraz aceleye geldi, çünkü bu geçişin hazırlığını tamamlamadan diplom'u resmen "böldüler" evet eğitim sisteminde, derslerde, programlarda değişen hiçbir şey olmadı, sadece "böldüler" ve dediler ki alın size amerikan sistemi, bachelor+master... oldu mu? olmadı, bu dönüşüm özellikle almlanya'ya almanca bir programda master yapmak için giden yabancı öğrencilerde patladı. bu dönüşümü bizzat tecrübe etmiş bir kişi olarak anlatayım nasıl patladığını:

    almanya'da bu dönüşüm fantazisinden önce de master programları vardı ama bunlar ingilizce programlardı ve öğrencileri de büyük çoğunlukla yabancı öğrencilerdi, almanlar üniversite okumak istediklerinde zaten ilkokuldan beri dahil oldukları sistem içerisinde diplom programlarına devam ediyorlardı (bkz: diplom). ingilizce master programları iyi düşünülmüş altyapısı hazırlanmış konusu planı programı belli gayet düzgün master programları idi, halen daha öyleler. fakat diplom'dan ayrılma almanca master programlarına gelince iş değişiyor çünkü en başta bu programların konusu belli değil. bir örnek ile anlatmaya çalışayım. 2007 yılında kendisini almanya'nın en elit teknik üniversitesi olarak lanse eden münih teknik üniversitesi (bkz: tu münchen) uçak mühendisliği (bkz: luftfahrttechnik) master programına kabul edildim, ve bu programın adı "luftfahertechnik master" yani uçak mühendisliği master'ı, iyi tamam da bu master'ın bir konusu yok mu? yok... türkiye'de uçak mühendisliği master'ı veya makina mühendisliği master'ı adı altında bir yüksek lisans programı gördünüz mü? göremezsiniz, tüm yüksek lisans programlarının bir konusu vardır, özel bir konuda eğitim alır ve uzmanlaşırsınız. ama almanyanın bu devşirme master programında bir konu yok, konu ne biliyor musunuz? konu diplom öğrencileri ile birlikte onların son 3-4 semester aldıkları dersleri almak, hem de onlarla birlikte, 3-4 yıldır bu sistem içerisinde olan insanlarla rekabet ederek. ortada konu olmayınca, master programının planı belli olmayınca master programına dahil olan öğrenci uçsuz bucaksız bir alanda yüksek lisans seviyesinde derslerle boğuşmak zorunda kalıyor. uçak mühendisliği örneğinden gidersek, uçak mühendisliği master programındaki bir öğrenci çok alaksız bir şekilde aerodinamik, uçak motoru, uçuş mekaniği, aviyonik, yapısal tasarım vs. konularda yüksek lisans seviyesinde derslerle karşı karşıya kalıyor. halbuki bu alanlardan sadece birisi ile uğraşıyor olmalıydı, öyle ben diplom'u ikiye böldüm al sana master demekle master programı yaratılmıyor maalesef. ha yapılmaz mı yapılır, yapılıyo da ama ne gerek var? saçma bir sistem. adam gibi sağlam temellere oturt master programlarını, planını programını hazırlığını yap ondan sonra istediğin kadar master programı aç. ama diplom sisteminden yetişmiş alman mühendislik öğrencileri ile bu şartlarda yarışmak gerçekten çok mantıksız, adamlarla beni aynı derslere sokma, madem ayırdım master programı açtım diyosun ozaman gerçekten bir program oluştur benim için, ben de adil şartlarda yarışayım.

    ayrıca şunu da belirteyim, 2007 yılında münih teknik üniversitesi ilk defa açmıştı kayıt olduğum almanca master programını, ve inanın okulda profesörler ve öğrenci işleri vs. dahil hiçkimse neyin nasıl olması gerektiğini bilmiyordu, hangi derse kayıt olmam gerektiğini hangi sınava girmem gerektiğini nasıl bir tez yazmam gerektiğini... staj yapmam gerekiyor mu gerekmiyor mu bunu bile öğrenmek için kaç kapı gezdim inanamazsınız. kağıt üzerinde yaptıkları diplom=bachelor+master sistemini kendileri bile bilmiyordu, sistem hala daha oturmuş değil, hala daha öğrenciler hocalar üniversite yönetimi dahil kimse bilmiyor... nasıl olacak bu süreç nasıl sonuçlanacak ben de bilmiyorum...
  • "bologna'yı tarih yapalım!" diyen karşıt öğrenci hareketi, önümüzdeki hafta viyana'da:

    http://bolognaburns.org/tr/call-for-participation
  • insanın insana yaptığı eziyettir. ayrıca ders çıktılarına kafam girsin.
  • 41 tane ders çıktısını tek başıma hazırlamak zorunda kaldığım süreç, bologna'yı yakasım geliyor sözlük.
  • bu sene son sınıf olanların ağzına sıçan süreçtir. bunun vebali birilerinin boynunadır. pazartesi okul açılıyor, gel gör ki o kadar çok kişi var ki henüz ders kaydı yaptıramayan. he yaptırsa da, alttan dersi olmamasına rağmen, mezun olamayacak olan sayısı da az değil.
  • 200'e yakın üniversitemizin hiçbirinde bu sürece dişe damağa dokunur herhangi bir direnç gösterilmemesi, türk üniversite öğrenci ve hocalarının utancıdır, utancımızdır. bu durumun, genel uyuşukluğumuzun ötesinde önemli bir nedeni daha var sanki, o da eğitim-öğretimin iş piyasalarına göre düzenlenmesi ve bunlara belirli bir standardizasyon getirilmesinin üniversitelerimizin zaten yapmaya can attığı, gönüllü olduğu ve stratejik planlarında yer verdiği argümanlar olması. şu an üniversitelerde buna yönelik şikayetlerin daha çok sürecin bürokratik aşamalarına (ders çıktısı, planı, boku püsürü..) olması da bunu gösteriyor zaten. öte yandan verilen derslerin de, dersi veren hocaların da allahlık olduğu pek çok üniversite, bu süreçte eğitim öğretim programlarına bir çeki düzen verdi, on yıllık ders içerikleri filan güncellendi, web siteleri daha bir şekle şemale girdi, sürecin şimdilik yegane kazanımı bu. bu arada çoğu hoca bu süreci polonya süreci olarak bilmektedir hala..
hesabın var mı? giriş yap