• bakışlar farklılığı ile oluşan düşünsel yönelimin ve düşüncelerin incelenmesi, formal deneyler ile geliştirilmeye çalışılması.

    bu konuya ilişkin çok şey yazacağım dursun hele…

    düzenleme: ek.
  • öncelikle yetersiz olduğunu vurgulamakta fayda var. neden yetersiz? çünkü beynimiz (ve duyularımız) özellikle bu doğal süreçler sonucunda ortaya çıktı. yani süreçlerin başkalaşımı sonucunda algılayamadıklarımızı fark edebilir, anlamaktan daha iyi bir şeyi yaratmaya elverişli bir beynimiz olabilir ve bize “gerçek” (?) gelenlerin farklılaştığını algıladığımızı sanabilirdik (?) ayrıca düşüncenin derinliğinin yetersiz olmasının yegâne nedeni süreçler/seleksiyonlar/tepkimeler değildir, işin bir de sınırlı olduğu gerçeği vardır. her şeyden önce bir beynimiz var ve bu beynin şu an spesifik olarak bu şekilde oluşunun tek nedeni hayatta kalmak için gerekli olan etkenlerdi. bu beyin varolduktan sonra biz bu beyinle doğayı çözmeye (?) çalışmaya başladık ve bu sayede beynin yetersiz ve sınırlı olduğunun yanı sıra, hata makinesi olduğunu da gözlemleyebildik. felsefe yetmedi bilimi yarattık. neyse konu bilim tarihi değil sonuç olarak beynimiz sınırlıdır. hafıza, duygusal zekâ, analitik zekâ, duyusal, bilişsel fonksiyonlar, tribal zekâ vs. her alanda sınırlı bir beyne sahibiz. yani biz öyle sanıyoruz. işin daha enteresan kısmı beynimizin hayal gücünü yaratmasıyla daha da pekişen formalitedir yani düşünce ve bu düşüncenin derinliği…

    düşünsel derinlik sayesinde sosyal bilimler ve formal bilimler muazzam şekilde derinleşti. mantığımız komplikeleşti ve nüans ayırt edebilmeye başladık. işte tüm bunlar sayesinde bugün felsefemiz, bilimimiz, teknolojimiz, eğitimimiz vs. var.

    eğer yeni bir (kendi arasında farklılıklar değişebilir) eşya/fikir/şirket yaratacaksan önce bilgilenmen sonra da düşüncelerini derinleştirmen gerekir.
hesabın var mı? giriş yap