• (bkz: brother john)
  • islamcı bir iddia sahibinin türkleri dinden döndürmek için batılıların icat ettiğini savunduğu zil sesi; bilinçaltımıza "din'den dön" diye kazınıyormuş bu ses.

    ayrıca şarkının diğer sürümleri için
    (bkz: bruder jakob)
    (bkz: birader yakup)
    (bkz: kardeşim can)
  • (bkz: ding a dong)
  • (bkz: kapı zili)
  • üç filipinli kardeşin 1765 yılında sör williams'ın evinin önünde durup çıkardıkları sesler. keza bu üç kardeş ingilizce ögrenmeye zamanları olmamıştır, birinin ding birinin dang birinin dong demesi tembihlenerek sorun çözülmüştür
  • benim için yeni bir "başlık entry nickname uyumu" imkanı.. çok nadir geliyor böyle bunlar..
  • rita mitsouko isimli şarkıcının söylediği, bu aralar makina proğramını şenlendiren parça.
    sözlerini de yazayım da tam olsun.

    ding dang dong (ringing at your bell)

    le jour se lève, j'irais bien chanter
    avec le merle d'à côté
    déjà les étourneaux volent là-haut
    merveilleux nuage d'oiseaux
    oh mon amour, la belle heure pour s'aimer
    l'aurore dans mon corps fait couler la rosée
    le ciel est clair et l'air encore frais
    par la fenêtre ouverte triomphe l'été

    ding ding dong, ringing at your bell, ding ding dong
    ding ding dong, ringing at your bell, ding ding dong

    le jour se lève, j'irais bien danser
    avec les feuilles du peuplier
    la lune pâle traîne encore un peu
    regarde-la, elle ferme les yeux
    oh mon amour, la belle heure pour s'aimer
    l'aurore te rend fort, fait couler ta rosée
    le ciel est clair et l'air encore frais
    par la fenêtre ouverte triomphe l'été

    ding ding dong, ringing at your bell, ding ding dong
    ding ding dong, ringing at your bell, ding ding dong.
  • aksel albumunde bulunan harika bir 123 parcasi.. endless loop'lar icin yaratildigini hissettiriyor..

    http://vimeo.com/6005107
  • ding dang dong
    seni bekliyorum
    çürümeme iki saniye

    ben sensiz bir cumhuriyet kurdum
    içinde feodal bunaklar, anarşist keratalar da dahil
    haberin olmadı

    yıldızlar arası gezdim sensiz
    birçok galaksi ve keder
    hiçbirinde huzur yoktu

    gezimin binbirinci yılında bir ihtiyar
    dedi bana
    gittiğin yol değil hala kaldığın yerdir önemli olan

    binonikinci yılda anladım
    büyük savaşlar, imparatorluklar, kan gölleri
    seni sevselerdi böyle olmazdı

    artık onlara konuşmayı bıraktım
    her zaman dediğin gibi
    fidan kavanozda yetişmez

    meleksen de söylemeliydin
    bekletmek kötü şeydir insanları
    hele iki bin yıldan fazla beklettiysen

    beklediler de seni
    dinler, büyük savaşlar
    hepsi dünyaya gelmen içindi

    sana güller seremedim
    veya karşılanmadın yeterince
    önemli olan karşılanmak mı hissedilmek mi

    savaş ve açlığı bitirirsen
    eninde sonunda yorulacaksın
    kanatların kırılacak

    benimle kal
    kanata da ihtiyacın yok
    sessiz ve sakin

    seni paylaşmaya çalışacaklar
    dünyaya indiğine inanamayacaklar
    her şey böyle başlamaz mı zaten

    venüs'ü terk etmemeliydin
    barış hayal, savaş ihtiyaç onlara
    asla bilemeyecekler

    barış savaşsızlık değildir,
    seni sevmenin diğer biçimidir.
    yıldızlar sana taç,
    senin yörüngendeler hala.

    vatikan'da besteler yapıldı sana
    hristiyanlar ağladı müslümanlarla
    dünyaya geldiğin şerefine

    hala benim ol istiyorum
    bütün bu tantana
    sona ermeyecek mi nasılsa

    güzelliğinden pek çokları mest oldu
    sular daha berrak
    ovalar daha yeşil şimdi

    bana içmeyi yasaklıyorsun,
    sarhoşluk yakışmıyormuş.
    sesin ne zamandır yasaklı

    fotosentezle küresel ısınma
    biraz suyla afrika
    tek bir zerrenle ben düzelebilirim

    demiştim ki kadere inanmam
    yanıldım
    kader seni istemenin diğer adıdır
hesabın var mı? giriş yap