*

  • dunyanin her tarafinda bir klasik olarak kabul edilen herhangi bir sey. mesela bir kitap mesela bir opera ve mesela madonna.
  • ilkokulda zorla okutulan ve genelde hicbir zevk alınmayan,sayfaları atlanan,okunmuş havası vermek icin bir iki sayfasının kenarı kıvrılan kitaplar
  • akla ilkin rus yazarları getiren kitap kümesi.dostoyevski imzalı suç ve ceza, karamazov kardeşler, ecinniler, kumarbaz, yer altından notlar en makbul olanlarındandır.
    diğerleri rus yazarları da tolstoy, turgenyev, solohov, gorki şeklinde sürer gider.
  • lise bitmeden okunmuş olması gereken kitaplardır bunlar. çünkü daha sonra okumaya fırsat olmuyor.
  • (bkz: ince memed)
  • şimdi... bu kitaplar önde giden eserler. dünya çapında kabul görmüş yazarların yazdığı, dünya çapında kabul görmüş eserler.
    işte bu eserleri kendi fikirlerini aşılamak için kullanmaya çalışan bir kesim oluşmuş piyasada. dünya klasiklerini birebir çevirmeyen, içinden bölümler kırpan, ekleyen, değiştiren bir kesim.
    islamcı yayınevleri bunlar. bazen dünya klasiklerini yazan yazarları müslümanmış gibi göstermek için, bazen de eserler okuyanda 'sır kapısı etkisi' yapsın diye eserlerde deformasyon yapıyorlar.
    hristiyan bir yazardan beklenmedik şeyler okuyabiliyorsunuz. bu kitaplar çok ucuza satılıyor. normal bir ucuzluktan daha ucuza. haliyle kitabın deformasyona uğramış hali daha çok kitleye ulaşıyor.

    bunu yapanlardan bir isteğim olacak: kitaplara el attıkları gibi bir de müziğe el atsınlar. örneğin vivaldi'nin four seasons'ını * * four angels * diye yayınlasınlar türkiye'de. four angels: cebrail, azrail, mikail, israfil. yaaa, vivaldi de müslümandı di mi? süreniz başladı.
  • neye kime göre klasik seçildikleri belli olmayan, içlerinde sayısız çeviri hataları yapılan kitaplardır.
  • genellikle 18inci 19uncu yüzyıl fransası'nda, ingilteresi'nde, rusyası'nda geçen; insanların birbirine bayım diye hitap ettiği; bayım bayım bayan kitaplardır..

    yine de bi göz gezdirmek iyidir..
  • baştan aşşağı saçma sapan bi sınıflama ve sınıflandırma mantığıyla oluşturuluyor bunlar. mesela yakup kadri'miz var bizim, hatta namık kemal'imiz var; bunlar kendi zamanlarına göre muazzam şeyler yapmışlar edebiyat alanında. ama biz bugün bu kitapları beğenmek zorunda mıyız, büyük soru bu. mesela balzac'ın goriot baba'sını okudum ben, böyle güzel akıp giden bi kitap ama fazlası değil; o zaman bu kitaba nasıl bi yorum yapmamız lazım? mesela cromwell var ki önsözüyle edebiyat tarihini değiştirmiş hugo'cuğumuz, çok mu sevmemiz lazım bunu?

    bence mesele şu ki, bi eseri şartlarına/zamanına göre değerlendirdiğinde o eserin asıl gayesini arka plana itmiş oluyorsun. yani dickens'ın iki şehrin hikayesi vardır, o zaman için muazzam bi etki yapabilir insanlar üzerinde, ya da decameron vardır ki dünyanın ilk -gerçek anlamda- öykü kitabıdır ama bugün sikimize takmıyoruzdur. bunun sebebi de işte, bu eserleri değerlendirirken düştüğümüz sosyoloji/politika yanlışları... yani ben bugün reşat nuri'nin herhangi bi kitabını beğenmiyosam, bu reşat nuri'nin zamanında çok iyi yazdığı gerçeğini değiştirmez; aynı şekilde benim bugün beğenmemem reşat nuri'ye karşı yapılmış bi ayıp olmaz anladın mı.

    oğuz kağan destanı ya da beowulf, zamanı için harika eserler olabilir. ama ben bugün bunun değerlendirmesini yaparken o zamanki toplumsal koşullara göre hareket edemem ki sosyolog değilim, ben bugün o eserlerin toplumda yarattığı infial üstünden hareket edemem ki tarihçi değilim. ben bi edebiyatçıysam eğer, benim için belirgin bi edebi inceleme ve sınıflandırma yöntemi vardır ve buna göre hareket ettiğimde, bugün dünya klasikleri olarak gördüğümüz bir sürü eserin aslında bi sikime derman olmayacağını fark etmem gerekir. ya da en azından, herkesçe beğenilme zorunluluğu taşımadığına hükmedebilirim.

    fotoğraf makinesi icat edilmeden evvel realist resim muhteşem bi şeydi evet, ama bugün 'hmmm' dediğimiz bi şeyden ibaret. öyle bi şey yani.
  • bunları düzgün yapılmış çevirilerinden okumak gereklidir. aksi halde insan hiç bir halt anlayamıyor. imge, iletişim, remzi, yapı kredi, iş bankası gibi yayınevlerini tercih etmek; iskele, oda veya bordo siyah gibi yayınevlerinden uzak durmak önerilir.

    (bkz: hasan ali yücel klasikler dizisi)
    (bkz: imge'nin önerdiği klasikler listesi)

    kişisel fikrimce iletişim'in dostoyevski'leriyle başlayıp tolstoy'larla devam etmek güzel bir başlangıç olabilir.
hesabın var mı? giriş yap