• simdi kimdir bu edgar g. ulmer? 1920lerden baslayip '60larin ortalarina kadar film cekmis, ve nihayetinde "b filmlerinin krali" olarak anilmis, bircok sinemaciyi hem stüdyo sistemiyle uzlasmaz tavri, hem inanilmaz ucuza ve rekor sürelerde izlenmeye deger filmler cikarabilmesi ile sonradan bagimsiz olarak adlandirilacak sinemacilara ilham vermis, kerteriz alinmis, yolundan yürünmüstür. en basta roger corman gibi isimlerin kendisinden etkilendigini, onun disinda yetmislerde film cekmis her genc sinemacinin ulmer'dan su veya bu sekilde etkilendigini söyleyebiliriz. mesela scorsese detour'u en basarili amerikan film noirlarindan biri sayar.

    esasen ucuza getirilip daha pahaliya yapilmis ve starlari olan bir filmle beraber ikinci film olarak gösterildigi icün ulmer'in yaptigi gibi filmlere b filmi denmistir. tabii b filmi deyince insanin aklinda hemen cöp tenekesi kapagindan uzay gemileri, dandik kostüme girmis adamlar tarafindan canlandirilan koca kafali ince vücutlu uzaylilar geliyor; evet onlardan da yapmistir ulmer kariyerinde. ama en kötüsünde bile belli bir seviyeyi koruyarak. kadrosundan amerikan sinemasinin duayenlerinin firlayacagi, robert siodmak'li, billy wilder'li menschen am sonntag'da, fritz lang'in ve murnau'nun almanya döneminden kimi filmlerinde calismis, kendi iddiasina göre kamera hareketini icat etmistir (ama sanki biraz yazistir bu iddia).

    baslica eserleri arasinda, döneminin en sert, karanlik film noirlarindan detour, boris karloff ile bela lugosi'yi ayni kadroda bulusturan 1934 yapimi the black cat veya western kisvesi altinda noir cagrisimli karakter drami the naked dawn'i sayabiliriz.
  • detour filminin yönetmeni.
    bu film herman hesse'nin siddhartha'sının kara bir yorumu/alternatifi sayılabilir. bu zorlama yorum, yola çıkan kişinin, yolda benliğini ve kimliğini, gerçek mi hayal mi olduğu anlaşılması güç dış etken/ler (vera gibi) ile yitiren bir baş kahraman etrafında dönmesiyle desteklenebilir.
hesabın var mı? giriş yap